Son yıllarda eğitimciler, bütün çocukların üçüncü sınıfa kadar okumayı iyice öğrenebilmesi umuduyla düşük gelirli çocuklarda okuryazarlık becerilerini geliştirmeye odaklandılar. Ancak aynı önem matematik okuryazarlığına verilmedi. Birçok eğitimci, yoksulluğun yüksek olduğu anaokullarında yeterli matematik öğretmediğini ve çocukların temel matematik eğitiminden yoksun kaldığını söylemektedir.
ABD’de son okul döneminde ülke genelindeki dördüncü sınıfların sadece % 40’ı ulusal matematik değerlendirmesinde yeterli seviyede puan alabildi. Daha vahim olan ise İspanyol asıllı çocukların sadece % 26’sının ve Afrika asıllı çocukların da %19’unun dördüncü sınıf matematiğinde geçer not alabilmesi oldu. Bu istatistikler önemli güçlü matematik becerileri, önümüzdeki on yılın en hızlı büyüyen işlerinin bazısı için gerekli ve en fazla getirisi olan işlerin çoğu için birer ihtiyaçtır.
Araştırmaları çocuk yoksulluğu ve eğitimine odaklanan California Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nden ekonomist Greg J. Duncan “Sayıları anlayıp onlarla çalışabilmek seçeceğiniz neredeyse bütün işlerde başarı için temel bir beceri. Bu, son derece önemli olan analitik, üst seviye düşünmeye götürmektedir.” demektedir.
Matematik Eğitimini Hedeflemiş Bir Bölge
Chicago kırsalında matematiğe odaklanarak başarı seviyesini tutarlı biçimde yukarı çeken bir bölge var. İki yıl önce Berwyn North Okul Bölgesi 98’de –Chicago merkezden yaklaşık otuz dakika uzaklıkta fakirliğin yüksek olduğu çoğunlukla İspanyol asıllı öğrencilerin oluşturduğu okul bölgesinde- üçüncü sınıfların sadece %14’ü matematik sınavını geçebildi. Bu, Illinois eyaleti tarafından yapılan bir üniversiteye ve çalışmaya hazırlık sınavı olan PARCC değerlendirmesine bölgenin ilk katıldığı yıldı. Sonuçlar iç karartıcı olsa da şaşırtıcı değildi. Berwyn North Okul Bölgesi 98 müdürü Carmen Ayala “2012’de burada başladığımızda semtimiz, Morton West Lisesi’ne öğrenci gönderen okullar arasında matematik ve okumada en düşük sonuçlara sahipti.” demektedir.
Bölgenin üst kademelerdeki ilk kadını ve Latin kökenli vatandaşı olan Ayala kollarını sıvadı. “Bu durumu tersine çevirmek birkaç çalıştayla halledilebilecek bir şey değil. Bizim için odak noktası eşitlik olmak zorundaydı çünkü bölgemizin %96’sı beyaz olmayan çocuklardan oluşurken öğretim elemanlarımızın %90’ı beyazdır. Bu sadece öğretmenlerin öğretmesiyle alakalı bir durum değil. Nasıl işe aldığımız, kaynaklarımızı nasıl kullandığımız, bölgede işleri nasıl yürüttüğümüzle de alakalı.”
Ayala, bölgede İngilizce öğrenenlere yönelik programlar geliştirerek, teknolojiyi sınıf ve okullara dahil ederek her bir kademeyle uyumlu tamamıyla yeni, bölge çapında Ortak Temel standartlarına dayalı bir müfredatı içerecek şekilde Berwyn North’u düzeltecek hedefler belirledi.
Bu hedefler halen bölgeye öncülük etmektedir. Ayala “Başarı seviyelerini gerçekten yukarı çekmek için bu alanlara en hassas biçimde odaklandık.” demektedir.
Başarı Nasıl Yükseltildi?
Öğrencilerin neredeyse %30’unun İngilizce öğrendiği bir bölgede bu hedefler, matematiğin ilk kademelerde nasıl öğretildiğiyle ilgili radikal bir değişikliği ifade etmektedir. Ayala, kendisi göreve gelmeden önce matematiğin herkese uyması beklenen tek bir kalıpla öğretildiğini, bunun da bilhassa İngilizce öğrenen çocukların öğretilenleri anlamasını zorlaştırdığını ifade etmektedir. “Matematik öğretme yöntemimizi değiştirmemiz gerekiyordu, özellikle de İngilizce öğrenen öğrencilere karşı. Bu nedenle dil gelişimine ve iletişim becerilerine dikkatimizi verdik –öğretmenlerimizin öğrencilerimize kendilerini daha iyi ifade etmeleri için yardım etmesine ve öğrendikleriyle deneyimlerini birleştirmelerine odaklandık.”
Bu da çocukların sadece doğru yanıtı vermeleriyle değil de matematik problemlerini düşünüşlerini tartışmasıyla alakalı olan ortak temel standardı ve problem çözme yaklaşımıyla çeşitli açılardan bağlantılıydı. Bölgenin bu standardı uygulama yollarından birisi, çocukların esnek ve yaratıcı matematik düşünürleri olmasına yardım ederek öğrencileri matematik çözümlerini tartışıp sorgulamaya yönelten bir matematik uygulaması olan “sayılar konuşmasıydı”.
Çocuklar Gündelik Sorunları Çözüyorlar
Bu baharda bölgedeki Prairie Oak İlkokulu’nda Maritza Cleary’nin üçüncü sınıfları resimli matematik grafikleriyle uğraştı. Yere büyük sayfalar ve kalemler yayılmışken çocuklar masalarda küçük gruplar halinde oturdu. Cleary sınıftaki tek yetişkin değildi: Dört yetişkin –Prairie Oak öğretmenlerini işte gözlemlemek üzere bölgeden öğretmenler ve yöneticiler- panolara notlar iliştirip bazen de çocuklar problemi çözerken yanlarına çömelerek gruplar arasında geziyordu.
Görseller kullanarak bir bilgi gösterme yöntemi olan resimli grafik sorusu sınıfın önüne beyaz tahtaya yansıtılmıştı.
Problem:
“Bayan Cleary üçüncü sınıfları için son okul günü dondurma partisi düzenliyor. Öğrencilerin hangi çeşit dondurmayı tercih ettiğini öğrenmek için bir anket yaptı. 10 kişi çikolatayı, 8 kişi vanilyayı, dört kişi çileği ve üç kişi de Hindistan cevizini seçmişti. Anketteki bilgiyi tercih edilen dondurma çeşidini göstermek için kullan. İki öğrenciyi temsil eden resimli grafiğiniz için bir dondurma sembolü oluştur.”
Öğrenciler olası çözümleri sessizce tartışmış, çözümlerini poster boyutundaki kağıtlara çizmeden önce küçük beyaz tahtalara fikirlerini çizmişlerdi. Cleary, öğrencileri ideal dondurma külahı modeli stratejisini tartışırken bir sandalye çekip dikkatlice bir grubu dinledi –öğrencilerin matematik becerilerini geliştirmek ve bu esnada daha güçlü iletişimciler ve matematikçiler olmaları için bir fırsattı bu.
Değerlendirme Kriterleri Nelerdir?
Bu sınıf ziyaretinden sonra günü okuldaki sınıfları ziyaret ederek geçirmiş otuz öğretmen ve yönetici okulun bodrumunda penceresiz bir konferans salonunda kahve içip kurabiye yediler. Bu, Prairie Oak’taki okul yılının ikinci ve son değerlendirme grubuydu (ilki geçen sonbahardı). Değerlendirme grupları, eğitimcilerin toplu halde sınıf öğretimini gözlemlemesi ve ardından öğretimlerini iyileştirmek için sorunları ele alması için birer fırsattır. Bu yıl bölgedeki değerlendirme grupları eşitliğe ve matematik öğretiminin derinliğine odaklanmaktadır.
Bu ikinci değerlendirmede öğretmenler okulun birinci değerlendirmesindeki matematikle alakalı konulardaki gelişmeleri inceledi. Öğretmenler eğitim koçlarıyla daha yakından çalışıyor muydu? Dersler yeterince zorlayıcı mıydı? Sınıf yönetimi daha iyi miydi? Öğrenciler risk almaya gönüllü müydü? Değerlendirme sonrası sonuç toplantılarında öğretmenler ve idareciler daha fazla öğrenci katılımı ve öğrenciler arasında daha üretici matematik konuşmaları da dahil olmak üzere olumlu büyümeyi ele aldı. Grup aynı zamanda gelişim gereksinimi olan alanları belirledi: Mesela, öğretmenlerin sınıftaki duvarları matematiksel düşünceyi geliştirmek için kullanması ve öğrencilerin kendi yaratıcı çözümlerini bulmasına fırsat vermek için daha sık geri çekilmeleri gerekiyordu.
Bir Matematik Vizyonu Yaratmanın Sonuçları
Bölgeye ilk olarak Chicago Devlet Okulları müdürüyken bu uygulamayı öğrenen müdür yardımcısı Zaher tarafından getirilen değerlendirme toplantıları, bariz bir şekilde önceden birbirinden kopuk, başarısız bir okul bölgesini ortak bir vizyon–öğrencilerin tamamının yüksek akademik standartları karşılaması- etrafında birleştirme çabasıdır. Daha da önemlisi uyumlu, sınıftan sınıfa ve okuldan okula bağlantılı bir müfredatı uygulama çabasıdır.
Ortak, bağlantılı bir müfredat isteği aynı zamanda anaokulu öncesinde ve bu dönemde olanları da içerir. Son dönemlere kadar uzmanlar; okul ve hayat başarısının en iyi belirleyicisinin çocuklara anaokuluna gitmeden önce güçlü temel matematik becerileri kazandırmak olduğuna inanıyordu. Kaliteli bir okul öncesi eğitimden mahrum kalan çocukların bilhassa da fakir, beyaz olmayan çocukların ilkokul yıllarında bu açığı kapaması olası görülmüyordu. Bugün ise bu düşünce tarzı değişmekte ve yüksek kalitedeki okul öncesi kurumlarında zengin matematik müfredatlarından yararlanan çocuklar için bu avantajın ne kadar sürekli olacağı sorgulanmaktadır. Sebebi şudur: Çocuklar, öğretmenlerin genellikle okul öncesinde eğitim alamamış çocuklara yardım edip de bilen çocuklara ileri düzey beceriler kazandırmayı ihmal ettiği ilkokul sınıflarına gidince erken dönemde edinilmiş matematik becerileri kaybolmaya yüz tutmaktadır.
Erken dönem matematik ve okuma becerileriyle ileri dönemdeki akademik başarıyı ilişkilendiren özgün bir çalışmanın yazarlarından olan California Üniversitesi’nden Greg Duncan, okul öncesinde ya da başlangıç programlarında güçlü matematik müfredatları kullanan yakın dönemli bir araştırmanın düşük gelirli ve orta sınıf çocukların matematik becerilerini erken dönemlerde eşitlemenin mümkün olduğunu gösterdiğini belirtmektedir.
Hassas nokta çocukların ilkokula başladığı ve öğretmenlerin sayıları bile bilmeyen çocuklara öğretmekle meşgul oldukları dönemdir. Duncan “Eğer anaokulu ve birinci sınıfları düzenlemezsek –onların okul öncesinde verilen becerilerden yararlanmasını sağlamazsak- yüksek kaliteli okul öncesinin bir önemi yoktur.” demektedir. “Eğer çocukların büyük bir kısmı okul öncesi ya da başlangıç programlarından faydalanıp da öğretmenlerin bu kazanımlarla devam edebileceği anaokullarına gitse o zaman düşük gelirli çocuklarla, anaokuluna harfleri ve sayıları bilerek gelmiş olan orta ve üst sınıf çocukları eşitleme fırsatı olur.”
Ülke çapında matematikteki başarı boşluğuna sebep olan göz ardı edilen bir başka alan evde matematiğin yeterince önemsenmemesidir. “Aileler matematik becerilerinden ziyade çocuklarına okuma yapmaya yöneliyorlar. Okuma konusunda olduğu gibi aileleri ‘çocuklarıyla birlikte saymaya’ ikna etmekte çok başarılı olamadık.” diye eklemektedir Standford Lisansüstü Eğitim Fakültesi’nden Deborah Stipek.
Berwyn North Bölgesi 98’de matematik sonuçları sabit biçimde yukarı çıkmaktadır. Geçen yıl İspanyol kökenli üçüncü sınıfların %33’ü PARCC sınavında matematik beklentisini karşılayıp aşmayı başarabildi –böylece 2015’teki oran ikiye katlanmış oldu. Berwyn North son zamanlarda başka bir istatistiğe de sahip: Bölgedeki liseye öğrenci gönderen dört okul arasında sonunculuktan hem matematik hem de okumada başa geçmiş bulunmaktadır.
Erken matematik öğretimi üzerine olan bu yazı, erken dönemlerde temel konulardaki yenilikçi uygulamalar hakkındaki dizinin bir parçasıdır. Bu yazı, eğitimde eşitsizliğe ve yeniliğe odaklanmış kar amacı gütmeyen, bağımsız haber kuruluşu The Hechinger Report tarafından oluşturulmuştur.
Kaynak: How To boost Math Skills at Early Grades?
https://www.kqed.org/mindshift/51605/how-to-boost-math-skills-in-the-early-grades
Çeviren: Burcu Yalçınkaya