Türkiye’de son 20 yıldır köy okulları kapanıyor ve bu köylerde yaşayan öğrenciler yakınlardaki daha büyük okullara gönderiliyorlar. Dünyanın başka ülkelerinde de gördüğümüz bu uygulama aslında köy öğrencilerinin sosyalleşmesi ve daha köklü ve nitelikli okullarda eğitim alabilmelerini sağlayan ve başarılı sonuçlar veren bir yöntem olarak karşımıza çıkıyor.
Bununla birlikte ülkemizde küçük ve eski köy okullarının yanı sıra son yıllarda inşa edilmiş büyük okul binalarının da kapanması ve giderek daha çok sayıda öğrencinin plansızca “taşınması” sistemin etkinliğinin sorgulanmasına neden oluyor.
Her sabah güneşle birlikte yola çıkıp kilometrelerce yol giden çocukların hissettiği yorgunluk, taşıma merkezlerindeki sınıfların kalabalıklaşması, öğrencilerin öğretmenleriyle yeterince yakın bir ilişki kuramamaları, sosyal olarak da kendilerini dışlanmış hissetmeleri öğrencilerin eğitim başarılarını ve eğitim aracılığıyla kendilerini gerçekleştirmelerini engelliyor.
Bu inançla köyde yaşayan her çocuğumuzun olası en iyi koşullarda eğitim alabilmesini hakkını savunuyor, bölgeler hatta iller bazında düşünülmüş kapsayıcı bir Kırsal Eğitim Politikasına ihtiyacımız olduğunu anlatmaya devam ediyoruz.