Çatışmalar her ailede yaşanır. Birbirleriyle iyi anlaşan çiftler bile zaman zaman çatışmalar yaşayabilir. Evlilik hayatının belirli dönemleri ise bu çatışmaların, tartışmaların yükseldiği özel dönemlerdir; örneğin çocukların küçük, sorumlulukların büyük olduğu zamanlarda olduğu gibi.
Çocukların hayatlarına girip eşlerin ebeveynliğe ‘terfi ettiği’ zamanlarda çatışma olasılığı yükselir; bununla birlikte eşlerin çocuklarını korumak için dikkatli davrandıklarını, kavga etmek için yalnız oldukları zamanları tercih ettiklerini de biliriz.
Ancak ne kadar dikkat edilirse edilsin anne babalarının tartışmaları çocukların zihinlerinde iz bırakır ve psikolojik durumları etkilenir. Burada iki temel kural vardır:
Öte yandan şunun da altını çizmeliyiz: Aile içinde yaşanan tartışmaların çocuk üzerindeki olumsuz etkisi yalnız başına değil, aile içindeki olumlu ve yapıcı anların bir oranı olarak değerlendirilmelidir. Eğer kavgalar, mutlu, huzurlu zamanların sadece küçük bir oranını oluşturuyorsa bu kabul edilebilir bir düzeydedir. Genel olarak evlilikte yapıcı anların tartışmalı zamanların en az iki katı olması gerektiği düşünülür.
Olumlu ve yapıcı bir dilin kullanıldığı ailede çocuk duygusal olarak kendini güven içinde hisseder. Çocuk aile içinde kendisini kabul edilmiş, sevilmiş hissederse yaşanan küçük tartışmaların etkisinden daha kolay çıkar.
Ancak çocuk açısından asıl önemli olan eşlerin kavga etmeleri değil; kavga ederken sergiledikleri tutumdur. Çünkü tartışmalar, kavgalar her ailede yaşanır. Önemli olan kavganın ‘stratejisi ve hedefidir.’
Uzmanlara göre altı aylık bir çocuk bile anne babasının tartıştığını nasıl bir strateji izlendiğini anlayabilir; tartışmanın yapıcı mı yoksa yıkıcı mı olduğunu sezebilir. Eşlerin yaşadıkları olumsuz duyguyu ifade ediş şekilleri, diğer eşin dinleme ya da eleştiri biçimi, ebeveynin birbirlerini anlama ya da reddetme şekilleri önemlidir. Eşlerin kavgayı birbirlerini anlamak, uzlaşmak, bir çözüme ulaşmak için mi yoksa çözümsüzlük için mi yaptıkları kolayca görülebilir. Çoğu zaman yapıcı bir dille sürdürülen kavgayı izlemek çocuk için faydalı bile olabilir. Ancak saldırgan tartışmalar derin izler bırakır.
Bununla birlikte sadece tartışma sırasındaki tutuma bakarak aile içindeki ilişkilerin yapıcılığını anlayamayız. Çünkü eşlerin kavga içindeki tutumlarını yanı sıra yaklaşan bir tartışmayı savuşturabilme, günlük yaşamda yapıcı anları arttırma ve olumsuz dili azaltma gibi becerilerinin de önemini vurgulamalıyız.
Ancak aile içindeki olumsuz ve kırıcı dilin çocuk üzerindeki etkisi çok büyüktür ve çoğu zaman düşünülenin tersine ‘çocuk bunu kolayca atlatamaz’. Bebekliğinde kavga ortamında büyümüş çocukların eğitim hayatlarında güvensiz davranışlar sergilemeleri hatta bu güvensizliğin hayat boyu sık rastlanan durumlardır.
Özellikle eşlerin saldırgan davranışları; alay etme, küçümseme, ad takma, gitmekle tehdit etme ve uzun süren küslükler çocuklarda kaygıya neden olur. Ailelerinde fazla çatışma yaşayan, olumsuz ve eleştirel dil kullanılan çocuklarda kolay öfkelenme, hiperaktivite, kurallara uymama, tepkili olma gibi davranışlar daha fazla görülürken; daha az tartışma yaşanan ailelerde çocuklar daha sakin profiller çizerler.
Anne babanın birbirlerine saldırganca davranmaları çocukların hem okula ve hem de genel olarak hayata uyumlarını güçleştirir. Uyku sorunları, baş ağrısı, mide ağrısı, sık hasta olma gibi fiziksel sonuçlar; akademik uyumsuzluk, aşırı utangaçlık hatta sosyal fobiler çatışmalı ailelerde büyümenin sonuçlarındandır.
Yapıcı tartışmalar yaşayan çiftlerin çocuklarının da çatışma durumlarında daha yapıcı bir dil kullandıklarını görülmektedir. Çünkü çocuklar –hemen her davranışta olduğu gibi- hem kavga sırasındaki tutumlarında hem de kavga sonrasındaki fikir ayrılıklarının yönetilmesinde ebeveynlerinin tutumlarını taklit ederler.
Hatta bazı araştırmalar, kızların aile içindeki iletişim ortamından erkeklere göre daha fazla etkilendiğini de göstermektedir. Çatışmaların az olduğu ve dilin olumlu olduğu ailelerde büyüyen kızlar arkadaşlarından daha fazla özgüven sergiler; işbirliğine, iletişime daha açık davranırlar.
Bu makale size faydalı olduysa “Anne Babalar İçin Adil Tartışma Rehberi” adlı makalemize göz atabilirsiniz.
Okullarda akran zorbalığının giderek daha fazla yaşandığı bugünlerde, siber zorbalık da çocuklar ve gençler…
Her insanın kendisi, başkaları ve dünya hakkında, gördüklerini ve beklediklerini belirleyen bir hikayesi vardır. Bu…
Ebeveynleri tarafından yeterince sevilmemiş, desteklenmemiş, duygusal ihtiyaçları giderilmemiş kişiler çocuklarında yaşadıkları duygusal eksiklerini…
Son yıllarda nörobilimde sağlanan gelişmeler sayesinde beyinle ilgili bir çok bilgi sahibi olduk. Bunlardan…
Son on yılda bir dizi kitabımda "muhafazakar modernleşme" süreçlerinin eleştirel analizini yaptım. Eğitim reformları…
Michael Apple, son dönemlerde Eleştirel Pedagojinin yetiştirdiği en tanımış ve etkili isimlerin başında gelmektedir. Bu…
Leave a Comment