Son 2 ayda dünyanın farklı köşelerinde 900 milyon kişi evlerine kapandı. Bu nüfusun yaklaşık 110 milyonunu ilk, orta ve lise düzeyinde eğitim gören öğrenciler oluşturuyordu; onların 18 milyonu ise Türkiyeli öğrenciler!
Dünya tarihinin bu en geniş kapsamlı ve şaşırtıcı krizine pek çok ülkenin -özellikle eğitim açısından- hazırlıksız yakalandığını söylemek abartı olmaz. Gelişmiş saydığımız pek çok ülke öğrencilerin evlerine fotokopiler gönderir, whatsup üzerinden ödevler verirken Türkiye uzaktan eğitime en hızlı geçen ülkelerin başında geliyordu. 24 Mart Pazartesi sabahından itibaren EBA üzerinden, sayıları 18 milyona yaklaşan öğrenci ekranlarının başına geçip derslerine kaldıkları yerden devam etmeye ve ‘teorik olarak’ okulların eksiğini hissetmeden öğrenmeye başladı. Bu yeni deneyimin nasıl sonuçlanacağını , MEB’in ve öğrencilerin teknolojik, pedagojik ve bilimsel alanlarda nasıl bir sınav vereceğini yaşayarak göreceğiz.
Okulların Sonu mu Geliyor?
Ancak koronalı günlerimizin eğitim açısından tek değişikliği bu değildi. Karantina günleriyle beraber – hem bizde hem de tüm dünyada- daha önce çok az söz edilen yeni eğilimlerden söz edilmeye başlandı. Bunların başında ‘okulların dijital dönüşümü‘ geliyor. Teknoloji uzmanları, eğitimin ‘bir daha asla eskisi gibi olamayacağı’ ve karantina günleri geçtikten sonra bile uzaktan eğitimin çok temel bir öğrenme seçeneği olarak önümüzde olacağını anlatıyorlar bize.
Artık Okullara İhtiyacımız Olmayacak mı?
Bu uzmanlar, online- eğitimi savunurken, pedagojik bakış açısını bir yana bırakıp, sadece ekonomik gerekçeli sorular soruyorlar.
- ‘Bir öğretmenin tek bir video ile binlerce öğrenciye ulaşması mümkünse öğrencileri küçük sınıflara bölen, uygulanması yıllar süren bir okul sistemi verimli midir?’,
- ‘Ailelerin her mekanda, her zaman, kolayca ulaşabileceği bir eğitim hizmeti, lojistik ve mekansal sınırları olan okullardan daha etkili olmaz mı?’
- Dijital eğitim öğrencilerin ihtiyaç duydukları hızda, farklı alanlarda öğrenmelerini, uzmanlaşmalarını ve ilgi alanlarında ilerlemelerini daha etkili bir şekilde sağlamaz mı? ve en çok da
- Bu kadar çok seçenek ve esneklik varken okullara hala ihtiyacımız olacak mı?
Oysa bir eğitim uygulamasının etkinliğini değerlendirirken çok daha başka kriterlere bakılması gerektiğini -en azından biz, eğitimciler olarak- biliyoruz. Öğrencinin öğretmeniyle kurduğu güven ilişkisinin, iletişimin, değer öğretmenin, model olmanın, bilgiyi hayata geçirmenin ve öğrenmeyi sürekli kılmak için motivasyon sağlamanın, bir konunun anlatılmasından çok önemli olduğunun; eğitimin de zaten davranışlara, dünya görüşüne dokunmak olduğunun farkındayız.
Böyle sorulardan yola çıkarak okulların bir daha açılmayacağını düşünmek ütopik olsa da bu soru ve tartışmaların uzaktan eğitimin okulların alternatifi olarak görülmesinin ilk adımları olacağının altını kalın çizgilerle çizelim!
Uzaktan Eğitim
Öte yandan artık uygulamaya başladığımız uzaktan eğitim hakkında -yukarıdaki sorulardan daha önce düşünülmesi gereken- kaygılarımız olmalı. Üstelik bunlar şu anda uyguladığımız uzaktan eğitim modelinin ve öğrencilerin başarılı olmasını doğrudan etkileyecek kriterler:
- Uzaktan eğitim sosyo-kültürel olarak veli beklentilerini karşılayabilecek mi?
- Uzaktan eğitimin, ekonomik olarak dezavantajlı ailelerin çocukları için de etkin bir çözüm olabilmesi için nasıl destekler geliştirilecek?
- Ailelerin eğitim düzeyinin, uzaktan eğitim uygulamasında olumsuz bir faktör olmaması için ne yapılacak?
- Ailelerin ev düzeni, çocukların dersleri sistemli bir şekilde izlemelerine olanak verecek mi?
- Ailelerin sosyo-kültürel ve teknolojik birikimleri çocukların öğrenme deneyimini desteklemeye yetecek mi?
- Bu süreçte, tam öğrenmenin gerçekleşip gerçekleşmediği nasıl kontrol edecek?
- Uzaktan eğitim sonrası ortaya çıkması muhtemel ‘bilgi uçurumu’ nasıl telafi edilecek?
- Uzaktan eğitim seçeneği, ulusal sınav sistemiyle nasıl örtüşecek?
- Öğretmenler kişisel insiyatiflerini kullanıp, öğrencilere destek olmadan sistem devam edebilecek mi?
Bu sorular sadece günler içinde gündemimize gelecek ve uzaktan eğitimin niteliğini belirleyecek sorular. Çok kalabalık bir öğrenci grubuna hizmet verildiğini göz önünde bulundurarak ve uzaktan eğitim uygulamasının sadece ders videoları yayınlamaktan çok daha geniş bir perspektif gerektirdiğinin altını çizerek bu sorulara nasıl yanıtlar geleceğini hep birlikte göreceğiz.