Çocuğunuzun karnesini elinize aldığınızda nasıl bir yorum yapmayı düşünüyorsunuz? Karne sizin için çocuğunuzun zekasının ve derste anlatılanları nasıl kolayca kavradığını bir göstergesi mi?
Ankara Üniversitesi (AÜ) Eğitim Bilimleri Fakültesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Binnur Yeşilyaprak, çocukların verdikleri emekleri değil de zeka gibi yetenekleri üzerinden övülmesinin gelişimlerini engellediğini ifade ediyor. Yeşilyaprak’a göre, karnedeki başarısı için küçük de olsa çocuğunuza bir hediye vermek, olumsuz bir davranışından veya başarısızlığından dolayı cezalandırma ile aynı etkiyi yaratıyor.
Yeteneği Değil, Emeği Övün!
Buna göre zekaları ya da sahip oldukları yetenekleri, fiziksel özellikleri üzerinden övülen çocuklar;
- sonuç odaklı davranıyor ve sürece önem vermiyor,
- çabaları üzerinden övülen çocuklara göre çok daha kolay pes ediyor,
- yaptıkları işten daha az keyif alıyor,
- denemekten kolayca vaz geçebiliyor,
- Başarısızlıklarını kendilerindeki bir eksikliğe bağlama eğiliminde oluyorlar.
Çocukta “ne yapayım, ben bu dersi yapamıyorum çünkü bu konuda zekam ve yeteneğim sınırlı” algısının geliştirilmesi halinde çocukların çaba harcamaktan vazgeçebiliyor. Oysa çocukta ‘çalışırsam başarabilirim’ algısı ile ‘çaba’nın önemi vurgulanmalıdır.
Hediye iç denetimi engeller
Karne hediyesini doğru olmadığını ifade eden Yeşilyaprak, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Aslında pahalı olmasa da çocuğa bir başarısından, bir davranışından ötürü hediye alarak ödüllendirmek, tıpkı olumsuz bir davranışından veya başarısızlığından dolayı cezalandırmak gibi bir etki yaratıyor. Diğer bir ifadeyle her ikisi de olumsuz.
Çünkü bu durumda çocuk cezadan kaçınmak veya ödül elde etmek için davranışta bulunuyor ve davranışları dıştan kontrol edilerek biçimlendiriliyor. Böylece dıştan denetimli bireyler yetişiyor ve içten denetimli olma fırsatı engelleniyor. Diğer bir ifadeyle kendi davranışlarını ve sonuçlarını kendisinin kontrol edebildiği, davranışlarının sorumluluğunu alabilen ve böylece kendine güvenen bireyler olabilme şansı engellenmiş oluyor.”
Yeşilyaprak, yapılan çeşitli bilimsel araştırmaların Türk toplumunun otoriter, anne babaların koruyucu ve kontrol odaklı olduğunu ve bunun da dışsal denetimli bireylerin yetiştirilmesine neden olduğunu öne sürdü.
Karne üzerinden ebeveynlikler kanıtlanmamalı
Karneyi gördüğünüzde hediye almak yerine “senin harcadığın çaba ile gurur duyuyorum“, “ne kadar çok çaba harcadığını bildiğim için bu sonuca senin adına sevindim” gibi ifadelerin daha uygun olacağına işaret ederek, hediye almak yerine çocuğun istediği bir şeyi yapmasına fırsat verilebileceğini savundu.
Çocuğun zaten ihtiyacı olan bir şeyi ona karne hediyesi olarak almanın da asla uygun olmayacağını ifade eden Yeşilyaprak, “Çocuk kendini kandırılmış hissedebilir. Doğrusu karne, çocuğun eğitim sürecinde bir değerlendirme ve bilgi verme aracıdır, bu şekilde bize ne yapacağımız konusunda yol göstermelidir. Anne babalar çocuklarının karnesi üzerinden kendi ebeveynliklerini kanıtlama duygusundan vazgeçmelidir” değerlendirmesinde bulundu.
Karne nedir?
- Karne öğrencinin başarılı ya da başarısız olarak etiketlendiği bir belge olmaktan çok, öğrencinin kendisinden beklenen bilgi ve beceri alanındaki yeterliliklerine ilişkin bir değerlendirmeden ibarettir.
- Amacı çocuğun eksikliklerini göstererek gelişmesi için yapılması gerekenler üzerinde yönlendirebilmektir.
- Yoksa bu karne anne-baba-çocuk-öğretmen ve diğer ilgililer arasında bir suçlama-savunma aracı değildir.
- Bu nedenle karneler sadece çocuk için değil öğretmen, okul ve aile için de bir yol göstericidir.
Bu nedenle anne-babalar kendi öğrencilik yıllarını ve karnelerini hatırlayıp, çocuklarıyla empati kurmalı ve ‘Bu sonuçlar üzerinde benim katkım ne kadar oldu? Hangi davranışlarımızı değiştirmeliyiz? Biz nasıl bir aile ortamı sağlarsak çocuğumuz daha başarılı olabilir?’ şeklinde düşünmelisiniz” sorularına yanıt aramalıdır.