Bir Köy Öğretmeninin Kaleminden: “Eski bir şiirdi; ben köy öğretmeniyim”

Eğitim Politikaları
İzmir Ödemiş’e bağlı Ortaköy’de 50 yıl hizmet veren köy okulu şimdilerde sessizliğe terk edildi.

“Ben köy öğretmeniyim, bir bahçıvanım,” diyen dünyadan çok kimse kalmadı. daha mı iyi oldu yoksa kötü mü oldu? Tam bir cevabım yok. Malum siyah ve beyaz değil dünya, yaşam.

Köy nüfusu 5 yılda 214 kişi azalmış. Yine 2016 sayılamasına göre köylerde nüfusun %7,7’si yaşamaktaymış. Sayılar elbette kültürel olarak bir kentleşmeyi göstermiyor.

İzmir Ödemiş’e bağlı Ortaköy’de 50 yıl hizmet veren köy okulu şimdilerde sessizliğe terk edildi.
İzmir Ödemiş’e bağlı Ortaköy’de 50 yıl hizmet veren köy okulu şimdilerde sessizliğe terk edildi.

Taşımalı eğitimle verimli toprakların okulları da kapandı

Manisa’da insanı diksen yetişen ovada da bu durum böyle. Hani toprak yok, toprak verimsiz, tarıma uygun falan değil durumu da yok. Köylerde genç nüfus çok az buna bağlı olarak da okullarda öğrenci bulmak hayli güç. 97’de başlayan taşımalı eğitim ile de pek çok köy okulu kapanmış durumda. Pek çokları da kapanma aşamasında.

Köylerde okulların kapanmasına itirazlarda yok değil. Hatta çoğu kimse aslında köyünde okul olsun istiyor. Köylü de olsa kentli de olsa. Kentli şöyle diyor; “Okullar kapandı, öğretmenin köye olan aydın etkisi kalmadı ve imamların eline kaldı.” Ben bir eğitimci olarak meseleye buradan bakmıyorum. Eğitimin kalitesi açısından bakıyorum.

Köy okullarına günümüze uygun, çağdaş bir işlev kazandırılamaz mı?
Köy okullarına günümüze uygun, çağdaş bir işlev kazandırılamaz mı?

artık tüm dünya etkileşim içinde…

Birincisi bu tanım 30-40 yıl öncesine ait olduğudur, günümüze dair altının boş olduğudur. Aydınlanmacı, dikte eden üstten bakan bir yaklaşım siyaset olarak da yaşam tarzı olarak da çok eskide kalmıştır. Artık konuşan, etkileşim halinde olan, öğrenen bir dünyada yaşıyoruz. Kitlesel bir iletişim çağındayız ve her bilgi, haber hemen dolaşımdadır. Kitap, gazete okuyan kişi ile bunlardan bihaber toplum arasında aydınlatma etkisinden bahsedilebilir. Günümüzde ise özellikle sosyal medya ile manüple de olsa, doğru ya da yanlış da olsa herkes bilgi bombardımanı altındadır. Kabaca söylersem öğretmenin bildiğini herkes biliyor yani. Ve ülkenin içinde bulunduğu düşünsel, siyasal ve refleks kamplardan dolayı doğru söylemende önemli değil. İnandırıcı olmuyor.

öğretmenler ‘aydın’ öğretmen tanımına uymuyor mu?

Ayrıca belki de önemlisi günümüzdeki öğretmenlerin “aydın öğretmen” tanımına uymadığıdır. Okuyan, araştıran, sanatla, edebiyatla haşır neşir olan öğretmenlerden çok kalmadı. Aydından bahsetmek için bir çok alanla ilgili bilgi sahibi olan ve etrafında etki bırakan kimseler düşünüyorum.

Köy öğretmenin şehir merkezinde oturup okula geliş gidiş yapıyor olması okulun işlevsellğini azaltıyor.
Köy öğretmenin şehir merkezinde oturup okula geliş gidiş yapıyor olması okulun işlevsellğini azaltıyor.

80’lerin bireyselleşen öğretmeni artık köyde yaşamıyor

Zamanımızın öğretmenleri, meslek dallarında bile en muhafazakar olan kesimdir. Mesleki değişime kapalı, eğitimsel gelişime direnen bir yapıdadırlar. Dolayısıyla günümüzde aydın ile öğretmeni yan yana koymak büyük hata olur.

Kapanmayan okullarda bile ulaşım sorunu yoksa öğretmen şehir merkezinde oturuyor, okula geliş gidiş yapıyor. Çünkü o baştaki şiire konu olan öğretmen devri kapandı. “Cumhuriyeti biz böyle kazandık.” fotoğrafı gibi toplumsal bir dayanışma, ortak gelecekte yaşam azmi, toplumsal refahı düşünme durumları kalkmıştır. 80’lerden sonra yerleşen aşırı bireycilik, çeşitli politik manevralar tüm bu olumsuzlukta etkendir. Sonuç olarak toplumdaki bireysel menfaatin en masumu olan kendi çocuğunun eğitimini, kendi psikolojik ihtiyacını düşünmeyi yeğliyor öğretmen de. Köyde yaşamayı tercih etmiyor. Şöylede bir durum vardı. Köy öğretmenlerinin çocukları parasız yatılı denilen devletin yurtlarında eğitime devam ederdi. Örnekse artık bu da yok.

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de muhafazakarlık aşama kaydetmiştir. Öğretmenle imam zaten aynı dili konuşuyor artık. İkisinin de aydınlık durumları paralel. Yani eski bir şiirdi, ben köy öğretmeniyim.

Son söz olarak şunu söyleyebilirim; Köy okulları kapatılmamalıdır. Taşımaya harcanan paralar yerine okullar köylerinde olmalıdır. Ancak bir okulda en az iki öğretmen olmalıdır. Bu da ayrı yazı konusu olsun.

Etiketler: köy öğretmeninin değişen rolü, köy okulları yeniden açılsın, köy okullarında eğitim nasıl olmalı

İlginizi Çekebilir

Sosyal Medya Hesaplarımızı Takip Edin

Eğitim Kolektifi’nin Büyümesine Destek Olun!

İçeriklerimizi beğeniyorsanız daha fazla okuyucunun bize ulaşmasına destek olun.
Bizi Sosyal Medya Hesaplarımızdan Takip Edin, Beğenin, Paylaşın.

Takipte Kalın!

Facebook sayfamızı beğenin ve yeni yazılarımızdan haberdar olun.

Reklam

Yazar Hakkında

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Fill out this field
Fill out this field
Lütfen geçerli bir e-posta adresi yazın.

milli eğitim bakanı olsaydım kitap
eğitim kolektifi milli eğitim bakanı olsaydım kitap satın al

Milli Eğitim Bakanı Olsaydım

Orijinal fiyat: 150 ₺.Şu andaki fiyat: 90 ₺.

Ahmet Yıldız, Ayşegül Kanal, Cem Demirayak, Gözde Durmuş, Engin Karadağ, Erdal Atıcı, Erdal Küçüker, Esergül Balcı, Fevziye Sayılan, Feyzi Coskun, Gökçe Güvercin-Seçkin, Gözde Durmuş, Hasan Aydın, M. Cansu Balcı, Meral Uysal, Mustafa Gazalcı, Niyazi Altunya, Nurcan Korkmaz, Orhan Özdemir, Reşide Kabadayı, Rıfat Okçabol, Selen Balcı, Ş. Erhan Bağcı, Vildan Özdemir
Eğitim Kolektifi Yayınları
konaktakiler karin karakışlı kitap

Konaktakiler

Orijinal fiyat: 22 ₺.Şu andaki fiyat: 18 ₺.

Karin Karakaşlı
Günışığı Kitaplığı
Reklam

En Yeniler

En Popüler

Dosyalar

Reklam