Hayatımız boyunca ilk kesintisiz bir şekilde evdeyiz. Bu yeni deneyimin en zorlu senaryolarından birisi kuşkusuz evde çocuklarla kalmak. Hiçbir ev dışı etkinliğin yapılamadığı, arkadaşların davet edilemediği, tek oyun arkadaşının anne babalar olduğu, her oyunun her etkinliğin dakikalar içinde tüketildiği, uzaktan eğitim derslerini büyük bir hızla etkisizleştiği bir ortamda boş kaldıkları ilk dakikada canları sıkılacak şekilde programlanmış çocuklarımızı mutlu etmeye çalışıyoruz.
Üstelik standartları giderek yükselen ebeveynlik dünyasında çocukların mutlu ve sağlıklı olmaları da yeterli değil. Çocukların aynı zamanda anlamlı etkinliklerle geliştirilmeleri, sadece meşgul olmaları değil onları geliştirecek şeyler yapmaları da gerekiyor.
Bunlar yaşanırken evdeki yetişkinlerin neler yaşadığını, nasıl sıkıştığını hep göz ardı ediyoruz. Oysa yükü en çok taşıyan, sorumlulukları nedeniyle yaşadıkları en çok görmezden gelinenler onlar. Peki ebeveynler neler yaşıyorlar? Çocuklara ilişkin sorumluluklarını yönetirken neler hissediyorlar? Gelin önce karantina günlerinde anne babaların yeni sorumluluklarına bir göz atalım:
Uzaktan Eğitimi Sürdürmek
Her ne kadar uzaktan eğitim bilgisayarın düğmesine basmakla kendi kendine gerçekleşecek ve başka bir desteğe ihtiyaç duymayacak bir eğitim faaliyeti gibi lanse edilse de uzaktan eğitimi sağlamak için evdeki ebeveyne büyük ihtiyaç duyuluyor. Anne ya da babanın çocuğu ders için ekran başına oturma konusunda ikna etmesiyle başlayan bu süreç, doğru derslerin izlenmesi, çocuğun anlama düzeyinin kontrolü, deftere alınan notların, ödevlerin izlenmesi gibi bir çok faaliyetle devam ediyor. Şunu net bir şekilde belirtelim uzaktan eğitim, anne ve baba yönlendirmesi olmadan asla doğru şekilde ilerlemiyor.
Nitelikli Etkinlikler Bulmak
Medya, eğitmciler ve çevrenizdeki herkes evde geçen zamanın çocuklarla birlikte iyi bir şeyler yapmak için büyük bir fırsat olduğunu söyleyip duruyor. İşin kötüsü ebeveynler de öyle düşünüyor. İçlerinde çocuklarına en iyi kitapları okumak, yıllar sonra bile gülümseyerek hatırlayacakları anlamlı etkinlikler yapmak, hayatlarını zenginleştirecek fikirleri benimsetmek için büyük bir istek duyuyorlar. Ancak her sabah ne kadar istekli kalkarlarsa kalksınlar, hangi etkinliği yaparlarsa yapsınlar bir türlü tam da o tatmin duygusunu yaşayamıyorlar. Her akşam bir sonraki gün daha nitelikli bir etkinlik yapmaya karar verip sürünerek yataklarına giderken bir yandan da enerjilerini,isteklerini kaybediyorlar.
Çocukların Sağlığını Korumak
Öte yandan anne babaların çocukları sağlıklı tutmak konusunda da sorumlulukları var. Durmadan ellerini yıkamalarını, ulaşabilen en doğal, en temiz besinleri yemelerini, düzenli olarak vitaminlerle desteklemelerini sağlamaları; sadece Kovid-19’dan değil olası tüm bulaşıcı hastalıklardan onları korumaları gerekli. Bu çaba anne babaların gününün büyük bir bölümünü kaplıyor. Artık dışarıdan yemek alamayacak olmak, gıdanın satın alınmasından, temizlenmesine ve doğru pişirilmesine dikkat etmek yeni bir ustalık alanı olarak karşımıza çıkıyor.
Liste Uzar da Uzar..
Tahmin edebileceğiniz gibi listeyi uzatabiliriz. Çünkü karantina günlerinde ebeveyn olarak çocuklarımız için yapmamız gereken ‘en önemli şeyler’ listesi sayfalarca uzayabilir.
Peki bütün bunları yapmaya çalışırken Anne babalar olarak siz ne hissediyorsunuz? Çoğu zaman geceyarısı çocuklar uykuya daldıktan sonra evi temizlerken ya da kendiniz için bir şeyler yapmaya çalışırken durumun giderek daha umutsuz bir hale dönüştüğünü düşünüyor ve kendinizi beceriksiz, çaresiz ve üzgün mü hissediyorsunuz? Öyleyse yalnız değilsiniz. Çünkü çocuklarla yaşanan her evde aynı duygular, aynı krizler yaşanıyor.
Duygusal Krizler Yaşamak Normal
Hepimiz kaygılı hatta korkuyoruz. Aniden gelişiveren bu yeni rolümüz gereği, durumu kontrol etmek için elimizden geleni yapsak da biz, bir türlü sosyal medyada başkalarının paylaştığı fotoğraflardaki gibi görünmüyoruz. Üstelik dertleşebileceğimiz bir arkadaş görüşmesinden, bizi bir kaç saat rahatlatabilecek bir büyükanne desteğinden, sorumluluklardan uzaklaştırabilecek yürüyüş fırsatından bile yoksunuz. Belki çevremizde hasta ya da ölüm haberleri duyuyoruz. Belki de kendimizi herşeye kapattık, artık hiçbir şey duymuyor, hiçbirşey hissetmiyoruz.
Çocuklara Kötü Davranmanın Ağırlığı
Suçluluk , duygusal krizler ve sorgulamalar çok da çocuklarla çatışmalar yaşadığımız zamanlarda ortaya çıkıyor. Ne çok sorumuz var: Her gün ne kadar ders çalışmalılar? Ekran başında ne kadar kalmalılar? Sınırlar ne kadar gevşetilebilir? Bu günler özel bir dönem olduğu için kuralları gevşetmeli miyim? Her geçen gün daha da ısrarcı, daha da sinirli olmalarına; asla mutlu olmamalarına, her fırsatta parlayan tartışmalara nasıl müdahale etmeliyim? Onlara zaman zaman kızmam, sesimi yükseltmem işleri idare edemediğimin bir işareti mi? Onlara bağırırsam bunun izi uzun yıllar boyunca ilişkimizi etkileyecek mi?
Yaşadıklarınız Normal
Yaşadığımız günleri bir ebeveynlik yarışı değil. Elinizden gelenin daha fazlasını da hiç kimse sizden beklemiyor. Hissettikleriniz normal ve çocuklarınız kadar sizin de üzüntülü, kaygılı, yorgun olmaya hakkınız var. Evi toplamak yerine kitap okumaya, yemek yapmak yerine uyumaya , herkesi neşelendirmek yerine küserek kendinizi odanıza kapatmaya, ağlamaya, saatlerce uyumaya hakkınız var; üstelik bunların hiçbiri sizi bencil bir insan yapmaz.
Ödül Olarak Kuralları Gevşetmeyin
Bununla birlikte işler beklediğiniz gibi gitmiyorsa ailenize verdiğiniz mesajlarda bir tutarsızlık olabileceği ihtimalini de düşünün. Örneğin sınır ve kuralları açık seçik bir şekilde ifade edin. Kuralların arkasındaki nedenleri açıklayın. Ayrıca kuralların sadece çocuklar için değil, sizin için de geçerli olduğunu hatırlayın. Örneğin çocuklar için ekran süresi 1 saatse bunun kendiniz için de geçerli olduğunu bilin ya da en başından gerekçeleriniz ifade edin.
Ayrıca işler iyi gittiğinde kuralları hemen gevşetmeyin. Dersini iyi çalışan çocuğunuza isterse o gün 2 saat bilgisayar oyunu oynayabileceğini söylemeyin. Kural değişikliğini bir ödül haline getirmeyin.
Eğer Daha Fazla Ekran Süresi Verecekseniz…
Eğer bu dönemde sizin ya da çocuğunuzun daha fazla ekran süresine ihtiyaç duyabileceğini düşünüyorsanız bunu da bir plan içinde yapın. Çünkü adını koymadığınız uzun ekran süresi size çok daha uzun ekran süresi olarak geri dönecektir.
Ailenin Müdürü Olmak Zorunda Değilsiniz
Ancak şunu da hatırlayın. Eğer sorumluluklar size ağır gelmeye başladıysa ya da aile üyeleri otoritenizi sorguluyorsa belki de gerçekten üzerinizde olması gerekenden fazla sorumluluk vardır. Kendi doğrularınızı sürekli olarak empoze etmenizin, her zaman son sözü söyleyen kişi olmanın ailenin diğer fertlerine ne hissettirdiği üzerine düşünün.
Ve bu süreci sorumluluklarınızı paylaşma konusunda bir fırsat, bir deneyim olarak kullanın. Aile üyelerinin kendi gereksinimlerini fark etmek ve bunları karşılamak için hareket geçmek konusunda çalışmalarına izin verin. Kimbilir belki böylece en büyük faydayı siz sağlamış olacaksınız.
Kendinize de Destek Olun
Başkalarına olduğu kadar kendinize destek olun. Her ne kadar dışarıda büyük bir salgın yaşanıyor olsa da sizin göreviniz sadece ev hayatını yönetmek. Çocuklarınızın büyük fedakarlıklara değil adil bir paylaşıma ihtiyacı var. Çocuklarınıza olduğu kadar kendinize de destek olun. Bırakın mutfak dağınık kalsın. Bırakın çocukların ödevleri bazen eksin olsun. Kendinize iyi gelecek, akıl sağlığınızı koruyacak, kendiniz değerli hissettirecek etkinlikleri bulun.. Ve onlara da en az çocuklarınıza gösterdiğiniz kadar özen gösterin..
Ve bol bol fotoğraf çekin.. Hatta dilerseniz ailece bir karantina günlüğü tutun. Çünkü bir süre sonra bugün yaşadıklarımız da sadece birer anı olacaklar..