Hiç sıradan başlayan ve sakin sakin fikrinizi açıkladığınız bir konuşmanın birdenbire kişiliğinizi hedef alan bir tartışma haline geldiği, fikirleriniz yerine kendinizi savunmak zorunda kaldığınız oldu mu? O zaman doğru makaledesiniz. Argumentum Ad Hominemin sözcük anlamını bilmeseniz dahi yaşattığı duyguyu öğrenmişsiniz!
Son dönemlerde hem kavram hem de bir tartışma stratejisi olarak duymaya başladığımız argumentum Ad Hominem, kelime anlamıyla bir kişinin sunduğu fikirlere karşı çıkmaktansa doğrudan onun kişiliğini hedef alarak ve yanıltıcı iddialar ortaya atarak bir tartışmayı yönlendirmek anlamına gelmektedir.
Kişiliğe Dönük Yargılarla Saldırmak
Diyelim ki markete gitme sırası küçük oğlunuzda. Ona markete gitme sırasını anımsattınız. Oğlunuz ise “yağmur yağdığını daha sonra gideceğini” söyledi. Siz “havanın kapalı olduğunu ancak yağmurun yağmadığını” söylediniz. Gelen cevap ise şu şekildedir; “bana patronluk taslamak hoşuna gidiyor.” Verilen yanıtın markete gitmekle hiçbir ilgisi yoktur ancak bir anda konu değişmiş ve sizin annelik tutumunuz, ebeveynlik kapasiteniz hedef alınmıştır.
Bir öğretmen veli toplantısında öğrencilerin evde nasıl çalışmaları gerektiği konusunda bilgi verirken, bir ebeveyn söz alarak sınıfın haberleşme grubunda ödevlerin paylaşılmadığını, öğretmenin sınıf annesiyle yakın iletişimi olması nedeniyle kendilerini dışlanmış hissettiğini söyler; böylece bütün dikkat öğretmenin velilerle kurduğu iletişime döner.
Asıl Konudan Bağımsız…
Böylece konuşmanın başında ortaya atılan fikir, mantıklı ve tutarlı şekilde tartışılmak yerine, söyleyenin kişiliğine yönelik bir saldırı haline gelir. Ad Hominem, farklı saldırı stratejileri içerebilir. Kişinin kimliğinden, fiziksel özelliklerine, tutumlarından, geçmiş hatalarına her şey karşıdaki kişinin saldırı taktiklerinin bir parçası olabilir.
Son dönemlerde politikacıların tartışmalarından, televizyon sohbetlerine hatta yakın çevremizdeki tartışmalara kadar sıklıkla deneyimlemeye başladığımız ad hominem stratejiler, aslında konuşulan konudan bağımsızdır. Birden, fikrini ilk açıklayan kişiyi kendini açıklama, savunma, yeniden ifade etme gibi sorumluluk yükler. En önemlisi, asıl konuya tekrar dönerek sağlıklı bir ilerleme sağlanması fırsatını yok eder. Böylece vasat, niteliksiz fikirlerin daha duyulmasına olanak verir.
Fikrimiz Yerine, Kendimizi Savunmak Zorunda Kalmak
Ad hominem argümanı, karakterimizi tehdit ettiğinde birden kafamız karışır. Savunmaya geçmeye, kendi kişiliğimizi savunmaya çalışırız. Duygularımız işin içine girdiği için doğru kararlar veremez, söylenenlere doğru tepki veremeyiz. Mevcut cephede savaş devam ederken yeni bir cephe açan kişiye meydan mı okunması gerektiğini yoksa ilk konuya bağlı mı kalmamız gerektiğini bilemeyiz.
Bu noktada yolumuzu aydınlatacak kavram Sokrates’in üçlü filtre kavramıdır. Ad hominem argümanları ile karşı karşıya kaldığımızda kendimize şu soruları sormamız gerekir:
- Söylenen şey, konuyla ilgili mi ve gerçeği yansıtıyor mu?
- Söylenen şey yapıcı bir şey mi?
- Söylenen şey işe yarar mı?
Eğer üç soruya da cevabımız hayır ise ad hominem canavarı ile karşı karşıyayız demektir. Yapılacak en kıymetli şey ise bu argümanı kullanan kişiler ile aramıza mesafe koymaktır. Çoğu zaman ise sağlığımızı korumanın en doğru yolu oradan uzaklaşmaktır.
Bilmek Neden Önemli?
Peki bu kavramı bilmek önemli midir? Herşeyden önce bu “yöntem” son zamanlarda ülkemizde bir tartışma stratejisi olarak sıklıkla tercih edilen bir yöntem teknik olmaya başlamıştır.
İkincisi başımıza ne geldiğini bilmek doğru stratejiyi uygulamak için önemlidir. Bazen bize ad hominem yapmış olan kişi öyle kibar, öyle dikkatli konuşur ki neyle karşı karşıya kalacağını bilemeyiz. Bazen de sadece kendi fikrini söyleyen kişi öyle saçma, kaba saba konuşur ki bize saldırdığını düşünürüz. Bu nedenle içeriğe bakmak önemlidir.
Üçüncüsü Ad hominem’i tanımak ve ayırdına varmak durumu yönetmemizi kolaylaştırır. Bazen sadece karşımızdaki insanın tekniğini işfa ederek bile kendimizi ifade etmek mümkündür. Günlük hayatımızdaki yaptığımız tartışmalarda kişisel özelliklerimizi değil, öne sürdüğümüz fikirlerimizi tartışmalıyız. Bunu da Ad Hominem’i bilerek ve onu engelleyerek yapabiliriz.
Bu makale ilginizi çektiyse “Neden Sorular Yanıtlardan Daha Önemlidir? ” adlı makalemize de göz atabilirsiniz.