2021’in En Çok Dikkat Çeken Eğitim Araştırmaları – 2

Eğitim PolitikalarıSınıf Yönetimi
2021 en çok dikkat çeken eğitim araştırmaları

Edutopia’da Aralık 2021 tarihinde yayınlanan ve  editörler Youki TeradaStephen MerrillSarah Gonser tarafından derlenen  “2021’in En Dikkat Çeken Eğitim Çalışmaları” adlı makalenin ikinci bölümü:

5. İyi Okul Tanımı Üzerine Yeniden Düşünmek

Sizin için iyi okul tanımı neleri içeriyor? Bir okulu iyi yapan onun fiziksel olanakları mı, akademik yapısı mı yoksa sağladığı sosyal olanaklar mı?  İyi okul tanımı bizde de ağırlıklı olarak sınav başarısı anlamına geliyor. Eğer siz de iyi okulun disiplinli öğretmenler ve yüksek test başarısı anlamına geldiğini düşünüyorsanız bu araştırmanın ilginizi çekebilir. 2020’nin sonlarında gerçekleştirilen bir çalışma bizi “iyi okul” tanımımızı gözden geçirmeye davet ediyor. Çünkü çalışmaya göre öğrencileri bütünsel bir hayat başarısına taşıyan faktörler arasında disiplinli bir akademik eğitimden çok daha başka kazanımlar bulunuyor.

Akademik Değil Bütünsel Başarı!

Araştırmanın sonuçlarına göre öğrencilerin gelişimini bütünsel  bir yaklaşımla değerlendiren, öğrencileriyle tutarlı ve güvene dayanan  ilişkiler geliştiren, onları akademik başarılarından bağımsız olarak destekleyen okullar ve öğretmenler daha başarılı görülüyorlar.

Şikago eyaletindeki devlet okullarında 150.000’den fazla dokuzuncu sınıf öğrencisiyle gerçekleştirilen bu çalışmaya göre “Sosyo-duygusal gelişimi destekleyen okulların çocukların başarı ve mutluluğu  üzerindeki olumlu etkisi” disiplinli bir akademik eğitimin sağlayabileceğinden çok daha fazla. Öğrencilere iyi ilişkiler kurma, zorlukların üstesinden gelme, aidiyet duygusu ve  dayanıklılık gibi beceriler öğretmek; yüksek bir üniversite giriş puanından daha önemli katkılar yapıyor. Daha önemlisi kişilik gelişimleri üstünde de önemli izleri bırakıyor.

Okulların iyi olarak nitelendirilmesini sağlayan bir başka özellik ise kapsayıcılığı. Yani bu becerilerin sadece ekonomik düzeyi ya da anne babasının eğitimini yüksek olan, az sayıdaki öğrenciye değil; toplumun tüm kesimlerinden gelen hatta akademik iddiası olmayan öğrencilere de aşılamak önemli. Bu anlamda eşitlikçi ve ayrım yapmayan okullar öğrencilerin gözünde daha “iyi” okullar olarak görülüyor.

2021 en çok dikkat çeken eğitim araştırmaları

6. Öğrenmenin En İyi Yolu Öğretmek mi?

Öğrenmenin en etkili yollarından biri öğretmektir. Bunu hepimiz biliriz. Peki bunu bir sınıf içi tekniği olarak denemek hiç aklınızdan geçti mi?

2021 yılında gerçekleştirilen bir başka çalışmada araştırmacılar iki gruba ayırdıkları öğrencilere Dopler Etkisi’nin (bir dalgayı yayan hareketli kaynağın frekansıyla gerçek frekansı arasındaki sapma) anlatıldığı metinler verdiler. Daha sonra da birinci gruptaki öğrencilerden Dopler Etkisi konusunda bir teste girecek şekilde hazırlanmalarını; ikinci gruptaki öğrencilerden ise konuyu bir arkadaş grubuna anlatacak şekilde hazırlık yapmalarını istediler. Ancak ikinci gruptaki öğrenciler hiç öğretmenlik yapmadılar. Tersine onlar da birinci gruptaki arkadaşlarıyla birlikte Dopler Etkisi üzerine bir sınava alındılar.

En İyi Öğreten mi Bilir?

Sonuç? Konuyu arkadaşlarına öğretmek için çalışan öğrenciler bilgi derinliği ve sınavda süre kullanımında yaşıtlarının önüne geçerken; dersin üzerinden bir hafta geçtikten sonra yapılan testte hatırlama açısından %9, konuya ait çıkarımlar yapma açısından %24 daha yüksek puanlar aldılar. Yani, bir konuyu “Bir başkasına öğretebilir miyim?” diye düşünerek çalışmaya teşvik etmenin, çocukların öğrenme kapasitesini arttıran bir eğitim tekniği olduğu bir kez daha kanıtlanmış oluyor.

2021 en çok dikkat çeken eğitim araştırmaları

7. Yeni Çağın Son Moda Sorusu: Kağıt mı Ekran mı?

Modern çağın eğitim alanındaki en derin tartışmalarından birisi kuşkusuz kitaplar mı yoksa bilgisayarlar mı ? olacaktır. Pek çoğumuzun inancına göre bilgisayar ekranları okuma eylemini duygusuzlaştırır; bir çeşit göreve dönüştürür. Oysa “gerçek”  kitaplar, sıcak, içten, gerçek ve yeri doldurulamaz dostlardır.

Bir başka 2021 araştırması kitaplardan okumanın psikolojik üstünlüğünü korunsa da e-kitapların pek çok pratik üstünlüğü olduğunu ortaya koydu. Buna göre e-kitaplar, okuyucuya farklı avantajlar sunuyor; özellikle de yeni kuşakların okuma sürecini çok daha kolaylaştırarak okuma zevkini yükseltiyor.

Buna göre bir kitabı sayfalarına dokunarak,  kokusunu içine çekerek okumak benzersiz olsa da yeni dijital kitap formatları okuyucuya metnin yanına açıklamalar ekleyebilme, kelime ve paragraf arama, metnin belirli bölümlerini kolaylıkla paylaşabilme seçeneklerini sunuyor. Biz henüz kabul etmeye hazır olmasak da bu olanaklar okuyucunun metne yakınlaşmasını sağlayan, kavrayışı geliştiren ve okuduklarıyla ilgili kalıcı bir anılar bırakan olanaklar. E-okumanın geleceği, karşı çıkanlara rağmen umut verici olmaya devam ediyor.

8. Proje Tabanlı Öğrenme Gerçekten İyi mi?

Günümüzün okullarını eleştirenler için eğitim hala bundan 100 yıl öncesinin –fabrikalara işçilerinin yetiştirildiği zamanlardaki- tekniklerini uyguluyor gibi gözüküyor olabilir. Ancak daha yakından baktığınızda pek çok okul ve sınıfta; öğretmen ve öğrencilerin zihinlerinde geleceğe dönük bambaşka bir dünya olduğunu görmek mümkün.

Öğretmenler günümüzün modern mesleklerinin işbirliği, gelişmiş problem çözme ve yaratıcılık gibi karmaşık becerileri gerektirdiğini biliyor ve bu yeterlilikleri öğretebilmek için farklı eğitim teknikleri uyguluyorlar. Bu tekniklerin en verimlilerinden biri öğretmenlerin giderek daha çok başvurduğu Proje Tabanlı Öğrenme Tekniği.

Proje Tabanlı Eğitim’i savunanlar da eleştirenler de var. Eleştirenler, bu tekniğin acemi öğrencilere çok fazla sorumluluk yüklediğini, doğrudan öğretimin eksiksiz sunuşunun yerini tutamayacağını savunurken; savunucuları, öğrenci merkezli eğitimin proje bazlı eğitimle sınıflarda bir arada var olabileceğine ve olması gerektiğini ifade ediyorlar.  ABD’deki 114 farklı okulda 6.000’den fazla öğrenciyi kapsayan iki yeni büyük ölçekli çalışma da iyi yapılandırılmış, proje tabanlı bir yaklaşımın çok çeşitli öğrenciler için öğrenmeyi desteklediğine dair önemli kanıtlar sağlıyor.

9. Zor Bir Dönemi Atlatırken Öğretmenleri Yeniden Düşünmek ..

Covidli yılların eğitim üzerinde derin bir izler bıraktığını ve hala bırakmaya devam ettiğini biliyoruz. Peki bu süreç öğretmenleri nasıl etkiledi? Pek çok ülkenin yanı sıra ABD’de yapılan bir dizi çalışmaya göre(Ocak 2021, RAND, Nisan 2021) ortalama bir öğretmenin iş yükü, aniden katlanarak arttı ve bir daha da hiç azalmadı. Çalışma, öğretmenlerin yüzde 24’ünün, pandemi öncesine göre  haftada 56 saat veya daha fazla çalıştıklarını bildiriyor. Üstelik bu iş yükünde bir azalma da gerçekleşmiyor.  (Pek çok ülkede hala hibrit sistem devam ediyor.)

Ülke için aşı hayatın normalleşmesi yolundaki büyük bir umuttu. Ancak aşı uygulamasının üzerinden dört ay geçtikten sonra Nisan 2021’de yapılan bir ankette, öğretmenlerin yüzde 92’si işlerinin pandemi öncesine göre daha stresli olduğunu ifade ediyor. Bir başka araştırmaya göre öğretmenler  malzemeleri çevrimiçi kullanıma uyarlamak için haftada 20 saatten fazla zaman harcıyor. Bu da iş ve ev yaşamı arasındaki büyük bir erozyon ve yorgunluğa neden oluyor.

Öğretmenler yoran sadece uzaktan eğitimle birlikte çalışma saatlerinin çok uzaması da değil; okul idarecilerinin  veli beklentileri yönetmekteki başarısızlığı da öğretmenlerin yükünü arttırıyor. Üstelik pek çok öğretmenin omuzlarında pandemi öncesinden taşıdıkları başka yükler de var.

Bütün bu veriler bize ne anlatıyor?  Bu veriler bize öğretmenlere çok daha fazla kulak vermemiz gerektiğini anlatıyor.   Öğretmenler zorlu bir teknolojiyi desteksiz kullanmaktan, sürekli yeni beceriler öğrenmeye, kendi ailelerinin ve çocuklarını ihtiyaçlarını gözardı etmekten, karmaşık veli beklentilerini yönetmeye kadar pek çok zorlukla baş başalar. Politikacılara ve eğitim yöneticilerine düşen ise bundan sonraki planlamaları öğretmenlerin gereksinimlerini düşünerek yapmak; yeni teknolojik uygulamalarda yeterli eğitim almalarını sağlamak ve  öğretmenlerin ekonomik ve sosyal refahını korumak için ferçekçi adımlar atmak. Üstelik bunları bilmek ve harekete geçmek için araştırma sonuçlarına bile ihtiyacımız yok.

Bu makalenin birinci bölümünü “2021 Yılının Önde Gelen Eğitim Araştırmaları -1’den okuyabilirsiniz.

“2020 Yılının Öne Çıkan Eğitim Araştırmaları” makalesine buradan ulaşabilirsiniz.

Etiketler: 2021 eğitim araştırmaları, eğitim araştırmaları, iyi okul nedir

İlginizi Çekebilir

Sosyal Medya Hesaplarımızı Takip Edin

Eğitim Kolektifi’nin Büyümesine Destek Olun!

İçeriklerimizi beğeniyorsanız daha fazla okuyucunun bize ulaşmasına destek olun.
Bizi Sosyal Medya Hesaplarımızdan Takip Edin, Beğenin, Paylaşın.

Takipte Kalın!

Facebook sayfamızı beğenin ve yeni yazılarımızdan haberdar olun.

Reklam

Yazar Hakkında

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Fill out this field
Fill out this field
Lütfen geçerli bir e-posta adresi yazın.

milli eğitim bakanı olsaydım kitap
eğitim kolektifi milli eğitim bakanı olsaydım kitap satın al

Milli Eğitim Bakanı Olsaydım

Orijinal fiyat: 150 ₺.Şu andaki fiyat: 90 ₺.

Ahmet Yıldız, Ayşegül Kanal, Cem Demirayak, Gözde Durmuş, Engin Karadağ, Erdal Atıcı, Erdal Küçüker, Esergül Balcı, Fevziye Sayılan, Feyzi Coskun, Gökçe Güvercin-Seçkin, Gözde Durmuş, Hasan Aydın, M. Cansu Balcı, Meral Uysal, Mustafa Gazalcı, Niyazi Altunya, Nurcan Korkmaz, Orhan Özdemir, Reşide Kabadayı, Rıfat Okçabol, Selen Balcı, Ş. Erhan Bağcı, Vildan Özdemir
Eğitim Kolektifi Yayınları
Delifişek Jose Mauro De Vasconcelos

Delifişek

Orijinal fiyat: 75 ₺.Şu andaki fiyat: 70 ₺.

Jose Mauro De Vasconcelos
Can Çocuk Yayınları
öz kitap ken robinson

Öz

Orijinal fiyat: 36 ₺.Şu andaki fiyat: 29 ₺.

Ken Robinson
Sola Unitas
Reklam

En Yeniler

En Popüler

Dosyalar

Reklam