Çevre okuryazarlığı nedir? Ekosistemle ilgili sorunlar her zamankinden çok daha fazla gündemimizde. Belki de tarihinde ilk kez, modern insan kendi konforlu tercihlerinin ekosistem üzerindeki etkileriyle yüzleşiyor; gelecek kuşaklar için endişe duyuyor ve harekete geçmeye çalışıyor.
Bununla birlikte çevreye dönük bir bilinç ve farkındalığın toplumların büyük bölümünde yerleşmesi için uzun bir yol katetmek zorundayız. İçinde yaşadığımız dünyanın ve doğal hayatın büyük dengesinin gelecek kuşaklara doğru bir şekilde anlatılması şimdi belki de herkesten çok eğitimcilerin sorumluluğu.
Sadece ‘Değinmekle’ Olmaz
Öğrencilerimize iklim değişikliğiyle ilgili neyi, nasıl ne kadar anlatmalıyız? Hangi örnekleri vermeliyiz? Yaşanan doğa olaylarını, yakın çevrelerindeki değişiklikleri nasıl yorumlamalı, nasıl duyarlılıklar geliştirmeliyiz?
Bu sorular çevre ve iklim krizi konularında öğrencilerini eğitmek için yola çıkan öğretmenlerin akıllarından geçen sorulardan sadece bir kaçı. Çünkü öğretmenler Fen Bilgisi derslerinde konuya ‘değinerek’ ya da öğrencilere hayatlarından uzak örnekler vererek bir farkındalık yaratamayacaklarını biliyorlar. Bir başka deyişle, öğrencilerde iz bırakacak ve onları harekete geçirecek bir eğitimin pek çok duyarlılığı aynı anda içermesi gerekiyor.

Hayata Dair Sorular Sormak
Bunu sağlamak için de öğrencilere aktarılacak bilgilerin aktarılan teorilerden daha gerçek, daha hayata değer bilgiler içermesi gerekiyor. Örneğin öğrencilerin kuzey kutbunda buzulların eridiği değil, buzulların neden eridiğini; çöp ayrımının önemini değil, yaşadıkları şehirde neden kompost yapılmadığını; küresel ısınmanın ne olduğunu değil, enerji politikalarıyla arasında nasıl bir bağ olduğunu bilmeleri gerekiyor.
Yani çevre eğitiminin ansiklopedik bilgilerin ezberlenmesi olarak değil; kişinin gözlem yapabilmesi, neden sonuç ilişkileri üzerine düşünebilmesi, bilimsel verileri gözden geçirebilmesi ve hareket geçebilmesi gerekiyor.
Çevre Okuryazarlığı Nedir?
Çevreciler yeni kuşaklarda geliştirilmesi gereken bu beceriye Çevre Okuryazarlığı adını veriyorlar. Çevre okuryazarlığı, bireyin parçası olduğu ekosisteme dair bir kavrayışını geliştirmek; böylece hem doğa hem de toplum ve gelecek kuşaklar için sorumlu tercihler yapabilecek bilgilerle donatılması olarak tanımlanıyor. Böyle bir bilgi donanımının olmazsa olmaz becerileri ise:
- Yeterli düzeyde bilimsel veri,
- Eleştirel düşünme becerisi,
- Bireysel sorumluluk duygusu,
- Stratejik düşünme becerisi,
- Karar alabilme ve uygulamaya geçirebilme cesaretini içeriyor.
Öte yandan çevre okuryazarlığı bir vatandaşlık boyutu da içeriyor. Bu nedenle bireylerin sosyal hak ve sorumlulukları konularında da bilinçlenmeleri önemlidir.
Doğru Tek Değil
Bir başka deyişle çevre okuryazarlığı programları gençlere tek bir ‘doğru’yu ezberletmeyi amaçlamıyor. Bunun yerine, hedef her bireyin karşılaştığı durumla ilgili bilgi toplayacak, bu bilgiyi doğru yorumlayacak ve sorunu doğru bir şekilde çözebilecek beceri kazandırmak. Yani çevre okuryazarlık eğitimleri çözüm ve harekete geçme içeriyor. Bunu yapabilmek için de nedenle öğrencilere analizin yanısıra doğru tepkiyi vermenin yollarının da anlatılması önemli.
Kaygı Değil, Sorumluluk Hissettirmek
Çevre Okuryazarlığı kazandırmayı hedefleyen eğitimcilerin –özellikle de küçük yaştaki öğrencilerle çalışanların- dikkat etmesi gereken noktalardan birisi öğrencilerin endişelenmesini engellemek. Özellikle iklim kriziyle ilgili gelecek senaryolarının abartarak anlatılması öğrencilerin korkmalarına ya da kendilerini değişime katkısı bulunamayacak kadar çaresiz hissetmelerine neden olabilir.

Dünya Eğitimlere Başladı
Peki Batı’da bu konuda neler yapılıyor? Örneğin ABD’de kurulan Çevre Okuryazarlığı Konseyi, Ulusal Fen Bilimleri Öğretmenleri Derneğiyle işbirliği yaparak çok sayıda ders programının tasarlanmasını sağladı. Küçük sınıflardan ve giriş konularından başlayarak ilerleyen ders müfredatlarına Çevre Okuryazarlığı Konseyi’nin websitesinden ulaşabilirsiniz. http://www.enviroliteracy.org/.
Bir sivil toplum kuruluşu olan Grassroots Derneği ise, çevresel değişimin insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri konusunda eğitim veriyor. Dernek şimdilerde bölge ilkokullarında uygulamaya konan çevresel okuryazarlık dersleri geliştiriyor. The Safe Lawn Flag adlı program, tarım ilaçlarının insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini ilkokul öğrencilerine anlatıyor. Derneğin kurucusu Patti Wood, ‘Çocuklara gündelik hayatlarının, basit sıradan kararlarının bile çevre üzerinde ne kadar büyük etkileri olduğunu göstermeye çalışıyoruz.’ diyor. ‘Sifonu fazla çekmek, çaydanlıkta uzun uzun kaynayan su,küçük mesafeler için arabayı kullanmak gibi hemen her kararımızın çeve üzerinde etkileri var.Çoğu zaman bu etkiler negatif.’
Dünya Günü Kutlanması İlk Adımdı
Çevre eğitimi dendiğinde Rachel Carson’ın adından söz etmeden olmaz. Çevre eğitiminin gerekliliğinden ilk kez 1956 yılında söz eden bu konuda uzun yıllar boyunca çaba gösteren Carson, çevresel okuryazarlık eğitimlerinden de ilk söz edenlerden.
Carson’nın 1962 yılında yayınlanan Sessiz Bahar adlı tanınmış eserinin 1970 yılından bu yana Dünya Günü’nün de kutlanmasına öncülük yaptığını belirtelim. Dünya Günü kutlamaları ve bu hafta boyunca verilen eğitimler de çevre eğitimi programlarının ilkleri arasında yer alıyor