Son günlerde dünyanın her köşesinde konuşulan tek bir konu var: Yeni korona virüs ya da resmi ismiyle Covid-19. Çoğumuz belki de ilk defa bir salgın hastalığı hayatlarımızın bu kadar içinde hissediyor, kaygıyla hayatlarımızı yeni kurallara göre düzenlemeye çalışıyoruz. Yaşanan bilgi kirliliği kaygımızı yükseltiyor, haberler uzak ülkelerden bile gelse bizi korkutuyor.
Peki, Biz televizyon ekranlarından, sosyal medyadan bilgilenmeye çalışırken çocuklarımız neler yaşıyorlar? Bilgilerini hangi kaynaklardan alıyor, hastalık konusunda neler duyuyorlar? Yetişkinlerin sohbetlerini bile etkileyen abartılı bilgiler çocuklar arasında nasıl yorumlara neden oluyor?
Kaygılanmak İçin Haklı Nedenleri Var!
Çocuğunuzun sizin gibi haber kaynaklarına ulaşamadığını, salgın hastalık kavramını bilmediğini ve bu nedenle kaygılardan korunmuş olması gerektiğini düşünebilirsiniz. Oysa çocuklar pek çok kaynaktan, çok çeşitli haberleri duyuyor; daha önemlisi bu bilgileri yorumlamakta zorluk çekiyorlar. Gelin sadece günlük hayatta sıklıkla duydukları şu cümlelere bir bakalım:
· Ne yazık ki, tüm maskelerimiz bitti. (Herhangi bir eczane çalışanı)
· Coronavirüs sana geldiği gibi ölürmüşsün baba… (Anaokulundan kızını alan bir babanın duyduğu cümle)
· Kızım, kendi ellerini ve çocukların ellerini sürekli yıkadığından emin ol… (Anneannenin bir cümlesi)
· Dünya Sağlık Örgütü son güncel bilgileri paylaştı… (Akşam haberleri)
· Ülkemizdeki ilk vaka tespit edildi… (Son dakika haberleri)
· Anne, hepimiz ölecekmişiz… (Okul bitiminde annesini arayan 13 yaşındaki bir erkek öğrencinin cümlesi)
Çevrelerinde bütün bunlar konuşulurken çocuklarımızın kaygılanmaması mümkün olabilir mi? Peki o zaman çocuğumuzun kaygısını anlamak, onu korkutmadan bilgilendirmek için neler yapabiliriz? Gelin 5 temel başlıkta çocuklara nasıl yardımcı olabileceğimize hep beraber göz atalım…
1.Dinleyin
Çocuğunuz size gerçekten ne diyor? Çocuklarınızın ne duyduklarını, ne anladıklarını ve kafalarında gezinen soruları tam anlamıyla dinleyin. Çocukların okuldan, akranlarından, televizyondan ne kadar bilgi edindiklerini hiçbir zaman tam olarak bilemeyiz. Çocuklar içinde bulundukları gelişim özelliklerine bağlı olarak anlamadıkları bir olayı hayal güçleriyle zenginleştirip bambaşka bir olay haline getirebilirler. Unutmayın çocuklar çok iyi gözlemlerler ama çok kötü yorumculardır… Çocukları sessiz bir ortamda dinleyerek hatalı bilgilerini mutlaka düzeltin.
2. Sakinliğinizle Model Olun
Uçakta bir türbülans yaşandığında kaptan pilot anons yaparak türbülans hakkında bilgi verir ve sakin olunmasını ister. Kaptan pilotun da yaşanan türbülans karşısında panik olduğunu, sesinin titrediğini ve kelimeleri tam olarak söyleyemediğini hayal eder misiniz? Hayal bile edemiyorsunuz değil mi?
Çocuklar yaşanan olaylar karşısında nasıl tepki vereceklerini çevrelerindeki yetişkinleri gözlemleyerek karar verirler. Böyle durumlarda neler söylediğiniz değil, nasıl davrandığınız önemlidir. Davranışlarınızla çocuklarınıza nasıl model olduğunuzu fark edin.. Gerekli temizlik önlemlerini alın ve günlük rutininize devam edin.
3. Bilgi Verin, Garanti Vermeyin
Çocuklarınızın ne bildiğinden emin olduktan sonra hatalı bilgilerini düzeltin. Dürüst olmayı ve açık konuşmayı unutmayın. Dünya Sağlık Örgütü’nün sayfasından yararlanarak net bilgileri edinebilirsiniz. En az 20 saniye elimizi yıkamamız gerektiğini, küçük çocukların çok az bir kısmının virüsten etkilendiğini, doktorların, bilim adamlarının virüsle mücadele etmek için ellerinden geleni yaptıklarını anlatın.
Cevabını bilmediğiniz bir soru sorduklarında “bilmiyorum” demekten çekinmeyin. Dünyada kesin olmayan birçok şey olduğunu, hasta olmama konusunda bir garantimiz olmadığını anlatın. “Hasta olmayacaksın.” “Seni koruyoruz.” “Bunlarla endişelenmene gerek yok.” Gibi cümleler kurmayın. Bu tür cümleler çocukların endişelerini kısa bir süreliğine azaltsa da uzun vadede endişelerini çok daha fazla körükleyecektir.
4. Kaygısını Anladığınızı, Önemsediğinizi Gösterin
Çocuğunuz sizden sürekli “bize bulaşmayacağına dair” bir garanti istemeye devam ederse ne yapacaksınız? Çocuğunuzun duygularını fark ettiğinizden ve anladığınızdan emin olun. “Çok korkmuş ve endişelenmiş olduğunu görüyorum, istersen bu duygularınla ilgili bir resim yapabilir ve daha sonra o resim hakkında konuşabiliriz.” Gibi bir cümle kurmanız çocuğunuzun sizin tarafınızdan anlaşıldığını hissetmenizi sağlayacaktır. Yapılan çizim hakkında konuşabilir, daha sonra çizdiği resmi bir top haline getirip çöp kutusuna basket atmasını ya da kağıdı yırtmasını isteyebilirsiniz. Böylelikle çocuklar kaygısını somut hale getirip onu yok edebildiklerini deneyimlemiş olacaklardır.
5. Hayat Devam Ediyor!
Bütün bu önlemleri hayatınıza kattıktan sonra ise kaldığınız yerden devam edin. Kalabalık yerlerden uzak durun ama hayatı ve birlikte geçirilecek iyi vakitleri ıskalamayın. Gerekirse maskenizi takın ama üstüne hala en şık şapkalarınızı giyin. Büyük organizasyonlardan uzak durun ama bunu küçük bir oyun grubu yaratmanın fırsatı haline çevirin!
Son söz olarak unutmayın: Hayat devam ediyor, gerekli temizlik önlemlerini aldıktan sonra güzel havanın tadını çıkarmayı ihmal etmeyin.
psychologytoday.com adlı sitede 19 şubat 2020 tarihinde yayınlanmış ve Annie Sipson tarafından kaleme alınmış ‘Anxiety is not the boss! How to Talk to Your Anxious Child About the Coronavirus’ adlı makaleden faydalanılarak Uzman Psikolojik Danışman Bingül Uzel Kemiksiz tarafından kaleme alınmıştır.