Kategoriler: Eğitim Politikaları

COVID-19 Salgınında Okulları Açmak Ne Kadar Riskli?

Google Reklam

Geçtiğimiz haftalarda nature dergiside S. Mallapaty imzasıyla yayınlanan “How Schools Can Reopen Safely During The Pandemic?” adlı önemli makale Zeynep Gizem De Loecker, Aysu Oğuz ve Tomris Cesuroğlu’nun çevirisiyle “COVID-19 Salgınında Okulları Açmak Ne Kadar Riskli? Okullar, COVID-19 Salgını İçin Yayılım Noktaları Oluşturabilir mi?” adıyla evrimagaci.org’da yayınlandı. Makaleyi okurlarımızla paylaşıyoruz. Yazıya ait Referans ve kaynak bağlantılarına buradan ulaşabilirsiniz.

Covid sırasında eğitime başlamak güvenli mi? Pek çok araştırma okulların sandığımızdan daha güvenli olduğunu gösteriyor.

Okullar, COVID-19 Salgını İçin Yayılım Noktaları Oluşturabilir mi?

Dünya çapında toplanan veriler, okulların koronavirüs enfeksiyonu için yayılım noktaları olmadığını her geçen gün daha güçlü bir şekilde gösteriyor. Aksinden endişe edilmesine rağmen, COVID-19 enfeksiyonları pandemi nedenli sokağa çıkma yasakları hafifletildikten sonra, okullar ve kreşler yeniden açıldığında artmadı. Okullarda salgın görüldüğünde ise çoğunlukla sadece az sayıda insanın hastalanmasına neden oldu.

Bununla birlikte bazı araştırmalar, çocukların virüsü alabileceğini ve viral partikülleri yayabileceğini gösterdi. Ayrıca, daha büyük çocukların virüsü başkalarına geçirme olasılığının küçük çocuklara oranla daha yüksek olduğunu gösteriyor. Bilim insanları, bu eğilimlerin nedenlerinin henüz bilinmediğini söylüyor; fakat daha yaşça büyük çocuklar ve öğretmenlerle ilgili uygulamaları şekillendirirken bunlar göz önünde bulundurulmalı.

Berlin’deki Robert Koch Enstitüsü’nde bulaşıcı hastalıklar konusunda uzman olan epidemiyolog Walter Haas, büyük grupların uzun süreler için kapalı alanlarda toplanıyor olmasından dolayı, okulların ve çocuk bakım merkezlerinin korona virüs bulaşması için ideal bir ortam sağlamaya yatkın göründüğü izlenimini verdiğini söylüyor. Ancak küresel düzeyde COVID-19 enfeksiyonlarının çocuklar arasında yetişkinlerden çok daha düşük olduğunu da ekliyor.

“(Çocuklar) salgına yön vermekten çok, salgını takip ediyor gibi görünüyorlar.”

Eğitici Kanıtlar

Küresel olarak toplanan veriler, toplumda salgın düşük bir seviyeye ulaştığında okulların güvenli bir şekilde yeniden açılabileceğini daha önce göstermiştir. Fakat toplumda enfeksiyonların artış gösterdiği yerlerde bile, özellikle de yayılımı azaltacak önlemler alındığında, okullarda salgının nadir olduğu görüldü. Toplumdaki vaka sayıları hızla artarken İtalya’da 65.000’den fazla okul Eylül ayında yeniden açıldı. Ancak dört hafta sonra yalnızca 1.212 okul kampüsünde vaka görüldü. Bunların %93’ünde yalnızca bir enfeksiyon vakası rapor edildi ve sadece bir lisede ondan fazla enfekte kişiden oluşan bir grup vardı.

Temmuz ayında ikinci bir COVID-19 enfeksiyonu dalgasının patlak verdiği Avustralya’nın Victoria eyaletinde, okullar kısmen açık olduğu halde, okullar ve çocuk bakım merkezleriyle ilişkili büyük salgınlar da oldukça nadirdi. Okullardaki 1.635 COVID-19 enfeksiyonunun üçte ikisi tek bir vaka ile sınırlıydı ve %91’i okul içinde 10 kişiden az kişide görüldü.

Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Iowa eyaletinin Sioux City kentinde bir çocuk doktoru ve Amerikan Pediatri Akademisi’nin sözcüsü olan Ashlesha Kaushik’in aktardığına göre, ABD’de salgının halihazırda yüksek sayılarda olduğu Ağustos ayında okullar yeniden açılmaya başlandı ve çocuklardaki enfeksiyon oranı artmaya devam etti.

Ancak, okullarda ortaya çıkan salgınların toplumsal yayılıma ne oranda katkıda bulunduğu belirsizliğini koruyor, çünkü iş yerleri ve etkinlikler üzerindeki kısıtlamaların hafifletilmesi gibi diğer faktörler de toplumdaki yayılmaya katkıda bulundu. Kaushik, pandemide sonradan artan test sayılarının da vaka sayılarının artmasında etkili olabileceğini söylüyor.

İngiltere’deki okul salgınlarına ilişkin veriler de yetişkinlerin genellikle ilk enfekte olan kişiler olduğunu göstermiştir. Haziran ayındaki doğrulanmış 30 okul salgınının çoğu okul çalışanları arasındaki bulaşmadan kaynaklandı ve sadece 2 vakada öğrenciden öğrenciye yayılma görüldü.

Küçük Çocuklar Daha Az Bulaştırıyor!

Araştırmacılar, okulların COVID-19 yayılım noktaları haline gelmemesinin bir nedeninin çocukların, özellikle de 12-14 yaş altındakilerin, bu enfeksiyona yakalanmaya daha az yatkın olması olduğunu düşünüyor. Hastalığın prevalansı, yani görülme sıklığıyla ilgili yapılan çalışmaların bir meta-analizinde de bu görülüyor. Bir kez enfekte olsalar dahi, özellikle 0-5 yaş grubundaki küçük çocukların virüsü başkalarına geçirme olasılığının daha düşük olduğunu söylüyor Walter Haas. Almanya’daki okullar üzerine yapılan bir analizde, Haas’ın araştırma ekibi, 6-10 yaş arası çocuklarda (COVID-19) enfeksiyonların daha büyük çocuklara ve okullarda çalışan yetişkinlere göre daha az görüldüğünü keşfetti. Haas’ın söylediğine göre, “bulaştırma potansiyeli yaşla birlikte artıyor” ve ergenlerin virüsü bulaştırma olasılığı yetişkinlerle aynı noktaya geliyor. Haas, toplumda salgın yayılımının arttığı zamanlarda, maske takmak veya online derslere geri dönmek gibi salgını azaltabilecek önlemlerin odağında ergenlerin ve öğretmenlerin olması gerektiğini vurguluyor.

Bulaştırıcılıktaki bu (yaşla azalma) eğilimi başka ülkelerden veri setlerinde de görülüyor. ABD’de 12-17 yaş arası çocuklarda enfeksiyon görülme oranı, 5-11 yaş aralığındakilerin iki katı. Rhode Island Providence’ta bulunan Brown Üniversitesinde bir iktisatçı olan Emily Oster’ın, ABD’nin 47 eyaletinde yaşayan 200.000 okul öğrencisinden topladığı verilerde , salgının görülme sıklığının en çok lise öğrencilerinde, ardından ortaokul ve sonrasında ilkokul öğrencilerinde olduğu görülmüş. Bununla beraber, Victoria okul salgınları araştırmasına katılan Avustralya Melbourne Üniversitesi’nden pediatrist Fiona Russell şöyle diyor:

Çocuklarda bulaşmanın doğal seyrini aslında bilmiyoruz; çünkü bulaşmaya karşı önlemler alıyoruz.

Çocuklar tipik bir okul ortamında değiller – tam tersine sosyal mesafeye dikkat ediyorlar, maske takıyorlar ve diğer önlemleri alıyorlar. Ulusal COVID-19 istatistiklerinden toplanan verilerin de eksiklikleri var. Örneğin, Amerika Birleşik Devletleri’nde, yalnızca semptom geliştiren kişilerin test edilmesi politikası nedeniyle semptom göstermeyen enfeksiyonlar gözden kaçabiliyor.

Gizemli Mekanizma

Walter Haas, küçük çocukların yeni koronavirüsü başkalarına yayma olasılığının neden daha düşük göründüğünün belirsiz olduğunu söylüyor. Bir olasılık, daha küçük akciğerlere sahip oldukları için, bulaşıcı aerosolleri yetişkinlere göre daha az yayabilmeleri. Haas, bunun tüberkülozda görüldüğünü söylüyor. Ancak tüberkülozda enfeksiyon akciğerlerdeki lezyonlardan yayılır; ancak SARS-CoV-2 enfeksiyonları farklıdır çünkü virüs üst solunum yollarını enfekte eder. Haas, “bu muamma kafamı kurcalıyor” diyor.

Diğer bir olasılık, çocukların çoğunlukla semptom göstermemelerinden dolayı, daha az virüs saçma eğiliminde olmaları. Birleşik Krallık’ta (İngiltere’de) 2-15 yaş grubun üzerinde yapılan bir çalışmada, enfekte çocukların %50’sine yakınının hiçbir semptom geliştirmediği görüldü. Russell, son olarak şöyle diyor:

Sıfır bulaşma riski veya sıfır risk diye bir şey yok. Ancak okulda enfeksiyon riski düşüktür, özellikle de toplumdaki bulaşma oranı düşük olduğunda…

Kaynaklar:

evrimagaci.org
qualtrics.com

Google Reklam
Eğitim Kolektifi

Leave a Comment

Yeni Yazılar

Siber Zorbalık Nedir? Nasıl Engellenir?

  Okullarda akran zorbalığının giderek daha fazla yaşandığı bugünlerde, siber zorbalık da çocuklar ve gençler…

6 ay önce

Ya İnandığın Hikaye Senin Hikayen Değilse?

Her insanın kendisi, başkaları ve dünya hakkında, gördüklerini ve beklediklerini belirleyen bir hikayesi vardır. Bu…

6 ay önce

Maternal Narsizm: Sevilmemiş Çocuklarda Görülen 6 Yıkıcı Tutum

    Ebeveynleri tarafından yeterince sevilmemiş, desteklenmemiş, duygusal ihtiyaçları giderilmemiş kişiler çocuklarında yaşadıkları duygusal eksiklerini…

7 ay önce

Bir Kaybın Ardından Beyin Nöral Haritasını Nasıl Çizer?

  Son yıllarda nörobilimde sağlanan gelişmeler sayesinde beyinle ilgili bir çok bilgi sahibi olduk. Bunlardan…

7 ay önce

Michael Apple: Yeni Liberalizm Okulları Nasıl Yapılandırdı?

  Son on yılda bir dizi kitabımda "muhafazakar modernleşme" süreçlerinin eleştirel analizini yaptım. Eğitim reformları…

7 ay önce

Michael Apple ve Eleştirel Okul Teorisi: Eğitim Toplumu Gerçekten Değiştirebilir mi?

Michael Apple, son dönemlerde Eleştirel Pedagojinin yetiştirdiği en tanımış ve etkili isimlerin başında gelmektedir. Bu…

7 ay önce