Matematik hayatın temel bilgilerinin başında geliyor. Matematiği iyi kavrayan çocuklar sadece matematik dersinde değil, hayatın diğer alanlarında da daha başarılı olurlar. Neden sonuç ilişkilerini kavrar, problemleri daha kolay çözer, daha iyi çözümler bulurlar.
Zaten, matematik sadece rakamlar, işlemler ya da karmaşık problemler değildir. Çevremizdeki her şey matematikle iç içedir. Bizler matematiği gündelik hayatın içinden çekip, yapay problemler haline getirdiğimiz ölçüde çocuklarımızın matematikten korkmalarına neden olur; gündelik hayata kattığımız ölçüde de çocuklarımıza matematiği sevdiririz.
Matematiği seven bir çocuk yetiştirebilmenin ilk adımlarından birisi çocuğun küçük yaşlarda sayılarla tanışmasını, işlemlerin mantığını ve hayattaki yerini anlamasını sağlamaktır. İşte bunu yapmak isteyen ebeveynler için basit ve kolayca uygulanabilecek matematik öğretmen teknikleri sunuyoruz.
Matematiği Süsleyin
Matematiği küçük çocuğunuza ciddi, sıkıcı, zor, ulaşılmaz bir şey gibi göstermeyin. Daha ilk günlerden matematiğin doğal, hayatın içinden ve eğlenceli olduğunu sezdirin. Örneğin sayıları şarkılarla öğretin; her sayıyı bir hayvan karakterine benzetin, büyük öğrenme hedefleri koymayın, birkaç hafta içinde 100’e kadar saymasını istemeyin, hata yaptığında kaşlarınızı kaldırarak ciddileşmeyin.
Önce Parmaklarla Başlayın
Sayıları öğrendikten sonra, basit dört işlem denemeleri yapabilirsiniz. Çocuklar 6 yaşına kadar hesaplarını parmaklarıyla yapmaya ihtiyaç duyarlar. Kendilerini güvende hissetmeleri ve işlem yapmaktan ürkmemeleri için parmak hesabını destekleyin.
Yavaş yavaş matematiği hikayeleştirin. Sadece işlem soruları sormak yerine (iki kalem, üç kalem daha kaç kalem eder?) basit problem metinleri oluşturabilirsiniz. (Kalem kutumdaki dört boya kalemlime altı yeni kalem eklersem kaç kalemim olur?) gibi.
Sonra Akıldan İşlemleri Özendirin
Bununla birlikte çocuğunuzun okulla birlikte parmak hesabından vazgeçmesi önemlidir. Önce basit, sonra da giderek karmaşıklaşan problemlerle akından hesap yapılmasını destekleyin.
Problem çözmek için özel zamanlar, masa başı çalışmaları beklemeyin. Her fırsatta küçük problemler çözmeye çalışın.
Matematiği Oyunlaştırın
Bununla birlikte çocuğunuz sürekli akıldan matematik problemleri cevaplama düşüncesine kızmaya başlayacaklardır. Siz de matematiği oyunlaştırın. Kutu oyunlarının sayısal olanlarını seçin. İskambil kağıtlarıyla saymalı oyunlar geliştirin. Bellek oyunları, satranç, dama gibi matematik sezgisini geliştirecek oyunlardan da destek alın.
Sayıları Hayatın İçine Taşıyın.
Akıldan soyut problemler çözmek yerine matematiği hayatın içine taşıyın. Saati çocuklarınıza sorun ve zamanlama tahminleri yaptırın. Hava sıcaklığını, akraba telefonlarını, evin termostatının derecesini, günün tarihini onların sorumluluk alanına yazın. Bozuk paraları onlara saydırın. Alışverişi listesini ellerine verip ne kadar paraya ihtiyaç duyabileceğinizi hesaplattırın. Böylece matematiğin amacını ve geçerliliğini kavrattırın.
Ağzınızdan Çıkanlara Dikkat Edin.
Pek çok çocuk matematiğin çok zor hatta imkansız bir konu olduğunu daha okula bile başlamadan, kendi ailesinden öğrenir. Anne babalar ‘benim hiç matematik kafam yoktu’, ‘her sınav bir kabustu, aman sen dikkat et’ gibi iyi niyetli cümlelerle çocuklarına örtülü bir ‘matematik zordur’ mesajı verir ve çocuklarının buna inanmasını sağlarlar.
Bu nedenle ağzınızdan çıkacaklara dikkat edin. Çocuğunuzun küçük başarılarını fark edin, cesaretlendirin.