Son yıllarda farklı zamanlarda, farklı şekillerde gündemimize gelen bir konu var: Karma eğitim. En son geçtiğimiz yıl Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un kız ve erkek okullarının açılabileceği yönündeki konuşmasıyla karma eğitim konusunu gündeme taşınmış; özellikle geçmişte akademik başarılarıyla dikkat çeken eski kız ve erkek liseleri örnek gösterilmişti. En önemlisi bu konuşmanın ardından da pek çok il ve ilçede kız imam hatip liseleri eğitime başlamıştı.
Geçtiğimiz günlerde Japonya’daki kadın üniversitelerinden yola çıkarak yeniden alevlenen kız-erkek ayrı okullar tartışmasının ise sonuçlarını görmemeyi umut ediyoruz. Neden mi? Çünkü karma eğitim, dünyanın pek çok ülkesinde uzun yıllar boyunca verilmiş savaşımlarla elde edilmiş bir hak ve akademik başarının önde gelen koşullarından birisi aynı zamanda da çağdaş ve eşitlikçi bir toplumun teminatlarındandır.
Cumhuriyet açısından değerlendirildiğinde ise karma eğitim, Cumhuriyetin kısa zamanda yarattığı ekonomik ve toplumsal gelişimin anahtarlarındandır. Ülkede kısa zamanda sağlanan toplumsal dönüşümün, kadın erkek omuz omuza geldiğimiz noktanın en temel basamağıdır.
Japonya Model Ülke Değil!
Öncelikle şu noktanın altını çizelim: Amerika Birleşik Devletleri gibi bazı ülkelerde özellikle muhafazakar beklentileri olan aileler için özel vakıflar tarafından açılmış kız ya da erkek liseleri olsa da bu ayrımın üniversitede de devam etmesi bilimsellik açısından acıklı bir durumdur.
Cinsiyete dayalı üniversiteler açan ülkeler, toplumsal eşitlik açısından dünyanın örnek ülkeleri arasında yer almazlar. Japonya da teknolojik, bilimsel ve ekonomik alanlarda örnek gösterilen bir ülke olsa da aynı model konumunu toplumsal cinsiyet eşitliği açısından koruyamamaktadır.
Örneğin Dünya Ekonomik Forumu’nun 2018 yılında açıkladığı Küresel Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Raporuna göre Japonya, kadınların eğitime erişebiliği açısından dünya sıralamasının 64’üncü, kadınların politikaya katılımı ve ekonomiye katılımında ise 127’nci ve 115’inci sıralarda kendisine yer bulabilmektedir.
Neden Karma Eğitimi Savunmalıyız?
Ancak daha önemlisi şudur: Karma okullar gerek akademik, gerekse toplumsal açıdan daha iyi sonuçların ve daha nitelikli bir toplumun ortaya çıkmasını sağlamaktadır. Bu sonuçlardan bazıları şunlardır:
Karma eğitim cinsiyet eşitliğini sağlamanın en iyi yollarından biridir.
Cinsiyet eşitliğini öğretmenin en iyi yolu çocukların sınıflarda yan yana oturarak, birlikte öğrenerek, paylaşarak, yaşayarak büyümeleri; böylece kadın ve erkek eşitliğini küçük yaşta benimsemeleridir. Bu ‘eşitliği’ kitaplarda okumak yerine yaşayarak öğrenmek toplumsal eşitlik açısından çok önemli bir basamaktır.
Karma eğitim çocuklara farklılıkları anlatmanın en iyi yoludur.
Küçük yaşlardan itibaren karma eğitim gören çocuklar farklılıkları anlayıp kabul etmeyi öğrenir. Sadece tek cinsiyetin olduğu ve bir örnekliğin vurgulandığı okullar yerine farklılıkların bir arada yaşandığı okullar sağlıklı toplumun da anahtarlarıdır.
Tek cinsiyet okullarında öğrenciler karşı cinsle daha az iletişim yaşarlar.
sosyal olarak daha güvensiz, içedönük ya da aşırı tepkili, kontrolsüz olabilirler. Çoğu zaman okuldan mezun olduktan sonra da karşı cinsle iletişime girmekte, birlikte çalışmakta hatta konuşmakta bile zorluk çekerler. Bu eksiklik bazen kişinin iş ve özel hayat ilişkilerini etkileyecek kadar önemli olabilir.
Öte yandan karma okullarda yetişen gençler karşı cinsle arkadaş olmak, işbirliği yapmak, kendisini ifade etmek konusunda deneyimlidirler.
Karma okullarda akademik başarı daha yüksektir.
Karma eğitim veren okullar, tek cinsiyet okullarına göre daha yüksek başarıların elde edildiği, öğrencilerin daha iyi öğrendiği ve geliştiği okullardır. Tek cinsiyet okulları savunan veliler bu tercihlerinin nedenini çocuklarının derslere daha iyi konsantre olması ve derslerinde daha başarılı olması olarak açıklasalar da çoğu zaman daha düşük akademik sonuçlarla karşı karşıya kalırlar.
Karma okullar ise hem öğrenme hem de sınav sonuçları açısından her zaman daha iyi akademik sonuçlar ortaya çıkartır.
Karma okullar cinsiyetçi tavırların önüne geçer.
Karma okul bir gerçek hayat modelidir. Karşı cinsi fazla tanımayan bu nedenle de onlarla ilgili mesnetsiz fikirleri olan gençler yerine karşı cinse saygı ve sevgiyle yaklaşan sağlıklı kuşaklar böyle yetişir. Özellikle erkekler, kadınların toplumdan soyutlayarak, gözlerden uzak, kapalı kapılar ardında eğitilmesi gereken bir grup olarak değil toplumsal hayatın merkezinde kabul ederek yetişir.
Böylece kadınların toplumsal haklarını özgürce kullanabildiği, dövülmediği, tecavüze uğramadığı, giysileri yüzünden saldırılmadığı, en yakınlarındaki erkekler tarafından hor görülmediği ve toplumda eşit haklara sahip olduğu bir toplum hayalimiz gerçeğe biraz daha yakınlaşır.