Yakın gelecekte okular nasıl olacak? Tıpkı bizde olduğu gibi dünyanın geri kalanında da eğitim son dönemlerin en çok tartışılan konularından biri. Bu tartışmaların en çok ilgi çekeni ise eğitimin geleceğini şekillendirecek trendlerin neler olacağı. Geleceğin eğitimi nasıl olacak? Neredeyse 100 yıldır yapısı hiç değişmeyen sınıflar teknolojik gelişime ve bu gelişimin tetiklediği sosyo-kültürel dönüşüme nasıl uyum sağlayacak? Geleceğin okulları, sınıfları nasıl olacak? Yeni ihtiyaçlar, yeni fikirler, son dönemlerde gerçekleştirilen eğitim araştırmaları nasıl okullar yaratacak?
Bu sorulardan yola çıkarak son dönemlerde Batı’da gündemde olan eğitim trenlerinden bazılarını sizin için derlemeye çalıştık. Bakalım bu dönüşüm ve tartışmaların ne kadarını bizim okullarımızda bulacaksınız?
Artık İlkokullarda Ödev ve Not Yok
Batıdaki pek çok okulda bilgi eğitimi yerini sosyal ve kişisel gelişime dönük öğretim tekniklerine bırakırken ev ödevleri de bu dönüşümden payını almaya başlıyor ve özellikle küçük sınıflarda öğrencilere hiç ödev verilmiyor.
Bu eğilimin önemli nedenlerinden biri son zamanlarda gerçekleştirilen araştırmaların ev ödeviyle öğrenme arasında bir ilişki olmadığını ortaya koyması. Öğretmenler de çocukların okul dışı zamanlarını daha fazla arkadaş edinerek, sosyal faaliyetlere katılarak ve her akşam en az yarım saat kitap okuyarak geçirmelerinin daha faydalı olacağı fikrinde birleşiyorlar.
Sınavlar ve notlar da bu eğilimden paylarını aldılar. Pek çok ilkokul öğrencilerine en az ilk 4 yıl not vermiyor, sınav yapmıyor; sınav yapsa da sonuçları bir sıralama aracı olarak kullanmıyor. Böylece çocuklara öğrenmenin bir performans aracı değil bir gelişim süreci olduğu mesajı veriliyor.
Sınıflar Daha Renkli, Daha Heyecanlı
Sınıflar artık eskisi gibi renksiz sıraların ve bir tahtanın bulunduğu ciddi, ruhsuz mekanlar değil. Kendi evlerinde ya da çevrelerinde de renkli, konforlu ve eğlenceli tasarımların içinde yaşayan çocuklar aynı şeyi okullarından da bekliyorlar; okullar da bu beklentiye yanıt verecek şekilde kendilerini yeniliyorlar.
Ancak bu objelerin amacı sadece iyi bir görsellik sağlamak değil; pedagojik olarak çocuklara sunmamız gereken şık tasarımlardan çok, seçilmesinde öğrencilerin de yer aldığı, hikayesi olan eşyalar ve çocuğun sınıfına duygusal olarak aidiyetini arttıracak objeler.
Çünkü sınıf tasarımı öğrencinin sınıfa aidiyetlerini geliştiren, öğrenmesini kolaylaştıran, arkadaşlarıyla sosyalleşmesini ve öğrenmeye devam etmesini sağlayan bir faktör olarak ortaya çıkıyor. Her okul kültürünün bu esnekliği sağlayamayacağını bilsek de özellikle sınıf yönetimi konusunda deneyimli olan öğretmenlerin esnek tasarımlarla çok daha verimli souçlar alabileceğini biliyoruz.
Öğrenciler İstediklere Yere Oturuyorlar
Değişen sosyo-kültürel ve ekonomik yapıyla birlikte çocuklar her konuda çok daha fazla seçeneğe sahipler. Çocuklar zamanlarını nasıl geçireceklerinden, ne giyeceklerine kadar her konuda kendi isteklerini net bir şekilde ortaya koymayı, kendilerini ifade etmeyi öğreniyorlar. Bu seçeneklerin sınıfta devam etmemesi küçük öğrenciler için şaşırtıcı oluyor. En azından oturacağı yere kendisinin karar vermesi ve bunu değişitirebileceğini bilmesi çocuğa bir özgürlük alanı sağlıyor. Çocuklar sıralardan, renkli sandalyelerden, farklı şiltelerden oluşan bir ortamda kendilerini daha ait hissediyorlar.
Öğretmenler Artık Sınıfı Yönetmiyor
Günümüzün sınıflarında öğretmenin her şeyin en doğrusunu bildiğine dair o geleneksel inanca artık yer yok. Çünkü artık bilgiye ulaşmak çok kolay. Önemli olan doğru yorumları ve uygulamaları geliştirebilmek bunun için ise herkesin katkısına ihtiyaç var.
Bu nedenle en doğruyu kendisinin bilmesi gerektiğine inanan, öğrencilerin kendi eksiklerini yakalamasından korkan ve sınıfta son sözü kendisi söylemek isteyen öğretmenler günümüzün sınıflarında zorlanıyorlar. Bunun yerine öğrencilerinden öğrenmeye hazır olan, geleneksel öğretmenlik rolünü sorgulayan, bilgiyi ve yetkisini paylaşan öğretmenler daha fazla kabul görüyor.
Sınıf içindeki öğretmenini daha çok öğrencisinin yanına gidip ne yaptığını izlerken ya da ona yol gösterirken görüyoruz. Konuların belirli bölümlerinde öğretmenler geri çekilip konuyu öğrencilerin işlemesine, sunumlar, tartışmalar, deneyler yapmalarına izin veriyor. Böylece öğrencilerin konunun pasif izleyicileri olmak yerine öğrenme sorumluluğunu yüklenmiş üyeleri haline geliyorlar; öğrencilerin merak ve başarma duyguları gelişiyor; kendi seçtikleri deneyler.
Kaynaklar:
Bakalar, Nicholas (2018). Starting School Later Really Does Help Teens Get Sleep. New York Times
Berger. Tom (2018). The Beginning of the End of Snow Days. Edutopia
Healy, M (2017). New Trend: No Homework for Elementary Students. Psychology Today
Healy, M (2017). New Classroom Trend: Flexible Seating. Psychology Today