Bu yazıda size eğitim tarihinin tozlu sayfaları arasında kaybolmuş sıra dışı bir deneyimden ve sıra dışı bir öğretmenden söz etmek istiyoruz: Winneteka planı ve Öğretmen Washburne. Winneteka planının önemli kılan sadece kısa zamanda elde ettiği büyük başarı değildir. Bu özel eğitim çalışması aynı zamanda nedensiz şekilde uygulamadan kaldırılmasıyla ve üstünden geçen yıllar boyunca neredeyse hiç hatırlanmasıyla da sıra dışıdır.
Carleton W. Washburne Chicago’nun zengin banliyölerinden birine okul müdürü olarak atandığında takvimler 1920’leri göstermektedir. Washburne az öğrencili bu okulda, velililerin çocuklarının eğitimine gösterdikleri ilgiden de cesaret alarak yeni bir öğrenme sistemini uygulamaya koyar: Eğitim tarihine adını Winnetka Planı olarak geçecek olan bu uygulamanın amacı tüm öğrencilerin konuları tam olarak öğrenmesidir. 1920’lerin dünyası için çok radikal gibi gözükse de, Washburne kısa zamanda etkili sonuçlar almaya başlar.
Tam öğrenme hedefini radikal kılan nedir?
Bu planın temel yaklaşımı yeterli koşullar sağlanırsa bütün öğrencilerin öğrenebileceğine dair inanç ve hiçbir öğrencinin kendisini akademik olarak yetersiz hissetmesine izin vermeyen bir eğitim yaklaşımıdır. Uygulamayı farklı kılan ise, konuların yani müfredatın yıllık bir plana göre değil, anlamaya göre zamanlaması ve ilerlemesidir.
Geleneksel modelde her konuya belirli zaman ayrılmakta; verilen süre bittiğinde, bütün sınıf bir sonraki konuya geçmekte ve öğrencilerin konuyu tam olarak anlamış oldukları varsayılmaktadır. Buna karşılık Washburne’ün sisteminde, öğrenciler kendilerine en uygun hızda, uygun egzersizlerle, aynı öğrenme düzeyine erişmekte; daha hızlı öğrenenler sonraki konuya geçerken daha yavaş öğrenenlere yardım etmek için bireysel destekler ya da ev ödevleri verilmektedir.
Eğitim Tarihinin En Yüksek Öğrenme Oranları
Wasburne göre önemli olan konunun kavranmasıdır. Geleneksel modelde, öğrenme zamanı sabit, öğrenme düzeyi değişken iken , Washburn’nun modelinde anlama düzeyi sabittir. Değişken olması gereken şey ise öğrencilerin bir kavramı anlamak için ihtiyaç duydukları süredir.
Peki uygulamanın sonuçları eğitimciler açısından anlamlı mıdır? Yanıt pek çok açıdan olumludur. Programa katılan öğrenciler hemen her alanda kendi öğrenme hızlarına göre ilerlemekte, öğretmenler büyük bir orkestrayı aynı anda hareket etmeye çalışan şeflerden çok, bireysel desteğe ihtiyaç duyanlara destek olan kişisel koçlar gibi hareket etmektedirler.
Bir çalışmaya göre ‘Tam öğrenme programının bütün düzeylerindeki öğrencileri, geleneksel eğitim sistemindeki öğrencilerden daha başarılıdır”. Öğrenciler tam öğrenmede öğrendiklerini hem kısa dönemli hem de uzun dönemli araştırmalarda daha uzun süre korumuşlardır. Bir başka araştırmaya göre ise ‘tam öğrenme hızlı ve daha yavaş öğrenen çocuklar arasındaki akademik farklılıkları azaltmakta, üstelik bunu hızlı öğrenenleri de koruyarak yapmaktadır.’
Neden Ulusal Düzeyde Uygulanmadı?
1920’lerin savaş sonrası gelişen ekonomisinde, özellikle de kısa sürede sağlanan olumlu sonuçlarla, uygulanan bu plan ülke çapında ilgi odağı olur. Washburne, ülkenin her köşesinde tanınan bir eğitim kahramanı haline gelirken, tam öğrenme uygulamaları içeren alıştırma kitapları ülkenin çok satan kitapları listesinde yer almaya başlamıştır. Ancak, kısa zaman sonra bu sıra dışı model –şaşırtıcı bir şekilde- unutulur.
Neden Maliyet mi Öğretmen Direnişi mi?
Bu unutuluşun bir nedeni programın tüm ülkede uygulanmasının yüksek maliyeti bir başka nedeni ise ailelerin ve eğitimcilerin direnişidir. 1989 yılında yapılan bir araştırma, 1893’ten 1979’a kadar geçen sürede ana akım öğretim yöntemleri ve malzemelerinin neredeyse hiç değişmediği göstermektedir. Sanki eğitimciler, dünyada hemen her alanda yaşanan gelişim ve dönüşümün dışında kalmayı tercih etmiş gibidirler!
2000’li yıllarda ilerlerken eğitimde durumumuzun pek de farklı olduğu söylenemez. Geleneksel öğretmen odaklı sınıfları, sınavdan bir gece önce bilgileri ezberlediğimiz kitapları bırakıp öğrenmenin kendisine konsantre olabilecek miyiz? Kim bilir belki de bunun için yeni bir Washburne’e ihtiyacımız olacaktır.