Çocukluktan çıkıp gençliğe doğru ilerleyen ergenlerin en temel ihtiyaçlarından biri çevrelerinden kabul görmektir. Kabul görebilmenin en temel yolu da ‘normal’ olmak.. Çünkü ergenler kendi ‘normal’liklerini sosyal kabullerinin ve kişilik gelişimlerinin onanması olarak görürler.
Normal olmak, ergenler açısından, yaşıtlarının fiziksel, sosyal, kültürel normlarına uygun olmak anlamına gelir. Çoğu zaman çevrelerine uyum sağlamak öyle büyük bir ihtiyaçtır ki genel ortalamadan küçük sapmalar bile onları kaygılandırır; ürkütür. Bu nedenle gençler arasında en çok sorulan soruların başında ‘Acaba ne normal miyim?’ sorusu gelir.
Normal Nedir?
Peki o zaman normal olmak nedir? Kimler normaldir? ya da kimler anormaldir? Bilim insanlarına göre birçok bilim dalında normali tanımlamak kolaydır. Türk Dil Kurumuna göre; kurala uygun, alışılagelen, olağan, düzgün, aşırılığı olmayan, ortalama durum normal olarak adlandırılmaktadır. Normalin varyantlarından farklılık gösteren her şey anormalliğin sınırındadır ve anormallik kapsamında değerlendirilmektedir.
Gelişimsel açıdan baktığımızda ise bir kişinin normalliği hakkında karar verebilmek için onun tüm hal ve tavırlarının normal olarak yorumlanabilmesi gerekir. Peki ‘normal’liği belirleyebilmek için hangi temel alanlara bakılır? Normal olma hali nasıl değerlendirilir?
1. İlişki Kurabilme Becerisi
İnsanlar sosyal varlıklardır. Tek başlarına yaşamaları, herhangi bir grubun parçası olmadan hayatlarına devam edebilmeleri mümkün değildir. Parçası olduğu gruba uygun ve uyumlu davranışlar sergilemesi, başka insanları sevmesi, başka insanlar tarafından sevilmesi, bir kişiye bağlanabilmesi, bir ilişkiyi sürdürebilmesi ya da tamamlayabilmesi normalliğin sınırları içerisinde tanımlanan insanlardan beklendik davranışlardır. Bu nedenle ergen kişinin çevresiyle ilişki kurmak istemesi, bu konuda çaba göstermesi ve tutarlı ilişkiler kurabilmesi normalliğin en önde gelen kriterlerindendir.
2. İçinde Bulunduğu Kültürü Anlama
Türk Dil Kurumuna göre; tarihsel, toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan bütün maddi ve manevi değerler ile bunları yaratmada, sonraki nesillere iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların bütününe kültür denmektedir.
Ruh sağlığı alanında ise kişiler arası, kişiler içi, kişiler ötesi sorunlarla karşılaştığında bulduğu ve nesilden nesile aktarmayı başardığı çözümlerin tümü kültür olarak ifade edilmektedir. Bir diğer deyişle, insan oğlunun karşılaştığı sorunlar ve kafasında oluşan soruların hepsine bulduğu çözümlerdir. Kişinin davranışlarının içinde bulunduğu kültüre uyumlu olmadığı durumlarda anormallikten söz edilebilir.
Ergenler söz konusu olduğunda ise kültürel uyumluluk kadar grup normlarına uygunluk da gündeme gelecektir. Pek çok genç, arkadaşlarından ayrılmamak ya da üyesi olduğu grubun dışında kalmamak için bazen sorgusuz sualsiz bir şekilde grup normlarını uygularlar.
3. İşlevselliğinin Olması
Bir kişinin sosyal olmaması, kültürel normlara uygun davranması durumunda kişinin işlevselliğine bakılmaktadır. Eğer kişinin sosyal, mesleki, ailevi ve akademik işlevselliği devam ediyorsa anormallikten bahsedilmesi söz konusu değildir. Bir davranışın anormalliği değerlendirilirken niteliksel değil niceliksel olmasına bakılır. Bir kişinin zaman zaman şüpheci davranması anormallik olarak yorumlanmaz iken her daim şüpheci olması anormal bir davranış olarak görülmektedir.
Öte yandan bu kriterlerin bir ya da birkaçının eksikliği, yarımlığı farklı derecelerdeki işlev bozukluğunun ya da anormalliğin işareti olabilir. Örneğin;
- Bir kişinin arkadaşlık yürütme konusunda başarılı olması ancak romantik ilişkilerde sürekli sıkıntı yaşaması (Romantik ilişkilerde iç dünyasını açamaması, kendisini sürekli yok edilecekmiş gibi hissetmesi v.s.)
- Günlük hayatta sıklıkla yaşanan bir durumun aşırı tehdit olarak algılanması (Arkadaşlarının küçük şakalarının bile düşmanlık olarak algılaması, öğretmenin herkese yönelik bir tavrını kişisel olarak karşılaması v.s.)
- Başına gelecek olumsuz olayları önlemek adına alışılagelmemiş önlemlerin alınması (Annesinin eleştirilerinden korktuğu için sürekli gerçek olmayan hikayeler uydurması, sosyal medyada kendisini olduğundan farklı bir olarak göstermesi v.s.)
- Okulda/iş yerinde sorumluluklarını yerine getirememesi (herkesin onun ne kadar yetersiz olduğunu düşündüğüne inanması vs.)
- Sosyal hayatını ciddi bir şekilde kısıtlamış olması (arkadaşlarının yanında nasıl davranacağını bilemediğinden ya da çok utandığından evde tek başına kalmayı tercih etmesi v.s.) gibi örnekler anormallik işaretleri olarak kabul ediliyor.
Gençler Neler Yaşıyor?
Peki gençler ne yaşıyorlar? En çok hangi durumlarda kendilerini ‘anormal’ hissediyor ve yardıma ihtiyaç duyuyorlar? bbc.com’da yayınlanan bir makale, Birleşik Krallık’ta uygulamaya konan meetwo adlı uygulamanın yaratıcısıyla yapılan görüşmeyi aktarıyor. Buna göre ağırlıklı olarak 14-18 yaş grubundaki gençlerin kullandığı meetwo uygulaması, gençlerin kimlik bilgilerini açıklamadan hemen konuda, yaşıtlarından ve psikoloji yüksek lisans öğrencilerinden yardım isteyebilecekleri bir uygulama.
Bu uygulamanın verileri gençlerin kendilerini anormal, uyumsuz ya da sorunlu hissetmelerinin ardında çevreleriyle yaşadıkları sorunlar olduğunu ortaya koyuyor. Bu uygulamada iletişime geçilmiş 5000 gençten 639’u kendilerini hemen her çeşit sorun karşısında çok kaygılı hissettiklerini; okul, aile ya da sosyal bağlamda yaşadıkları her olumsuzlukta kendilerini beceriksiz ve anormal hissettiklerini belirtiyorlar.
Okulda Başarılı Olma İsteği
Öte yandan meetwo uygulamasını kullanan 5000 gençten 709 kişi ise okulda yaşadıkları akademik sorunların kendilerini kötü hissettiren sorunların başında geldiğini belirtiyorlar. ‘Derste anlayamadığım şeyleri sormaya cesaretim yok. Ders dışında da öğretmeninin yanına gidip soru sormaya utanıyorum. Dersi anlayamadığımda hemen karnım ağarmaya başlıyor. Avuçların terliyor. Hele sınav dönemlerinde kendimi çok yetersiz hissediyorum. Yaşadığım heyecan ve korkuyu hisseden başkaları da var mı yoksa sadece ben mi böyleyim?’ sorusu çok tekrar edilen sorular arasında yer alıyor.
Duygusal İlişki Kurma İhtiyacı
Aynı grupta yer alan 947 kişi ise yaşadıkları ya da yaşamayı umdukları duygusal ilişkinin kendilerini etkileyen en önemli sorun olduğunu belirtiyorlar. Gençlerin büyük bölümü bir ilişkiye başlamadan, duygularını ifade etmeye, fiziksel yakınlaşmadan, ilişki içinde kendini ifade etmeye kadar bir ilişkide yaşanan her basamağın gençlerin kendilerini anormal hissettiren etkileri olabildiğini belirtiyor.
Arkadaşlık İhtiyacı
Yazılımı kullanan gençlerden 1003 kişi ise özellikle arkadaş edinmek ve sosyalleşebilmek konularında yaşadıkları sorunları ifade ediyorlar. Bir arkadaş grubuna kabul edilmek, yalnız kalmamak, gruptaki kişilerden gelen işaret ve beklentileri doğru anlamak, kendi özelliklerini kaybetmeden arkadaş edinmek, sevilmek ve kabul edilmek gençlerin kendi normalliklerini sorguladıkları en önemli alanların başında geliyor.
Aile Sorunları
meetwo uygulamasından yardım alan 5000 genç arasından 1055’i ise aile içinde yaşanan iletişimsizlik, şiddet görme, ihmal edilme ve kabul edilmeme gibi deneyimler en önemli sorunların başında geliyor. Gençler özellikle ebeveynlerin çok kavga ettikleri aile ortamlarında, anne babalarının boşanması ve ardından yaşanan sorunlarda, ekonomik sorunlar ya da kendi fiziksel, duygusal kimliğinin aile üyeleri tarafından kabul edilmemesi gibi sorunlar gençlerin dile getirdiği ve çözmeye çalıştığı sorunların en başında geliyor.