“Nasıl bir eğitim ?” diye soruyla girersem eğer, birbirinin benzeri ezber cevaplar almamız olasıdır. Ancak uygulamaya dönük önermelerde ve uygulamalarda kısır kaldığımız bir gerçektir. Aşağıda paylaşımın amacı yol göstermek ya da böyledir demek değil, kendi uygulamamdan yola çıkarak ışık tutmaktır.
2. Sınıflarla Tiyatro
Yıl sonunda Yalvaç Ural’ın “La Fonten Orman Mahkemesinde” oyununu sergiledik. Henüz daha ikinci sınıfın sonunda. Oyunu hazırlarken ki asıl amacım oyunun anlattıklarının öğrencilere geçmesini sağlamak, ezbere bildikleri ”söylemleri” sorgulatabilmek ve elbette özgüven kazanmalarını sağlamaktı.
Sanat yoluyla insanların kendilerini ifade edebildiklerini göstermekti.
Ama öyle bir sürecimiz oldu ki oyunun mesajının çok ötesine geçtik kazanım olarak.
Bütüncül bir eğitim dersem abartı olmaz.
Neleri Başardık?
Oyunun okumalarından başlarsam, öğrenciler bilmedikleri kelimeleri sormaya başladılar ve yeni kelimeleri dağarcıklarına kattılar.
Repliklerde duygulara dikkat edildiği için duyguların konuşmadaki yansımasını gördüler.
Konuşmalardaki sözleri merak ettiler, hatta yanlış söylediğini belirttiler.
Örnekse, kedinin “hayvanlar insanlara muhtaç değil, insanlar hayvanlara muhtaç” sözüydü. Buradan insan, hayvan, doğa ilişkisini sorguladılar, öğrendiler. Ayının, arının balını çalması üzerinde durduk. Aslında hayvanların balı, sütü, yumurtayı kendileri için ürettiklerini öğrendiler. Hem sorgulama pratiği yaptılar, hem öğrendiler.
Dekor aşamasında ise dekorları hep birlikte yaptık. Atık kutuları yeniden değerlendirdik.
Atıkların tekrar değerlendirilebileceğini gördüler. Çevre kirliliğinin sebeplerine girdik.
Atık kutulardan ağaçları yaparken birlikte iş yaptılar. Teker teker yapılan ağacın dalları birleşti ağaç oldu. Grupça kartondan yaprak kestiler.
Ağaçları kartonlarla yapraklandırdık. Kullandığımız kartonlardan çıkan yaprak sayılarıyla,
karton sayılarıyla problemler oluşturduk, çözdük. Matematiğin ihtiyaç olduğunu, yaşamın içinde olduğunu gördüler.
Sanatın özel ve güzel bir şey olduğunu yaşadılar. Alkışlarla ya güven kazandılar ya güvenlerini arttırdılar. Sanatla birebir tanıştılar.
Özetle sanat eğitimin bir parçası olmalıdır. Bu sanatsever bir nesle hizmet eder.
Sanat yoluyla dil, sosyal gelişim, iletişim vb gelişmeler sağlanabileceği gibi hiç ilgisiz
görünen konulara dahil oldu çalışmamız. Bütüncül eğitim dememdeki neden de budur.
Eğitimi ne kadar yaşamın, sanatın, sporun içine sokarsak, sanırım o zaman sorgulatan,
düşündüren, geliştiren sağlıklı bir iş yapmış oluruz.