Günümüzde çocuklar hızla değişen ve karmaşık ilişkilerin egemen olduğu bir dünyada yaşamak durumundalar. Bir yandan toplumdaki gelenekler ve değerler yerlerini yeni yaşantılara bırakıyor bir yandan da çocuklarımız konvansiyonel ve sosyal medyadan gelen yoğun cinsel mesajlar alıyorlar. Bu durum ise hem cinselliğe ilgiyi hem de doğru bilgilenme ihtiyacını da arttırıyor.
Her bir ailenin paylaştığı değerler , inançlar farklı olabilir ve bu doğaldır. Aile olarak cinsel eğitimde sorumluluğumuz; dünyaya getirdiğimiz çocuklarımızın kendi cinsel kimliklerinden hoşnut, bedenlerinin ve duygularının bilincinde, kendilerine ve başkalarına karşı sorumlulukları olan yetişkinler olmalarıdır. Aile içinde cinselliğin konuşulması; diğer konular ile ilgili olarak bir şekilde bilgilenecektir. Bunun okul ve aile kaynaklı olması ,durumun kontrolü ve bilgilendirmenin doğruluğu açısından önemli bir noktadır.
Cinsel Kimlik Nasıl Oluşur?
Toplumsal cinsiyet, kişinin kendini kadın ya da erkek olarak algılayarak tanımlamasıdır. Daha iki-üç yaşlarındaki her çocuğun kendi hakkında “ben kadınım, ben erkeğim” biçiminde görüşü vardır. Bebekler beden yapıları, cinsel iç salgı bezleri ve hormonları ile kendi cinslerine özgü bir biçimde donanarak dünyaya gelirler. Bu biyolojik yapı, çevreden gelen uygun desteklerle, kız ya da erkek kimliği olarak, çocuk tarafından benimsenecektir.
Cinsel kimlik kazanımındaki diğer önemli etken de özdeşim kurmadır. Çocuk, erkek ya da kız davranışlarını anne ya da babasına benzemek için benimser. Kız çocukla annesi, erkek çocukla babası arasındaki ilişkinin olumluluğu ve yakınlığı özdeşim kurmada önemli rol oynar. Daha anne karnındayken belirlenmiş olan cinsel kimlik, tam olarak iki-üç yaşlarında belirlenmekle birlikte yaşam boyu gelişmesini, olgunlaşmasını sürdürür. Ergenlik döneminde de toplumsal cinsel kimlik derinlik kazanıp, sağlamlaşır.
Cinsellik Doğal ve Varoluşsaldır
Çocuğun cinsellikle ilgili bilmesi gereken en temel bilgi cinselliğin doğal olduğunu, utanılacak bir şey olmadığıdır. Bu ancak ebeveynlerin çocuklara cinsel konularda açık ve onaylayıcı bir şekilde yaklaşmalarıyla sağlanabilir.
Anne babalar ve çocuklar arasında oluşturulacak aile içi özgür, samimi bir tartışma ortamı, başka kaynaklardan yanlış bilgilendirmeden kaynaklanabilecek utancı ve suçluluk duygusunu engellemesine yararlı olacaktır.
Cinsellik Sevgi, Özdenetim ve Sorumluluk Gerektirir
Özellikle büyük yaştaki çocuklara, cinsel davranışın sorumluluk ve öz denetim gerektirdiği anlatılmalıdır. Aile içinde gençlerin duygularını ve dürtülerini kabul yanında ,davranışlarının başka insanları da etkileyebileceği ve bunun sorumluluğunu alması gerektiği vurgulanmalıdır.Cinselliği yaşarken, diğer kişilerin yaşamlarına saygı duymayı bilmesi gerekliliği belirtilmelidir.
Cinsellik Karşı Cinse Saygı Gerektirir
Aileler aynı zamanda cinselliğin karşı cinse ve bedenine saygı duymak olduğunu, herkesin kendi bedenini de savunması gerektiğinin altını çizmelidir.
Nasıl konuşulmalı? Neler Söylenmeli?
Çocukluk Dönemi
Genellikle çocuklar iki yaşlarından itibaren kız/erkek beden farklarıyla ilgili soru sormaya başlarlar. Daha sonra doğumla ilgili olan sorular izler. Çocuklar aynı soruyu defalarca sorabilirler. Verilen yanıtlardan, çocukların üç yaşlarındaki anlayışları ile beş yaşlarındaki anlayışları arasında fark vardır.
İki yaşından itibaren çocuklar, kız ve erkek olarak ,beden farklılıklarını sezmeye başlar, cinsiyet farklarını fark eder. Bu onların hem kendi ,hem de çevrelerindekilerin vücutlarını incelemek konusundaki meraklarını artırır. Çocuğun gelişiminde merak önemli bir yer tutar. Bedensel farkları merak etmesi doğal ve sağlıklı bir durumdur. Bu noktada merakın giderilmesinde sağlıksız doyumu olabilir. Çocuğa gösterilen olumsuz tepkiler, onun konuyla ilgili saplantılı durumuna gelmesine neden olabilir.
Küçük yaşlarda doktorculuk ve evcilik gibi oyunlar çocukların en sevdikleri ,en sık oynadıkları oyunlardır. Oyun sırasında defalarca soyunup giyinmekten veya bebeklerin giysilerini giydirip çıkarmaktan sıkılmazlar. Bazen çocuklar meraklarını giderme yöntemi olarak; bir kızın eteğini kaldırıp bakabilir ya da bir erkek çocuğun pantolonunu indirebilir gibi. Böyle bir durumda çocuğa; “Kızların/erkeklerin bedenlerini merak ediyorsun, değil mi? Arkadaşına böyle davranmak yerine bana sorarsan sana anlatabilirim.” dedikten sonra açıklama yapmak, ardından da kesin bir dille herkesin bedeninin özel olduğunu belirtmek, başka soruları olursa sorarak öğrenebileceğini söylemek yeterli olacaktır.
Çocuğun sorduğu sorulara, içeriğine bakılmaksızın cevaplandırılmalı, ayıplanıp yargılanmadan yaşına uygun yanıtlar ile ihtiyacı giderilmelidir. Bu dönemde çocuğa doğru yaklaşımla uygun yanıtlar vermek, çocuğun ileri ki yaşlarda da sizinle kuracağı iletişimin temelini oluşturacağından önemlidir. Duymaya hazır olmadıkları cevapları sizden istemez ve bu tür soruların cevaplarıyla ilgilenmezler. Sorunun ayrıntılı açıklamasından çok ,çocuğun ihtiyacını keşfedip, ona göre yanıt vermek yararlı olacaktır. Örneğin; kendisini çıplak gördüğü bir erkek çocukla karşılaştırarak, neden pipisinin olmadığı ya da büyüyünce pipisinin çıkıp çıkmayacağını soran bir kız çocuğuna ;tüm kadın anatomisini anlatmak yerine, kız çocuklarının bu biçimde dünyaya geldiklerini ve bu durumlarıyla bedenlerinin tam ve eksiksiz olduklarını ,bunun kızlarla erkekler arasında fark olduğunu basit dille anlatmak yeterli olacaktır. Aynı biçimde bir erkek çocuk da pipisinin zamanla yada sünnetten sonra böyle yok olup olmayacağını sorabilir. Burada erkek çocuğun bu kaygısını gidermek için pipisinin elleri ,ayakları gibi kalıcı bir organ olduğu ,sünnet edilirken organın üzerindeki fazla derinin alınacağı gibi bir açıklama yeterli olacaktır.
Bu dönemdeki sorular yanıtlanırken, çocuğa ihtiyacından fazla bilgi verilmesi ,hem çocuğun bu bilgiyi anlamasına, hem de cinsel konulara ilgisinin artmasına neden olabilir. Bilgilendirmede yaşlarına uygun ,anlaşılır kitaplardan faydalanmak, çocukla sizin iletişiminizi kolaylaştıracaktır.
Anaokulu döneminde, okulda sorduğu sorulara bireysel olarak cevap vermek yeterli olacaktır. Genel bir bilgilendirme; çocukların cinsellik konusundaki bilgi düzeylerinin farklı oluşu nedeniyle yararlı olmayabilir.
Ergenlik Dönemi
Ergenlik dönemi; fiziksel ,hormonsal değişimin yanında ikili duyguların yaşandığı kendine özgü özellikleri ve sorunları olan bir geçiş dönemidir. Anne-babaların gence zaman zaman çocuk, zaman zaman yetişkin gibi davranması, gençlerin rolleri ve bunlara ilişkin beklentilerdeki belirsizliği arttırır. Ergen de çelişkili duygular yaşar. Bir yandan büyüyüp yetişkin sorumlulukları almak ister , bir yandan da çocuk kalıp çocukluğun güvenli, korunan sıcaklığı içinde yaşamak ister. Yetişkinlik ve çocukluk arasında gidip gelen genç, yoğun, karmaşık duygular içinde zaman zaman uygun olmayan davranışlarda gösterebilir. Anne babanın gencin içindeki bu çatışmaları bilmesi iki taraf için uzlaşmacı bir ilişkinin gelişmesinde ilk adımdır.
Ergenlik döneminde kısa zamanda dikkati çekecek şekilde çok yönlü bir büyüme söz konusudur. Bedensel ve cinsel değişimlerin kızlarda on –on iki yaşları arasında ,erkekler de ise on iki-on dört yaşları arasında yaşandığı söylenebilir. Bu dönemde yaşıtlarına göre erken ya da geç olgunlaşan çocukların, kendi vücutları için uygun zamanda büyümeye başlayacaklarını bilmeleri, kendilerini normal hissetmelerini sağlayacaktır. Bu durumun endişe yaratacak bir durum olmadığını fark etmeleri de önemlidir.
Bu dönemde,boy uzamasının yanında kilo artışı ve yağlanma gözlemlenir.Baş kemikleri, yüz kemikleri ve burun büyür, çene uzar ve kalınlaşır. Bu durum yüzde asimetrik bir görünüş oluşturur. El ve ayaklar ,ardından kol ve bacaklar uzamaya başlar ;eller ve ayaklar vücudun diğer bölümlerine göre daha çabuk büyür;bu da geçici sakarlığa neden olur. Bu yaşlarda yaşanacak olan durumların gençlerle paylaşılması ,onların endişelerini ortadan kaldıracaktır.
Ergenlik döneminde bilgilenmenin büyük bir oranda arkadaş çevresinden sağlanması , bilginin doğruluğu ve yararı anlamında soru işaretlerine neden olmaktadır. Aynı zamanda ergenlerin sorumlu cinsel davranışları kazanabilmeleri için, cinsel bilgilere ihtiyacı vardır. Bu yaş dönemde Pornografik malzemeye maruz kalan gençlerin cinsellikle ilgili tutumları çarpık gelişebilir. Bu tür malzemeler cinselliğin çarpıtılmış bir görüntüsünü sunmakta; cinsel eğitim ise cinselliğin gerçek değerinin algılanmasını sağlamaktadır. Ayrıca çocukların cinsel istismar konusunda bilgilenmeleri ve korunmaları önemli bir noktadır.Bu nedenlerle “Cinsel Eğitim”,üzerinde özenle durmamız gereken bir konu olarak eğitimcilerin ve ailelerin gündeminde yer almaktadır.
Ergenliğin başlamasını sağlayan cinsiyet hormonlarının salgılanmasıyla, cinsel olgunlaşmanın başladığını gösteren diğer gelişmeler de ortaya çıkmaktadır.Kızları ilk adet, erkek çocuklarını ise ıslak rüyalar konusunda bilgilendirmek; karmaşık duygular içine girmelerini, şaşkınlık, utanma, korku duymalarını engelleyecektir. Yaşlananların, her kadın ve erkeğin yaşadığı fizyolojik gelişmenin bir parçası olan doğa ama özel anlar olduğunu bilmesi genci rahatlatacaktır. Ergenle cinsellikle ilgili iletişim kurarken ,çeşitli sağlık kitaplarını ,gelişimin anlatılmasında araç olarak kullanabilirsiniz. Onlara çeşitli değerleri, yaşamının sorumluluğu bilincini verdiğimizde ,diğer konular gibi cinsellik de doğal gelişim sürecinde ilerleyecektir .