“Okul neden hayatımızda var?”, “Okul gerçekten toplum düzeninin mihenk taşı mı?” Çoğumuz okulların kişinin gelişimindeki en vageçilmez kurum olduğuna inanırız. Bununla birlikte okulda öğrendiği bilgileri hiç değiştirmeden kullanarak başarıya, kişisel bütünlüğe ulaşmış çok az insan vardır. Peki o zaman şöyle soralım: Toplumlarda okulların varlığına bu derece büyük bir önem ve prestij kazandıran nedir? Eğitimin işlevi bir şüphe içeriyorsa, okullaşma gerçekte ne anlama gelmektedir?
Ivan Illich’e göre okulun temel işlevlerinden biri, toplumsal prestij ve statükoyu üreten kurumların başında gelmesidir. Toplumdaki önemi de buradan gelmektedir. Ona göre günümüzdeki okullar eğitimi açısından etkisiz olduğu kadar, bölücü bir nitelik de taşımaktadır.
ABD’de Penn State Üniversitesi’nin Felsefe ve Bilim, Teknoloji ve Toplum bölümlerinde konuk öğretim üyesi olarak ve Almanya’da Bremen Üniversitesi’nde Illich’in fikirleri çevresinde bir araya gelen “Oranlılık Üzerine Araştırmalar Döngüsü” adlı bir grupla birlikte çalıştı. Son yıllarda Oakland’da yaşıyordu ve çalışmalarını ‘oranlılık’ kavramı üzerine yoğunlaştırmıştı. Illich, en başta toplumsal cinsiyet üzerinden bölünmüş bir toplumsal yapıda oran duygusunun kaybolduğunu savunuyordu.