Dünyanın hemen her ülkesinde öğrenciler Küresel Isınma karşıtı eylemler gerçekleştirirken Türkiye’de de 15 Mart’tan bu yana Gelecek İçin Cumalar eylemlerine katılım sağlanıyor. Türkiye’de ilk eylem İstanbul’da Bebek parkında 11 yaşındaki Atlas Sarrafoğlu’nun yazdığı mektup ve yaptığı çağrı ile başlamıştı.
Atlas Sarrafoğlu aşağıdaki mesajla yaşıtlarını Küresel Isınma eylemlerine katılmaya davet etmişti.
‘Değerli arkadaşım,
Ben Atlas Sarrafoğlu, 11 yaşındayım ve İklim Değişikliği ve Global Isınmaya karşı geleceğimiz adına seni 15 Mart’ta yapacağımız İklim İçin Okul Grevi’ne çağırıyorum.
Greta Thunberg’e dünyanın dört bir köşesinden öğrenciler destek veriyor.
İklim Değişikliğinin artık dönülmez bir aşamasında olduğunu biliyor, büyüklerin yetemediği yerde geleceğimizi korumak adına bizlerin harekete geçmesi gerektiğine inanıyorum. Bu sebepten dolayı senin de desteğin ile 15 Mart Cuma günü global olarak yapılacak FRIDAYS FOR FUTURE hareketine dahil olarak sesimizi duyuralım.
15 Mart’ta seni Bebek Parkı’nda saat 12’de bekleyeceğim. Gelin Greta’ya desteğimizi gösterelim, kendi geleceğimizi kendimiz talep edelim.
“Bugün” değilse, ne zaman?
“Biz” değilse, kim?
Atlas Sarrafoğlu”
O tarihten beri İstanbul başta olmak üzere birçok farklı şehirde genç aktivistler, enerji politikalarının değişmesini, sera gazı emisyonlarının acil önlemler ile azaltılmasını ve Paris Anlaşması’nın ortaya koyduğu 1,5 C derece hedefi için ülkelerin hemen şimdi harekete geçmesini talep ediyor.
Dokuz İl Katılıyor
Fridays for Future Turkey‘e göre Türkiye’de de Samsun, Adıyaman, Muğla, Malatya, İstanbul, Ankara, Antalya, Balıkesir ve İzmir’de gençler Küresel eylemlere destek veriyor ve öğrenciler politikacıların ve küresel şirketlerin Paris Anlaşmasını koşullarını yerine getirmesini istiyorlar. En son 24 Mayıs tarihinde Adıyaman, Ankara, Antalya, Ayvalık, Bodrum, Çıralı, Dalyan, İzmir, İstanbul, Malatya ve Samsun’da bir araya gelen gençler iklim krizinin aciliyetine dikkat çekmeye çalıştılar.
İklim Değişikliği Eylemlerine Katılan gençler Ne İstiyorlar?
#FridaysForFuture (gelecek için her cuma) sloganıyla biraraya gelen öğrenciler, dünyanın pek çok ülkesinde her Cuma buluşarak dünya liderlerini ve şirket yöneticilerini 2015 yılında Paris’te imzalanan iklim sözleşmesine uymaya davet ediyorlar. Giderek büyüyen ve kısa zamanda 5 kentten 1500’ü aşkın kente ve 2 ülkeden 118 ülkeye yayılan hareketin gerekli kararla alıncaya kadar daha da genişleyerek devam etmesi umuluyor.
İklim Değişikliği Nasıl Bir Dünya Yaratacak?
Öte yandan, Birleşmiş Milletler Hükümetlerarası İklim Paneli’nin (BMHİP) Ekim ayında sunduğu rapora göre küresel ısınma, gelecek 1.5°C derecelik bir artışta sabitlenemezse iklim krizi artık geri döndürülemez bir sürece girecek.
Bunun anlamı ne? Rapor, sıcaklıkta yaşanacak sabitlemenin ısınmanın çevre ve canlı yaşamı, genel ekolojik denge üzerindeki olumsuz etkilerini zamanla geri çevirebilme, onarabilme açısından kritik önemli olduğunu belirtiyor.
Sıcaklık artışı 1.5°C derece ile sınırlı kalırsa, böcek türlerini % 6’sı, bitkilerin % 8’i, omurgalı canlıların % 4’ü yaşam alanlarının yarısından fazlasını kaybedecekler. Eğer sıcaklık artışı 2°C dereceye ulaşırsa, yaşam alanlarının yarısını kaybedecek olanların sayısı, böcekler için yüzde yüz, bitkiler için yüzde 200 omurgalılar için yüzde yüz artıyor.
2° C derecelik bir artış, gezegenin 12’de biri ile 5’de biri arası bir büyüklükte yeşil alanın çölleşmesi, mercanların % 99’unun yok olması, fazladan 450 milyon insanın düzenli olarak aşırı sıcakların etkisi altında kalması, yüz milyonlarcasının iklim değişikliğine bağlı olarak yoksulluk sınırın altına düşmesi anlamına geliyor. Rapor, sıcaklık artışının 1.5° C derece sınırlandırılabilmesi durumunda, ekolojik dengenin zaman içinde yeniden kurulabileceğini, kimi türlerin yok olma sürecinin geriye çevrilebileceğini mercanların yeniden canlandırılabileceğini savunuyor.
Küresel ısınmanın kontrol altına alınamaması durumunda, çölleşmeye, deniz seviyesindeki yükselmenin tarım alanlarını ve su kaynaklarını kirletmesine bağlı olarak gıda ve su kıtlığı krizlerinin derinleşmesi olasılığı atıyor. Bu olasılık, kaynak savaşlarının sıklaşması, açlıktan ve savaşlardan kaçan göçmen nüfus dalgaları komşu ülkelerin, bu arada Avrupa ve ABD gibi merkez ülkelerin siyasi dengelerini, aşırı akımları güçlendirerek olumsuz yönde, etkileme riskini de arttırıyor.