Akran zorbalığı giderek daha fazla duymaya başladığımız bir kavram. Açıkçası ilgili bir anne olarak son yıllarda zorbalıkla ilgili o kadar çok yazı okudum ki bu konuda neredeyse her şeyi bildiğimi düşünüyordum. Bu yüzden oğlum ‘okulda bir arkadaşının ona haftalardır kötü davrandığını’ söylediğinde sorunu kolaylıkla çözüp oğluma yardımcı olabileceğimden çok emindim. Ancak oğlumun yaşadığı şey o güne kadar okuduklarımdan çok daha farklıydı ve bildiğimi düşündüklerim hiç işime yaramadı. Bu yüzden teoriyi bir yana bırakıp sezgilerimi kullanmak ve yepyeni şeyler keşfetmek zorunda kaldım. Neler mi öğrendim? İşte zorbalık konusunda fark ettiklerimin bazıları:
Zorbalık, Eskiden Olduğu Gibi Değil!
Benim öğrencilik zamanlarımda okulda herkesin çekindiği öğrenciler vardı! Bu öğrenciler genellikle diğer öğrencilerden yaşça ya da fiziksel olarak daha büyük olur, çoğu zaman diğer öğrencileri tuvalette ya da koridorda sıkıştırır, harçlıklarından ya da öğle yemeklerinden kendilerine pay isterlerdi. Böyle bir şey yaşandığında öğretmenler kimin suçlu olduğunu tahmin eder, alınan parayı ya da elmayı sahibine iade ederlerdi.
Akran Zorbalığında Amaç: Psikolojik Saldırı
Günümüz zorbalığının hedefinde böyle maddi kazanımlar yok! Hatta modern zorbalıkta fiziksel saldırılar bile eskisinden daha az yaşanıyor.
Çoğu zaman hedef psikolojik bir saldırı; Karşısındaki arkadaşının cesaretini kırmak, başkalarının önünde küçük düşürmek ya da güvenini sarsmak. Karşılığında da zorbalık yapan öğrencinin okulda daha güçlü hale gelmesi.
Öte yandan böyle bir zorbalık –tahmin edebileceğiniz gibi- ardında neredeyse hiç iz bırakmayan, olası bir şikayette varlığı kolayca kanıtlanmayan bir saldırı. Öyle ki çoğu zaman zorbalığa maruz kalan çocuk bile yaşadığının bir saldırı olup olmadığını kavramakta zorluk çekiyor. Yaşadığının adını koyamadan duygusal bir yükle baş etmek zorunda kalıyor. Bu şekliyle günümüzün zorbalığı fark edilmesi , önlenmesi ve kurbanının korunması çok daha zor bir saldırı.
Zorbalık Uygulayan Çocuğunuzun En Yakın Arkadaşı Olabilir!
Eskiden zorbalık yapan öğrenciler parmakla gösterilirdi. Şimdi kimin zorbalık yapabileceği konusunda tahminde bulunmak bile zor. Çünkü sizin çocuğunuza saldıran onun en yakın arkadaşı olabilir! Hatta bu çocuk sizin çocuğunuzla arkadaşlık etmesinden çok memnun olduğunuz, annesi ile sohbet ettiğiniz, doğum gününde aynı masada oturduğunuz çocuk da olabilir.
Zorbalığın böyle yakından gelmesi, saldırıya uğrayan çocuk için oldukça kafa karıştırıcıdır. Arkadaşının davranışının şaka mı, sınırını aşan bir samimiyet mi yoksa kabalık mı olduğunu kolayca anlayamaz. Tanımadığı birinden gelse kolayca kızacağı, kendisini savunacağı bir söz ya da davranış arkadaşından geldiğinde savunmasız kalır. Yaşadığını bir saldırı olarak nitelendirmekte zorluk çeker. Kısaca kendisini savunamaz.
Çözüm: Çocuğunuza Arkadaşlığın Sınırlarını Öğretmek
Çocuklarımızı böyle saldırılardan koruyabilmenin en akılcı yolu onlarla iletişim kanallarımızı sonuna kadar açık tutabilmektir. Onlarla her konuda konuşabilmeli ve onların bize anlattıklarına da dikkatle kulak vermeliyiz. Öncelikle onlara gerçek arkadaşlığın ne demek olduğunu açıklamalı; arkadaşlık ve saygı kavramlarının ne demek olduğunu, iyi kötü davranış tanımlarının neler olduğunu anlatmalıyız. Aynı zamanda, saldırgan arkadaşlıklara sınır koymak ve son vermek konusunda da çocuklarımızı eğitmeliyiz.
Öte yandan çocuklarımıza dünyada herkesin saygı görmeyi hak ettiğini ve kendisine saygı gösterilmemesinin bir tutum sorunu olduğunu tekrar tekrar anlatmalıyız.
Yeni Zorbalığın Matematiği Farklı!
Araştırmalar, son zamanlarda yaşanan zorbalık modelinin farklı basamaklarla ilerlediğini gösteriyor. Buna göre zorbalık önce sözlü tacizlerle başlıyor, kurbanın bu saldırganlığa verdiği tepkinin zorbanın daha sonraki davranışlarını belirlediğini gösteriyor. Eğer zorba çocuk, sözlü olarak saldırdığı arkadaşında beklendiği tepkiyi -üzüntüyü, kırgınlığı- görürse arkadaşını hedef almaya devam ediyor. Çünkü karşısındaki arkadaşında üzüntü, içe kapanma, endişe gibi duygular uyandırabildiğini gören zorba çocuk kendisini daha güçlü hissediyor. Bu nedenle daha zorbalığın ilk aşamalarında bile saldırılan çocuğun kendisini koruması önemlidir.
Sizin Çocuğunuz da Zorbalık Uygulayabilir!
Ebeveyn olarak hemen hepimiz saldırgan davranışın hep başka çocuklardan geleceğini düşünürüz. Oysa kendi çocuğumuz da pekala diğer arkadaşlarına zorbalık uygulayan biri haline gelebilir.
Yani bir çocuğun zorbalık yapması için mutlaka saldırgan bir çocuk olması gerekmiyor. Çoğu zaman sakin bir çocuk da sosyal baskı nedeniyle zorbalık uygulayabilir. Özellikle erkek çocuklar sert görünmek, güçlü olmak böylece arkadaşlarından saygı görmek ve kendilerini kabul ettirmek için arkadaşlarına baskıcı davranabilirler. Çok görülen bir zorbalık modelinde de kızlar, bir arkadaş grubuna kabul edilmek ya da arkadaşları arasında popülerliğini arttırmak için yapılabilir.
Çocuklar Kimden Nasıl Yardım İsteyeceğini Bilmiyor
Peki zorbalık sürecinin ardından neler yaşanır? Öncelikle zorbalık yaşayan çocuklar duygusal olarak içe kapanır ve yardım istemekten utanırlar. Oysa böyle süreçlerde belki de en önemli kural yardım istemektir. Öğretmenler, psikolojik danışmanlar, idareciler konu hakkında daha fazla deneyimlidir ve çözüm önerileriyle bakış açınızı zenginleştirebilirler. Olayı duyduğunuz andan itibaren adımlarınızı öğretmen ve idarecilerle birlikte atmak sorunun çözümü için gerçekten çok önemlidir.
Her Kötü Davranış Zorbalık Değildir!
Bununla birlikte her kötü sözün, tartışmanın ya da çatışmanın zorbalık olmadığını da fark etmeliyiz. Zorbalık kavramı son zamanlarda o kadar çok konuşuldu ki çocuklar da yaşadıkları olumsuzlukları hemen zorbalık olarak nitelendirmeye başladılar.
Zorbalığı herhangi bir saldırgan davranıştan ya da uzun süren bir kavgadan ayıran üç temel koşuldan söz edebiliriz. Bunlardan ilki saldırgan davranışın kötü niyetle yapılmasıdır. İkincisi saldırgan davranışın sistemli şekilde tekrarlanması, üçüncüsü ile saldırgan ile saldırıya maruz kalan çocuk arasında güç dengesizliği olmasıdır.
Ad Takmak Zorbalık mıdır?
Şöyle bir örnek verebiliriz: Çocuğa ad takmak zorbalık mıdır? Bir çocuğa sadece bir kez –onun hoşlanmadığı- bir sıfatla seslenmek, her ne kadar kaba ve üzücü bir davranış olsa da zorbalık değildir. Ancak, bu sıfat bir ad takma haline gelir ve çocuğa sürekli olarak o adla seslenilirse, bu davranış başka öğrenciler tarafından da benimsenir ve ad takılan çocuğu üzerse bu bir zorbalıktır.
Zorbalığı Yönetmek Duyarlılık İster
Bu yüzden zorbalığın dikkat, soğukkanlılık ve duyarlılık istediğini söylemeliyim. Her vaka, her çocuk, her çatışma birbirinden farklıdır. Üstelik çoğu zaman yaşananların kitaplarda okuduklarımızla hiç ilgisi olmayacaktır. İşte böyle zamanlar anne duyarlılığına ihtiyaç duyulacak zamanlardır!