Dolaylı Travma kavramını daha önce duydunuz mu? Bir doktor, bazen hastalarının yaşadığı zorluklardan derinden etkilenir. Bir sosyal hizmet uzmanı, karşılaştığı sorunları fazlasıyla içselleştirebilir. Tıpkı bunlar gibi, öğretmenler de öğrencilerinin yaşadıkları travmatik durumları üzüntü, kaygı, öfke olarak yaşayabilirler. İşte bu, dolaylı travmadır.
Öğretmenlik eğitimi alırken, işimin büyük oranda ders planları yapmak ve konu anlatmaktan ibaret olduğunu zannediyordum. Öğretmenliğin duygusal yönü beni gafil avladı; mesleğimin hiç hazırlıklı olmadığım bu yönüyle nasıl başa çıkacağımı bilmiyordum. Öğrencilerimin acıları her seferinde beni derinden incitiyor; çoğu zaman onlar toparlansa bile onların hüznünü hala içinde taşıyorum.”
En Son Ne Zaman Mesleki Bir Travma Yaşadınız?
Öğretmen olarak sizin de böyle düşündüğünüz, öğrencilerinizin dertleriyle dertlendiğiniz, öğrencilerinizin üzüntülerini evinize taşıdığınız hatta kendi travmalarınızı hatırladığınız oldu mu?
Eğer yanıtınız evet ise bunun yeni bir meslek tanımı olmadığını, öğretmenlik mesleğinin içine gömülü bir gizli nitelik, mesleki bir gönül yarası olduğunu söylemeliyiz. Dünyanın her yerinde ve tabi ki bizim topraklarımızda “iyi” öğretmenler, sınıflarındaki öğrencilere bilgi aktarmak dışında da pek çok duyarlılıktan sorumlu.
Çocuklara yaşadıkları travmalar konusunda yardım etmek üzere kurulan ve okullarda eğitim programları gerçekleştiren bir kuruluş olan Travmasmart ’ın yürütücüsü- LeAnn Keck’e göre “Bazı öğretmenler sahip oldukları duyarlılıklarla pek çok açılardan sosyal hizmet görevlileri gibi görev yapıyorlar. Öğrencilerinin yaşamları ve ailelerinin ihtiyaçları hakkında bilgi sahibi oluyor, onları destekliyorlar. Ancak bunun doğrudan bir sonucu olarak pek çok öğretmen ikincil travma yaşıyor.”
Travma Yaşayan Çocukların Sayısı Hızla Artıyor mu?
Peki günümüzün çocukları daha fazla mı travma yaşıyor? Uzmanlara göre çocuklarımız eskisine göre daha fazla travma yaşamıyor ancak toplumun travma konusunda gelişen bilinci ve sosyal medyanın etkisi ile yaşadıkları daha görünür oluyor. Örneğin ABD’de çocukların yarısından fazlasının istismar, ihmal, şiddet veya zorlu ev koşulları gibi olumsuz deneyimlere, yüzde 35’inin birden fazla türde travmatik deneyime maruz kaldığını biliyoruz. Bu olumsuz çocukluk deneyimleri, alkolizm, duygusal sorunlar, karaciğer hastalıkları, intihar eğilimi gibi yetişkinliğe uzanan olumsuz etkilere neden olabiliyor.
Bu olumsuz deneyimler farklı şekillerde kendini gösteriyor. Çoğu zaman travma işaretlerinin içedönüklük, sessizlik, hayata küsme gibi kolayca ayırt edilecek tutumlar olduğunu düşünsek de deneyimli uzmanlar çocuğun sınıfta taşkınlık yapmasının, şiddete eğilim göstermesinin, göz teması kuramamasının ya da ayağını sürekli sallama gibi davranışlarının da aslında yaşanmış bir olumsuz deneyimin sonuçları olabileceğini belirtiyorlar.
Travma Tek Kişiyi Etkilemez!
Travmanın görünmeyen yönlerinden birisi de o travmayı sezen, dinleyen, umursayan kişiler üzerinde bıraktığı duygusal etkidir. Travma yaşayan insanlarla iletişimde olan pek çok insan gibi, olumsuz deneyimleri olan öğrencilere maruz kalan öğretmenler de dolaylı travma olarak bilinen ikincil bir travma türüne açık hale geliyorlar. Çünkü, “umursama bedeli” olarak da adlandırılan dolaylı travma, ” başkalarının travma hikayelerine sistematik olarak maruz kalmaktan; travma yaşayanların katlandığı acıyı izlemekten, korkuya ve teröre tanık olmaktan” kaynaklanabiliyor.
Dolaylı travma, tıpkı birincil travma gibi etkiler bırakıp, öğrencilerinin beyinlerini etkilediği gibi öğretmenlerinkini de etkileyebiliyor: Beyin bir korku, kaygı tepkisi salıyor, aşırı kortizol ve adrenalin salgılayarak kalp atış hızını, kan basıncını ve solunumu artırabiliyor ve bir duygu seline neden olabiliyor. Uzmanlar, bu biyolojik tepkinin öfke ve baş ağrısı gibi zihinsel ve fiziksel belirtilerle ya da toplantıları kaçırmak, geç kalmak veya belirli öğrencilerden kaçınmak gibi işyeri davranışlarıyla dışa vurabileceğini söylüyor.
Ancak pek çok öğretmen, -bırakın travmanın kendi sağlıkları ve kişisel yaşamları üzerindeki olumsuz etkilerini- ele almak şöyle dursun, travma yaşayan öğrencilere nasıl yardım edebilecekleri bile tam olarak öğretilmiyor. Travma konusunda çalışan uzmanlar ise yaşadıkları dolaylı travmayla başa çıkmaları için öğretmenlere yaşadıkları deneyimleri paylaşacakları iletişim grupları kurmalarını öneriyor.
Meslektaş Dayanışması
Chicago Üniversitesi’nde doçent olan ve kentte görev yapan öğretmenlerin travmalarına dayalı bir müfredat olan TREP Projesi’nin kurucusu Micere Keels’e göre, meslektaşların birbirleriyle konuşmaları ve deneyimlerini paylaşmak için bağlantıya geçmeleri, dolaylı travmayla başa çıkan öğretmenler için çok değerli olabilir.
Keels, “Mesleki izolasyonun azaltılması kritik önem taşıyor” diyor. “Bu iletişim, öğretmenlerin başkalarının da aynı sorunlarla mücadele ettiğini görmesini sağlıyor, kişinin yaşadığı mücadelenin yetersizlikten kaynaklandığı hissini önlüyor ve zorlayıcı davranışlar sergileyen öğrencilerle çalışmak için alternatif stratejiler konusunda farkındalık sağlıyor.”
Öğrencilerin temel duygusal ihtiyaçlarını ele alabilmek amacıyla uygulamalar yapan ve Centerpoint School’da çalışan Alex Shevrin da, bir sorumluluk ortağı bulmanın ya da diğer öğretmenlerle iletişim kurmak için profesyonel bir öğrenme topluluğunu kullanmanın öneminin altını çiziyor.
Centerpoint’te, öğretmenlerin, yöneticilerin ve sosyal hizmet uzmanlarının egzersiz yapmak ve iş-yaşam dengesini oluşturmak gibi kişisel sağlık hedefleri konusunda birbirlerini desteklediği aylık sağlıklı yaşam grubu zamanı, mesleki gelişim planına dahil edilmiştir. Personel ayrıca yürüyüş yaparak, bisiklete binerek, spor salonuna giderek ve hatta örgü örmeyi öğrenerek mesai saatini birlikte sağlıklarına dikkat ederek geçiriyor.
Shevrin, “Ülkedeki her bir okul için tek dilek hakkım olsaydı; okulların öğretmenlere, oturup işte nasıl hissettikleri hakkında konuşabilmeleri için zaman tanımaları olurdu. Bizler duygusuz birer robot öğretmenmişiz gibi davranmanın kimseye faydası yok, bazen öğretmenler öyle olmak zorundaymış gibi hissediyorlar bence.”
Basit Başa Çıkma Taktileri
Öğretmenlerin travma ve travmatik anlarla başa çıkabilmeleri için basit taktikler geliştirmeleri de önemli. Bu stratejiler içinden beşe kadar saymak, sakinleştirici bir yeri hayal etmek, bir öğrenciye bağırmak istediğinizde onunla sessizce konuşmak gibi basit eylemler olabilir.
Pek çok öğretmen kişisel bakım için zamanları olmadığını söylese de uzmanlar, genel refahınızı ve dayanıklılığınızı artırmak için uzun vadeli kişisel bakım uygulamaları geliştirmenin ve bunlara bağlı kalmanın gerekli olduğu konusunda ısrar ediyor. Bu kişisel bakım aktiviteleri yürüyüşe çıkmak, kitap okumak, film izlemek, farkındalık egzersizi yapmak ya da bir arkadaşınızla konuşmak olabilir; sizi canlandıran ne varsa.













