Freire’nin İzinde: Sınıfta Eleştirel Okuma

Eğitimciler İçin
Sınıfta Eleştirel Okuma
A+ A-

Her şeyi bilen öğrenciler yetiştirmemeliyiz demiş 1970’deki bir Milli Eğitim Bakanı demek ki o zamanlardan geleceğin nasıl olacağına dair bir öngörü varmış. Günümüzde de yenilikçi öğrenme yaklaşımlarında da her şeyi bilmenin değil ama iletişim, yaratıcılık, işbirliği, eleştirel düşünme gibi becerilerin öneminin üzerinde duruluyor.

Günümüzde olan bir çok mesleğin gelecekte olmayacağı, gelecekte ise şu an bilinmeyen pek çok mesleğin olacağı kesin gibi. Eğitimi sadece meslek edindirme üzerinden düşünsek bile var olan mesleklere göre bir eğitim yürütmenin boşa kürek çekmek olacağı da çok belli.  Kaldı ki eğitimin ana ekseni zaten meslek edindirme olmamalıdır.

İki eğitim yöntemini; Freire’yi ve yenilikçi öğrenme -öğretme yöntemlerini karşılaştıracak olursak eğer yenilikçi öğretmedeki anahtar kavramların aslında Freire’de de önemli olduğunu görürüz. Kim bilir belki oradan esinlenilmiştir. Yalnız bir fark ki önemli bir fark bu: Egemen sisteme uygun insan profili yetiştirme. Dünyaya “ne ezen ne ezilen” açısından bakan bir eğitimci olarak Freire’ye yakınım ama yenilikçi eğitim anlayışını da bugün çoğunluğun uyguladığı sistemden daha iyi buluyorum.

Freire’nin İzinde: Eleştirel Okuma Tekniği

İlköğretim 2. Sınıf Metin Örneği:

Burada geçen yıllarda rastladığım bir okuma parçasını paylaşacağım. Metin 2. sınıf seviyesinde ve çevre teması ile ilgili.

“Bir ülke varmış akılsızlardan oluşan. Bu ülkede topraklar çorakmış, ağaç yokmuş ve her yer çöpmüş. Padişah emir vermiş yeni bir ülke bulun diye. Bulmuşlar ve oraya yerleşmişler. Sonra orada da ağaç kalmamış her yer yine çöp olmuş. Toprak verimsizleşmiş, hastalıklar artmış. Ne yapalım derken komşu ülkenin vezirinden akıl almışlar . Padişah emir vermiş. Yasaklamış agaç kesmeyi, çevreyi kirletmeyi ve herşey halolmuş.”

Bu metin klasik olarak sınıflarımızda şöyle işleniyor: Okumadan önce hazırlık etkinliği varsa o yapıyor.  Ardından sınıfta okunuyor. Sırasıyla etkinlikler yapılıyor. Arada yazım kuralları gibi etkinlikler ve bilgiler veriliyor. Hatta bir de kavramayı ölçen test yaptırılıyor.

Oysa metin neredeyse tamamen yanlış bir omurgada duruyor. Bir bilen söyler, herkes uyar, herkes kabul ederi doğru olarak gösteriyor. Ayrıca çevre sorununun bir çok denklemini de zaten es geçiyor.

Gerek Freire açısından yaklaşıldığında gerekse yenilikçi öğrenme tekniklerinde öğrenilenin yaşamla ilgili olması önemlidir. Metnin içeriğinin hayattan olması yeterli değil elbette; sorun çözmeyi özendirmesi, uygulanabilir olması ve disiplinler arası bilgi transferi yapmayı öğretmesi de önemli dahası gereklidir.

Nasıl olmalıydı?

Peki bu ders nasıl işlenebilir? Metne 5n1k soruları sorularak yaklaşılabilir:

  • Ülkenin sorunu neymiş?
  • Soruna kim çözüm bulmuş?
  • Sorun nasıl çözülmüş?
  • Asıl sorun neymiş?
  • Başka padişah geldiğinde aynı sorun tekrar yaşanır mı?
  • Sen olsan bu sorunu nasıl çözerdin?
  • Metinde sana göre yanlış bir davranış var mı?
  • Metinde katıldığın, katılmadığın bölümleri neler? …  v.s.

Eleştirel Okuma Nasıl Uygulanır?

Metne bu soruları sorma özünde bir eleştirel okumadır ve öğrencileri “Okuduğumuz metni anladık mı?”dan çok daha farklı bir noktaya ulaştırır.

Eleştirel okumalar gruplar içinde yapıldıktan sonra sınıfça bir paylaşım ve soru cevap yapılır. Öğretmen süreci kenardan izler. Sonrasında hayat bilgisi dersinin ( 3. ya da 4. sınıflarda Fen Bilimleri, Vatandaşlık vb. derslerle bağı  belirlenir) ilgili konusu işaret edilir ya da diğer ders konularında metinle ilgili konuyu inceleyip bulmaları istenir. Ayrıca çevre sağlığı, korunması ile ilgili araştırma yapmaları gerektiği belirtilir. Araştırma şema, bilgi yazısı vb şekillerde sunulur. Benzer şekilde Matematik, Görsel Sanatlar, Müzik gibi diğer disiplinlerde de konu sürdürülür. Metin üzerinde tekrar değerlendirme yapılır.

Tüm bu süreçlerin sonucunda öğrencilerden bir eser oluşturmaları beklenir. Bu okuldaki diğer öğrencilerin ya da okulun bulunduğu mahallenin bilinçlendirilmesi için afiş tasarlama, öykü yazma, şarkı yazma, model çevre yapma vb şeklinde devam edilir. Süreç sonunda elde edilen ürünler mutlaka diğer öğrencilerle ve yetişkinlerle paylaşılır.

Bu yaklaşımda öğrencinin şöyle kazanımları olabilir:

  • Grubundaki arkadaşıyla işbirliği içinde olacak,
  • Yaratıcılığını sergileyecek,
  • Eleştirel düşünmeyi yaşayacak,
  • Her okuduğunu kabul etmeyecek,
  • Her söylenene inanmayacak,
  • Bilgi transferi yapabilecek,
  • Bilginin hayatta sorunların çözümünde önemli olduğunu görerek yaşayacak
  • ve elbette demokrasi fikrini yaşayacaktır.

Çalışmada en başta bir problemi verip, çıkarılacak ürün istenebilir. Sonrasında süreç okumalar, tartışmalar, paylaşımlar, incelemeler ile devam edebilir ya da problemden sonra problemin çözümü ve çıkacak ürün öğrencilere bırakılabilir. Öğretmen rehberlik yaparak, tekrar tekrar sorular sorarak, motive ederek sürecin işlemesinde kolaylaştırıcıdır.

Öncelikle ‘önemlidir’, ‘değerlidir’, ‘böyledir’ önermelerini sorgulayarak işe başlamakta fayda var. Doğru bildiğimiz, üzerinde hiç düşünmeden kabul ettiğimiz ezbere konuştuğumuz söz gruplarını öğrencilere fark ettirelim.  Kalıp olarak kullandığımız sözleri, düşünmeden yaptığımız davranışları sorgulamadan ne kendimizi ne öğrencimizi tanıyabiliriz. Kendimizi, dünyayı tanıdıkça farkındalığımız artacaktır. Öğreneceğiz.

Not: Bu ders örneği kabaca bir önermedir. Ayrıca kalıp haline gelen her davranışın, her işin zihnin çalışmasını, gelişimini engellediğini hatırdan çıkarmamak gerekir.
Etiketler: paulo freire

İlginizi Çekebilir

Sosyal Medya Hesaplarımızı Takip Edin

Eğitim Kolektifi’nin Büyümesine Destek Olun!

İçeriklerimizi beğeniyorsanız daha fazla okuyucunun bize ulaşmasına destek olun.
Bizi Sosyal Medya Hesaplarımızdan Takip Edin, Beğenin, Paylaşın.

Takipte Kalın!

Facebook sayfamızı beğenin ve yeni yazılarımızdan haberdar olun.

Reklam

Yazar Hakkında

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Fill out this field
Fill out this field
Lütfen geçerli bir e-posta adresi yazın.

milli eğitim bakanı olsaydım kitap
eğitim kolektifi milli eğitim bakanı olsaydım kitap satın al

Milli Eğitim Bakanı Olsaydım

90 

Ahmet Yıldız, Ayşegül Kanal, Cem Demirayak, Gözde Durmuş, Engin Karadağ, Erdal Atıcı, Erdal Küçüker, Esergül Balcı, Fevziye Sayılan, Feyzi Coskun, Gökçe Güvercin-Seçkin, Gözde Durmuş, Hasan Aydın, M. Cansu Balcı, Meral Uysal, Mustafa Gazalcı, Niyazi Altunya, Nurcan Korkmaz, Orhan Özdemir, Reşide Kabadayı, Rıfat Okçabol, Selen Balcı, Ş. Erhan Bağcı, Vildan Özdemir
Eğitim Kolektifi Yayınları
Reklam

En Yeniler

En Popüler

Dosyalar

Reklam