Özel okullar birkaç yıl öncesine kadar sadece büyük kentlerde yaşayan ailelerin gündemindeydi. Sayıları bir elin parmaklarını geçmeyen ve sınavla öğrenci kabul eden özel okullar uzun yıllara dayanan geçmişleri ve deneyimleriyle öğrencilerin hayallerini süslerdi.
Oysa günümüzde özel okullar her yerde… Ve her geçen gün daha fazla aile çocuklarını özel okullara emanet ederken bir yandan da ülkedeki eğitim kültürümüz değişiyor.
Buz Üstünde Yürümek Gibi..
Neden özel okulları tercih ediyoruz? Çünkü Türkiye’de eğitimden beklentisi olan veliler gittikçe incelen bir buz üzerinde dikkatlice yürüdüklerini hissediyorlar. Cumhuriyet tarihi boyunca eğitim için hiç bu kadar büyük paralar harcanmamış aynı zamanda okullarımız hiç bu kadar kötü sonuçlar elde etmemişti. Veliler olarak çaresiziz! Ülkece akademik sonuçlarımız geriledikçe özel okulların yolunu tutuyor; şık binalardan, havuzlardan, tenis kortlarından ya da kodlama eğitimlerinden medet umuyoruz.
Çoğu dershanelerin kimlik değiştirmesiyle açılmış ve yatırımlarını küçük kasabalara kadar ulaştırmayı başarmış yeni kuşak özel okullar ise acemi, şaşkın ve deneyimsiz.
Özel Okullar Öğrencilere Sanal Bir Başarı Duygusu Yaşatıyor!
Ancak şunun altını çizmeliyiz. Dünyanın hiçbir ülkesinde görülmemiş bir hızla özelleşen eğitim sektörümüz, yine dünyanın hiçbir ülkesinde benzeri görülmemiş bir ‘öğrenme kültürü’ yaratıyor. Bu yeni kültür çocuklarımıza bir zamanlar bize öğretildiğinden çok daha farklı ‘değerler’ öğretiyor. Neler mi?
Kayıtlarını doldurma baskısı altındaki özel kurumlar her şeyden önce çocuklarımızı ve ailelerini mutlu etmeye çalışıyor. Bu yüzden de onlara ne kadar ‘özel’ olduklarını öğretiyor. Küçük başarılarını övüyor, öğrencileri zorlamıyor, az öğretiyor, kolayca not veriyor ve geçmek için sıçranması gerek o akademik çıtayı aşağılara çekiyor.
Sistemli ders çalışmayı, adım adım ilerlemeyi, giderek daha zorlu konuları kavramayı yani gelişmeyi öğrenemeyen çocuklarımız, kendilerini aslında olmadıkları kadar ‘çalışkan’, ‘başarılı’ hissediyor; hayatın zorluklarıyla karşılaştıklarında bile neden geride kaldıklarını anlamakta zorluk çekiyorlar.
Özel Okullar ‘Talebeliği’ Ortadan Kaldırıyor!
Çünkü öğrenmenin doğası öğrencinin bilgileri önünde hazır bulmasını değil, eskilerin güzel ifadesiyle öğrenmeyi talep etmesini yani ‘talebe’ olmasını ve öğretene tabi olmasını gerektiriyor.
Çocuklarımıza emek vermeleri, kendilerini geliştirmeleri mesajı yerine, ayrıcalıklı oldukları, hak ettikleri ve istedikleri herşeyi kolayca elde edebilecekleri mesajının verilmesi onların kendilerini kanıtlayarak, başarıya ulaşma şanslarını ellerinden alıyor. Daha önemlisi aslında iyi olmadığını içten içe bilen öğrenciye yüksek notlar verilmesi öğrencinin kendi kapasitesini anlamasını engelliyor.
Özel Okullarda Kişisel Yetkinlik Yerine Fiziksel Koşullar Önemseniyor
Dünyanın başka ülkelerinde özel okullar öğrencilerine ayrıcalıklarının aldıkları yüksek standartlardaki eğitimden, kazandıkları kişisel becerilerden kaynaklandığını öğretirken bizim okullarımız ayrıcalık duygusunu okulun fiziksel ortamıyla ve sağlanan eğitim dışı hizmetlerle sağlamayı tercih ediyorlar.
Öğrencilerin gözünde okulun kantini, forması, binanın fiziksel özellikleri eğitimin önüne geçerken sağlanan bu ‘şıklık’ öğrencinin yetkinliğinin yerini alıyor.
Özel Okullar Ülkenin Koşullarından Haberdar Olmayan Elitist Öğrenciler Yetiştiriyor.
Özel okulların yüksek fiziksel standartları bu kurumların belirli sosyo-ekonomik sınıflardan öğrenci almasıyla da birleştiğinde okul ülkenin kültürel ve sosyal yapısını temsil etmekten uzaklaşıyor. Öğrenciler sadece kendileri gibi yaşayan küçük bir grubu biliyor, ülkenin geri kalanından haberdar olmadan büyüyorlar.
Özel Okullar Eğitimden Önce Satış İçin Organize Oluyor
Küçük bir grup dışında özel okulların büyük bölümü son yıllarda açıldı. Sayıları bir ilin, ilçenin ihtiyaç duyabileceğinden çok daha fazla; bu nedenle de eğitim faaliyetinin yanı sıra pazarlamaya da ağırlık vermek zorundalar. Bu nedenle hizmetinin tasarlanmasında ailelerin öznel beklentileri de karşılanması doğal karşılanıyor. Öğretmenlerin velilere kayıt için telefon açmaları, ders saatlerinden sonra etüd yapması, aileye telefonla sürekli bilgi vermesi gibi ‘hizmetler’ eğitim sürecinin doğal hizmetleri olarak görülüyor. Öğrenciden çok öğretmenin etkinliğinin ölçüldüğü bu yeni model öğrenme faaliyetini zedeliyor.
- Eğitimde Özelleşme Nereye Gider? Şili Deneyimi
- Çocuğunuzu Özel Okula Göndermeden Önce Bilmeniz Gereken 5 Madde!