Sonbahar aylarında dünyaya gelen çocuklar akademik olarak, özellikle yaz aylarında doğan çocuklara göre daha başarılı öğrenciler olurlar. Yıllardır batıdaki okullarda sıklıkla duyduğumuz bu iddialı cümle cümle çok basit bir fikre dayanıyor. İlk olarak 1960’larda ortaya atılan bu düşünce, o günden beri çok sayıda eğitimcinin üzerinde tartıştığı bir konu oldu. Peki doğum ayı nasıl olur da bir çocuğun akademik başarısını etkiler? Sonbaharda doğan çocuklar gerçekten akademik olarak diğer aylarda doğan çocuklardan daha başarılı mıdır?
Bu yazıda bu alandaki güncel bulgulardan yola çıkarak sonbaharda doğmuş olmanın gerçekten bir avantaj olup olmadığı, bu fikrin çıkış noktası ve bu verinin ailelere için ne anlama gelebileceği konusunda sizleri aydınlatmaya çalışacağız.
Sonbahar Aylarında Doğan Çocuklar Gerçekten Avantajlı
Okuldaki başarıyı ölçmenin ve değerlendirmenin çok farklı yolları olabilir. Bunlardan biri ulusal çapta yapılan sınavlar. İngiltere’deki sınavlarda, yedi yaşında ve Ağustos doğumlu bir öğrencinin ulusal ortalamaları yakalama şansı Eylül ayında doğmuş bir yaşıtına göre %26 daha düşük. Millenyum Cohort Çalışması ise sonbaharda doğan çocukların okula uyum gösterme konusundaki avantajlarının henüz 5 yaşından itibaren ölçümlenebildiğini gösteriyor.
Doğum aylarının çocukların başarısı üzerindeki etkisi bununla da kısıtlı kalmıyor. Araştırmalar Temmuz, Ağustos doğumlu çocukların dil, kendilerini ifade ve iletişim alanlarında güçlük çekme olasılığının, Eylül, Ekim doğumlu çocuklara göre daha yüksek olduğunu gösteriyor. Özel Öğrenme Güçlüğü tanısı alan öğrencilerin de doğum tarihinden etkilendiğini görüyoruz. Benzer şekilde Ağustos doğumlu kız öğrencilerin tanılanmamış öğrenme güçlüğü yaşaması olasılığı Eylül doğumlu kızlardan %72 daha yüksek.
Ayrıca, 11-15 yaş grubunda sonbahar aylarında doğma avantajı ortaokul yılları boyunca da etkisini sürüyor. Ağustos doğumlu kız öğrencilerin, ulusal sınavlarda A-C arasında not alması olasılığı %5.5 daha düşükken, erkek öğrencilerde bu olasılık %6.1’e kadar yükselmektedir.
Duygusal ve Sosyal Gelişim de Farklı!
Doğum aylarının çocukların duygusal ve sosyal gelişimi üzerinde de etkileri var. Yaz aylarında doğan çocukların özgüvenlerini de kolay zedeliyor. Sekiz yaşında ve yaz aylarında doğmuş bir öğrencinin kendi akademik yeterliliğine dair sahip olduğu algı, sekiz yaşında ve sonbahar doğumlu bir çocuğa göre daha zayıf. Dahası, 17 ülkeden gelen veriler göre her öğrenci kendisinden sadece bir ay önce dünyaya gelen yaşıtına göre daha çok zorbalığa maruz kalıyor. Yani sonbahar doğumlu çocukların sadece akademik performans açısından değil aynı zamanda sosyal, duygusal gelişimleri açısından da avantajları var.
Örneğin, öğretmenler yaz doğumlu çocukların, sınıflarının matematik ortalamalarının neredeyse iki buçuk kat kadar gerisinden geldiğini belirtiyorlar. Çocukların başarı sıralamaları yapılırken –özelikle ilk yıllarda- doğum aylarını dikkate almayan okullarda yapılan sıralamalar, çocukların üzerinde kalıcı izler bırakabiliyor.
Farkın Nedeni Öğretmenlerin Önyargısı mı?
Peki bu kapasite farkı, öğretmenlerin yaz doğumlu çocuklara ilişkin önyargılarından ya da yaz doğumlu çocukların performansları konusunun İngiltere’de uzun süredir gündemde olmasından kaynaklanıyor olabilir mi? Öğretmenler bunun psikolojik değil, fiziksel bir fark olduğu konusunda ısrarlılar. Üstelik öğrenciler arasındaki farkın diğer ülkelerde de var olduğunu belirtiyorlar.

Neden Mevsimsel Etki mi?
Peki sonbaharda doğan çocukların zihinsel ve sosyal avantajı nereden kaynaklanıyor? Bu konuda farklı açıklamalar var. İlk açıklama mevsimsel bir etki olduğu yolunda. Buna göre yaz doğumlu çocuklar henüz ana rahmindeyken kış mevsiminin çevresel koşullarından olumsuz etkileniyor ve gelişimleri sekteye uğruyor. Bununla birlikte doğum ayı etkisi dünyanın her köşesinde -hem sıcak, hem de soğuk ülkelerde- aynı derecede yaşandığı için bu bakış açısı genel olarak kabul görmüyor.
Kriter Okula Başlama Yaşı mı?
Bu konuda daha fazla kabul gören iki teori daha var. Bunlardan ilki: Okullaşma Süresi Etkisi. Yani bazı çocukların doğdukları ay nedeniyle okula daha erken başlıyor olmaları. Warwick Universitesinden Claire Crawfrod’a göre sonbaharda doğan çocuklar olma avantajı okulda geçirilen süreyle ilişkili olarak gözüküyor. Buna göre Sonbahar aylarında doğanlar, okulun her zaman en büyük çocukları olurken, Temmuz, Ağustos doğumlu çocuklar da –eğer okula bekletilmeden gönderilirlerse- okullarının en küçük öğrencileri oluyorlar. (Sonbahar doğumlular takvimsel olarak okula bir yaş geç başlayıp, sınıflarının en büyükleri oluyorlar.)
Örneğin İngiliz Eğitim Sisteminde çocuklar beşinci doğum günlerini izleyen eğitim döneminde okula kayıt yaptırıyor; dilerlerse akademik yılın başına kadar da bekleyebiliyorlar. Teorik olarak bunun anlamı okulda beş yıl, beş ayla en büyük (doğum günü 1.Nisan) ve beş yaşına henüz girmiş (doğum günü 31 Ağustos) olan çocukların olacağı anlamına geliyor.
Akademik Uyum İle IQ Farklı
Şunun altını çizmeliyiz; Akademik başarılar arasındaki farka rağmen söz konusu IQ testleri olduğunda, doğum ayının bir etkisi görülmemektedir. Bundan şu önemli sonucu da çıkartabiliriz: Okul deneyimlerindeki farklılıkların bilişsel gelişim üzerinde etkisi olmaktadır.
Yine de sonbaharda doğan çocukların en büyük avantajı okula başlama döneminin ilk günlerinden ilkokulun sonuna kadar kendini göstermektedir. Bu öğrencilerin bilişsel, sosyal, ve duygusal hazırlığın akademik performans üzerinde önemli etkisi bulunmaktadır. Ay farkından kaynaklanan bu avantaj yıllar içinde azalsa da ilköğretimin son günlerinde hatta lise de dahi istatistiki olarak varlığını hissettirmektedir.
Kaynaklar:
https://www2.warwick.ac.uk/fac/soc/economics/staff/clcrawford/
The Institute of Fiscal Studies and the Nuffield Foundation published comprehensive analyses in 2011 and 2013: http://www.ifs.org.uk/bns/bn122.pdf – http://www.ifs.org.uk/comms/r80.pdf#
The UK ‘s Flexible School Admissions for Summer Born Children campaign website: https://summerbornchildren.org/
Millenyum Cohort Çalışması Newcastle Üniversitesi tarafından 2000 yılında başlatılmış ve 2000-2002 yılları arasında doğan 18500 çocuğun sosyo-kültürel verilerinin izlendiği ve değerlendirildiği bir çalışmadır.














