Çocuklarda Kalıcı Öğrenme İçin Bilim ve Müziğin Gücünü Keşfedin!

“Müzik, çocuklarda kalıcı öğrenmeyi  destekleyen önemli bir araçtır.”  Çoğumuz bunu bilsek de müzikle bezenmiş öğrenme deneyimleri anaokulu ve hazırlık sınıfının ardından bitiverir..
  
Oysa örneğin ilkokul müzik öğretmenleri de bilimsel kavramları derslerine dahil ederek çok disiplinler arası ve çok katmanlı bir öğrenme deneyimi sunabilir.
Ses bilimi, müzik dersinde disiplinler arası öğrenme için zengin fırsatlar sunar. Öğrencilerin sesi görebilmesi, ritim, perde (ton) ve müzik yapımının temelini oluşturan diğer kavramları anlamalarına yardımcı olabilir. Bu bilimsel kavramlar tek seferlik bilgiler değildir; öğrenciler geliştikçe giderek karmaşıklaşan bir şekilde yeniden ele alınır. Bu döngüsel öğrenme modeli, ilkokul müzik öğretmenlerini öğrencilerin sınıflarında geçirdiği süre boyunca bilimsel kavramları tanıtmak ve tekrar etmek için ideal bir konuma getirir. Müzik öğretmenleri, anaokulundaki öğrencilere bu kavramları temel düzeyde tanıtarak başlar, ardından öğrencilerin müziksel ve bilimsel anlayışları geliştikçe bu kavramları tekrar ederek derinleştirir.

Sesi Görmek

Ses, bir nesnenin titreşmesiyle oluşur. Anaokulu öğrencileri hatta okul öncesi çocuklar bile, sesin nesneleri nasıl hareket ettirdiğini gözlemleyerek bu durumu anlamaya başlayabilir. Bu, doğrudan bir müzik aletini çalarak ve üzerindeki bir parçanın titreşmesini izleyerek gösterilebilir. Ancak sesin hava yoluyla yayılması ve bir enerji türü olması fikri, sesin başka bir nesneyi doğrudan temas etmeden titreştirdiği  gözlemlendiğinde çok daha açık hale gelir. Simpatik rezonans olarak bilinen bu olgu, davullardaki tellerden sitar gibi telli çalgılara kadar birçok müziksel uygulamada karşımıza çıkar.

Sesin en kolay yayıldığı ortam havadır; ancak hava çoğunlukla gözle görülemez. Bu nedenle öğrencilere, sesin havayı nasıl etkilediğini göstermek için sıklıkla Schlieren akış görselleştirme tekniğini kullanırım. Schlieren akış görselleştirmesi, gazlar ve sıvılar gibi akışkanlardaki çıplak gözle görülemeyen hareketleri görünür kılan optik bir tekniktir.

Bu yöntem sayesinde öğrenciler, sesin havanın yoğunluğunu nasıl değiştirdiğini görebilir. Her ne kadar küçük yaştaki öğrenciler bu tekniğin tüm teknik detaylarını kavrayamasalar da, sesin havanın hareket ettirdiğini anlayabilirler.

Frekans ve Perdeyi Görmek

Ses bilimiyle ilgili bir diğer temel kavram ise, bir nesnenin boyutu küçüldükçe diğer tüm etkenler sabit kalmak kaydıyla titreşim hızının artmasıdır. Bu bilgi, müzik eğitiminin başladığı ilk andan itibaren, günlük ve doğal gözlemler yoluyla çocuklara öğretilebilir. Örneğin, anaokulu öğrencileri sınıftaki ksilofon çubuklarının boyut farklarını fark etmeleri için yönlendirilebilir;  böylece bu farkın sesin inceliğini ya da kalınlığını nasıl etkilediğini gözlemleyebilirler. Videolar, uygulamalı gösteriler ya da davetli müzisyen performansları aracılığıyla öğrenciler, genel olarak bir çalgının boyutunun, çıkardığı seslerin perdesini nasıl etkilediğini öğrenebilir. Örneğin pikolo (küçük boyutlu bir nefesli çalgı) daha ince sesler çıkarırken, tuba (büyük bir çalgı) daha kalın sesler üretir; keman daha yüksek perdeli sesler verirken, kontrbas daha düşük perdeler üretir.

Bir sonraki adımda öğrenciler, bir çalgının boyutunun değiştirilmesinin ses perdesini nasıl etkilediğini keşfeder. Örneğin sınıfta yaptığım trombon gösterisinde, öğrencilerin çubuğu ilerigeri çekmelerine izin veririm; böylece hem sesi duyar hem de bilimi doğrudan gözlemleyebilirler. Daha büyük yaş grubundaki öğrenciler, blok flütteki delikleri kapatıp açarak aslında çalgının uzunluğunu değiştirdiklerini ve bu sayede farklı perdeler elde ettiklerini öğrenir.

Farklı sesler elde etmenin bir başka yolu da, telli çalgılarda tellerin gerginliğini değiştirmektir. Tellerin akordunu yapmak, doğrudan telin boyunu değiştirmese de, gerginlik arttığında titreşimlerin hızlandığını ve sesin inceldiğini öğrenciler gözlemleyebilir. Ayrıca parmaklarla perdeler üzerine basmanın ya da telin üzerine bastırmanın, telin uzunluğunu değiştirerek çıkan sesin perdesini nasıl etkilediğini de kolaylıkla fark edebilirler.

Titreşim Hızının Perdeyi Nasıl Etkilediğini Göstermek: Dönen Borular

Titreşim hızının sesin perdesini (inceliğini/kalınlığını) nasıl etkilediğini göstermenin eğlenceli yollarından biri de dönen borularla yapılan deneylerdir. Frekans, yani bir nesnenin saniyede kaç kez titreştiği, doğrudan perdenin belirleyicisidir. Döndürüldükçe ses perdesi yükselen bu borular, frekansın artmasıyla birlikte çıkan sesin nasıl değiştiğini görsel ve işitsel olarak net biçimde ortaya koyar.

Bu yöntem, özellikle bakır üflemeli çalgılar çalmayı yeni öğrenen öğrenciler için etkili bir gösterimdir. Çünkü bu çalgılarda da havanın hareket hızı doğrudan sesi belirler: Hava ne kadar hızlı hareket ederse, çıkan ses o kadar ince olur. Bu eğlenceli ve görsel yöntem, başlangıç düzeyindeki öğrencilerde sıkça görülen bir yanılgıyı da düzeltmeye yardımcı olur: Daha ince sesler çıkarmak için çalgıyı ağıza daha fazla bastırmak gerekmez, önemli olan hava hızıdır.

Müzik, Matematik ve Bilimin Kesişimi: Kendi Çalgını Yap

Öğrenciler bu bilimsel kavramları kullanarak kendi müzik aletlerini tasarlarken matematik, fen ve müzik bir araya gelir. Sesin perdesini belirleyen belirli oranlar  vardır. Bu kavramı göstermek için herhangi bir malzeme kullanılabilir; ancak yalnızca uzunluğun hesaplanması gerektiğinden kağıt havlu ruloları oldukça elverişlidir. Öğrenciler farklı uzunluklarda borular oluşturur, ardından bu boruları hem titreşim yapabilecek şekilde sabitlemenin yollarını dener hem de çıkan sesleri gözlemler. Oranları hesaplayarak oluşturdukları çalgılarla gerçek melodileri çalabilecek, akortlu enstrümanlar yaratabilirler.

Moleküler Titreşimleri Gözlemlemek: Chrome Music Lab’de Ses Dalgaları

Google Chrome Music Lab’deki Sound Waves (Ses Dalgaları) deneyi, bu kavramları çevrimiçi ortamda keşfetmek için mükemmel bir kaynaktır. Bu etkileşimli uygulama, bir piyano çalınırken moleküllerin nasıl titreştiğini görselleştirerek öğrencilerin yüksek ve alçak perdelerde titreşim frekansının nasıl değiştiğini net bir şekilde görmelerini sağlar.

Sesi ve Enerji Aktarımını Anlamak

Ses genellikle enerji aktarımıyla ilgili konuların içinde de ele alınır. Küçük yaşlardaki öğrenciler, bir enstrümana dokunduklarında ses çıkabildiğini gözlemleyerek terimleri tam olarak bilmeseler bile mekanik enerjiyi ses enerjisine dönüştürdüklerini fark edebilirler.

Mikrofonlar, hoparlörler ve diğer elektronik ses cihazları, daha büyük yaştaki öğrenciler için çok daha fazla keşif olanağı sunar. Örneğin, yedinci sınıf öğrencileriyle birlikte yürüttüğüm bir atölyede, üçüncü sınıf öğrencileri de yer aldı. Biraz yönlendirmeyle, elektro gitar çalarken gerçekleşen elektronik, manyetik ve akustik ses enerji dönüşümlerini başarıyla tanımlayabildiler.

Öğrenciler ses bilimiyle her gün, yaşamın içinde karşılaşırlar. Burada bahsedilen doğrudan öğretim ve gündelik gözlem fırsatları sayesinde, müzik öğretmenleri öğrencilerin bu sık karşılaşılan deneyimler üzerine anlam katmanları inşa etmelerini sağlar. Öğrenciler hem bilimsel hem müziksel bir sözcük dağarcığı geliştirerek, çevrelerindeki dünyayı daha iyi anlamayı ve bunu yaparken eğlenmeyi öğrenirler.

 

Kaynak:
Bu makale edutopia’da yer alan Bill Manchester tarafından kaleme alınmış olan Interdisiplinary Learning/Combining Science and Learning For Deeper Learning adlı makaleden Cansu Bozkurt tarafından çevrilmiştir. 

Yazar Hakkında

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu alanı doldurun
Bu alanı doldurun
Lütfen geçerli bir e-posta adresi yazın.

Sosyal Medya Hesaplarımızı Takip Edin

Instagram

Eğitim Kolektifi’nin Büyümesine Destek Olun!

İçeriklerimizi beğeniyorsanız daha fazla okuyucunun bize ulaşmasına destek olun. Bizi Sosyal Medya Hesaplarımızdan Takip Edin, Beğenin, Paylaşın.

Dosyalar

Reklam