Köy Enstitülerinin mimarlarından İsmail Hakkı Tonguç, eğitim tarihimizin ve Türk aydınlanmasının önde gelen isimlerindendir. Tonguç, Cumhuriyet’in felsefesini, sorgulamalarını, olanaksızlıklarını ve arayışlarını yaşamış; ancak çağdaşı aydınlardan farklı olarak Anadolu’yu ve köy gerçeğini anlamaya çalışmıştır. Cumhuriyetin benzersiz ‘Köy Enstitülüleri’ kuşağının yaratılmasında büyük emeği geçen Tonguç babayı size kısaca tanıtmak istiyoruz.
En Çok Kimden Etkilenmiştir?
İsmail Hakkı Tonguç mesleğe atıldığı ilk yıllarda Pestalozzi’nin görüşlerinden etkilenmiştir. Pestalozzi, okulların sadece elitlerin ulaşabildiği ayrıcalıklı bir hizmet olmasına karşı çıkan ve toplumun her kesiminin eğitimle ilerleyeceğini savunan aydınlanmacı bir eğitimcidir. Pestalozzi’nin görüşleri özellikle de eğitimi yoksullara ulaştırma hayali Tonguç’un eğitime bakışını kökten değiştirmiştir.
Tonguç’un eğitim yaklaşımı nasıldır?
Tonguç’u klasik eğitimcilerden ayıran en temel özelliği okulla toplumsal dönüşüm arasındaki bağı fark etmiş olmasıdır. Her zaman, ‘Ülkenin ekonomik ve sosyal olarak kalkınabilmesi için nasıl bir insan yetiştirmeliyiz?” sorusu üzerine düşünmüştür.
Tonguç bu sorunun hemen ardından da şunu sorar: ‘Peki böyle bir insanı yetiştirecek eğitim sistemi nasıl olmalıdır?’ Bu iki soruya yanıt ararken de Türk eğitim sistemine yepyeni bir vizyon yaratmıştır.
Tonguç’a göre eğitim tekniği nasıl belirlenir?
Aslında bir resim iş öğretmeni olan Tonguç, zamanla oyun çağındaki çocukların oyunla, daha büyük olanların ise bir iş üstünde, görev üstlenerek, uygulayarak, deneyerek, görüp dokunarak öğrenmesinin daha verimli olduğunu fark eder. Öğrenimi iş, sanat ve üretimle harmanlayan yeni bir eğitim anlayışı üzerine düşünmeye başlar.
Okul Amaç mı Yoksa Araç mıdır?
Pek çok eğitimci okulların başlı başına bir hedef olduklarını düşünür. Onlara göre eğitime yönelik her gelişmenin amacı, okulları ve eğitim sistemini daha iyiye getirmek olmalıdır.
Tonguç için ise okullar, toplumsal ilerlemeyi sağlamanın aracı olmalıdır. Eğitim genç kuşaklara hayata katılmayı, üretmeyi, düşünmeyi öğreten kurumlardır. Toplumun gelişimini, dönüşümünü sağlayamayan okullar faydasızdır.
Köy Enstitüleri Neden Kurulmuştur?
Cumhuriyetin ilk yıllarında nüfusun %80’i köylerde yaşıyordu. Yeni Cumhuriyetin devraldığı 34 bini kız toplam 341941 öğrencinin ise tamamı şehirlerdeydi.
Okulların o güne kadar hiç ulaşamadığı köylere dönük bir hamle, Cumhuriyetin de kaderini değiştirecekti.
Köy Enstitülerinin Amacı Nedir?
Köy Enstitülerinin amacı genellikle düşünüldüğü gibi köylerde ekonomik bir kalkınma hamlesi yapmak değildir. Tonguç’a göre asıl hedef köylünün bilinçlenmesi, üretkenleşmesi, kendi haklarını koruyabilir, kendisiyle ilgili kararları alabilir hale gelmesidir. Köy Enstitüleri’nin bir yandan felsefeden, sanata, matematikten, sosyolojiye bilimsel dersleri verirken bir yandan da kitabilikten çıkıp hayata dönük, uygulanabilir bilgiler öğretmen bu ilkenin sonucudur.