Önemini Yeni Anlıyoruz: Spor Psikolojisi Neden Çok Önemli?

Performansın Görünmeyen Yüzü: Zihnin Rüzgarla Dansı

Spor psikolojisi dediğimizde hemen hepimizin aklına sadece futbol ve milli takım gelir. Bunun nedeni, büyük olasılıkla bir zamanlar Acar Baltaş’ın milli takımla yaptığı özel çalışmalar ve bu konuda yazdığı etkili yazılardır.

Oysa spor psikolojisi sadece milli takımların ya da büyük bütçeli sporların tekelinden çıkalı uzun bir zaman oldu. Bir sporcunun sistemli ve tutarlı bir şekilde çalışmasını, motivasyonunu yüksek tutmasını, başarıda ve başarısızlıkta duygularını yönetebilmesini sağlamak için desteklenmesi için spor koçlarının yanısıra  deneyimli spor psikologlarına ihtiyaç duyduğumuzu giderek hepimiz fark ediyoruz. Bu nedenle, aynı zamanda sitemizin yazarlarından biri ve deneyimli bir sporcu olan Bingül Kemiksiz Uzel ile gerçekleştirdiğimiz röportajı sizlere sunuyoruz.

Spor Psikolojisi ülkemizde az bilinen bir konu. Siz neden böyle bir alanda uzmanlaşmayı seçtiniz?

Spor benim hayatımda sadece bir hobi değil, bir kimlik unsuru oldu. 25 yıldır yelkenle iç içeyim. Yarıştım, eğitmenlik yaptım, hakemlik yaptım. Şimdi oğlum bu yolculuğu sürdürüyor; 5 yıldır yelken yapıyor ve bu yıl Optimist Junior Milli Takımı’na seçildi. Eşim ise eski milli sporcu ve hâlen zaman zaman milli takıma antrenörlük desteği veren, bugüne dek birçok milli sporcu yetiştirmiş tecrübeli bir yelken antrenörü. Spor bizim evde sadece bir etkinlik değil; bir kültür, bir değer, bir dil.

Tüm bu sürecin içinde hep şunu gözlemledim: Sporcular fiziksel olarak ne kadar hazır olursa olsun, zihinsel olarak güçlü olmadıklarında potansiyellerini yansıtamıyorlar. Bu beni düşündürdü. Psikolojik sağlamlık, motivasyon, odaklanma gibi konularda ilgim arttıkça, spor psikolojisinin ne kadar kıymetli ama aynı oranda ihmal edilmiş olduğunu fark ettim. Hem akademik hem kişisel yolculuğum beni bu alanda üretmeye ve destek olmaya yönlendirdi.

Peki o zaman spor psikologları tam olarak ne yapar? 

Spor psikologları, sporcuların  zihinsel dayanıklılığını güçlendirmeleri, potansiyellerini tam anlamıyla ortaya koyabilmelerine için katkıda bulunur. Sporun uzun yolculuğunda duygusal dengelerini korumaları için onları destekler.

Tabi henüz, ülkemizde hâlâ gelişmekte olan bir alan ama ben bu sürecin hem bilimsel hem pratik tarafında yer almaktan büyük mutluluk duyuyorum.

Siz aynı zamanda doktora tezinizde de bu konuya değindiniz. Bize tezinizin konusunu açıklar mısınız?

Doktora tezimi 8–18 yaş arası yelken sporcularında SLC6A4 genindeki 5-HTTLPR polimorfizmi ile dürtüsellik, bilişsel esneklik ve psikolojik sağlamlık arasındaki ilişki üzerine yaptım. Genetik yatkınlıkların sporcunun zihinsel özellikleriyle nasıl iç içe geçtiğini inceledim. Bu, özellikle erken yaşta sporla tanışan çocukların gelişimi açısından çok anlamlı veriler sundu.

Yüksek lisans tezimde ise yelken yapan ve yapmayan çocukların benlik algısı ve mükemmeliyetçilik düzeylerini karşılaştırdım. Oğlumun sporcu yolculuğunu da bu akademik sürecin içinde bizzat yaşadım. Hem bilimsel hem ebeveyn olarak gördüm ki, erken yaşta sporla tanışmak sadece fiziksel değil, karakter gelişimi açısından da bir dönüm noktası. Bu sebeple akademik ilgimle aile yaşantım birbirini destekleyerek büyüdü diyebilirim.

Peki, sporcuların psikolojik sağlamlıklarını desteklemek için neler önemli? Bu konuda uzmanlar neler yapıyor?

Psikolojik sağlamlık, sporcunun sadece kriz anında değil; başarıdan sonra da dengesini koruyabilmesini sağlar. Bu bir doğuştan gelen özellik değil, geliştirilebilir bir beceri.

Bir spor psikoloğu olarak sporcularla duygusal farkındalık, stresle başa çıkma, dikkat kontrolü, motivasyon ve özfarkındalık gibi alanlarda çalışıyorum. Eşimle birlikte yetişen sporcuların antrenman süreçlerine zaman zaman psikolojik gözlemlerle eşlik etmek bana çok yönlü bir deneyim kazandırdı. Oğlumun hem yarışlarda hem antrenmanlarda yaşadığı iniş çıkışları gözlemlemek, kendi çalışmalarımı daha gerçekçi ve sahaya uygun hâle getirdi. Kimi zaman sahada bir gözlemci, kimi zaman evde bir anne, kimi zaman da analiz yapan bir bilim insanı gibi hissettim. Bu çok katmanlı bakış açısı benim en büyük avantajım oldu.

Son olarak şunu sormak istiyoruz. Sporcu anne babalarına neler tavsiye edersiniz? Ailelerin çocuklarını doğru şekilde desteklemeleri için en çok nelere dikkat etmesi gerekir?

Hepimizin bildiği gibi sporda başarı çok uzun zamana yayılmış, tutarlı, sistemli, sabırlı çalışmalar sonucunda geliyor. Bu uzun yolculukta çocuğun tek sorumluluğu sporculuk da değil. Çocuğun derslerini de çalışması, belki başka faaliyetlere devam etmesi ve sosyal ilişkilerini sürdürmesi gerekiyor.

Bu nedenle sporla ilgilenen çocukların arkasında sağlam bir duygusal destek sistemi olması çok önemli.  Bu ne demek? Öncelikle çocuğun sistemli şekilde çalışmalarını sürdürmesini sağlamak için gerekli motivasyonun sağlanması gerekiyor. Öte yandan çocuğun başarı ve başarısızlık durumlarındaki duygularının da yönetilmesi oldukça önemli. Başarılı olmanın bir varış durumu ya da çocuğun özgüvenini fazlasıyla şişiren bir duygu yaratmaması önemli. Benzer şekilde başarısızlık durumlarında da olumsuz duygularını yönetebilmesini sağlamak.  Oysa çoğu zaman aileler kazanma ve kaybetme durumlarında, çocuklarından önce bu duyguları yaşıyor ve iyi niyetle destek olmak isterken, istemeden çocuklarına baskı uygulayabiliyor.

Ben de bir sporcu annesiyim. Oğlumun yarışa çıktığı sabahki heyecanı, kaybettiği günlerdeki sessizliği, kazandığında gözlerindeki ışıltı hepsi bana tanıdık. Bu süreçte öğrendiğim en temel şey şu: Ebeveyn olarak çocuğunuza “ne kadar değerli olduğunu” sadece kazandığında değil, çabaladığında da hissettirmelisiniz. Aile olarak hep bu dengeyi korumaya çalıştık. Profesyonel olarak da ailelere önerim, çocuğun performansına değil sürecine odaklanmaları, duygusal ihtiyaçlarını fark etmeleri ve gerektiğinde uzman desteğinden çekinmemeleridir. Spor, bir sonuç değil; uzun soluklu bir gelişim yolculuğudur.

Burada sporcu ailelere 3 öneride bulunmak istiyorum.

1. Sonuca değil, gelişim sürecine odaklanın. 
Kazandığı yarış kadar, kaybettiği günlerde de çocuğunuzun yanında olun. “Bugün ne öğrendin?” sorusu, “Kaçıncı oldun?” sorusundan daha kıymetlidir.

2. Kendi heyecanınızı ve duyguları ayırt edin.
Çocuğunuzun başarısı sizin değil, onun yolculuğu. Kendi hayal kırıklıklarınızı ya da beklentilerinizi fark edin ve bu duyguları ona yüklemeyin.

3. Gerekirse destek alın:
Spor sadece fiziksel değil, zihinsel bir mücadeledir. Çocuğunuzun kaygı, tükenmişlik ya da özgüven zorlukları yaşadığını fark ettiğinizde profesyonel bir destek almaktan çekinmeyin.

 

Dr. Bingül Kemiksiz Uzel Kimdir?
Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık lisans eğitiminin ardından gelişim psikolojisi alanında yüksek lisans ve davranış nörobilimi alanında doktora yaptı. Yüksek lisans ve doktora tezlerinde sporcu çocuklar ve ergenler üzerine çalıştı.
Şu anda bir üniversitede öğretim üyesi olan Dr. Kemiksiz Uzel ,25 yıldır yelken sporuyla iç içedir. Hem kişisel sporculuk geçmişi hem de akademik çalışmalarıyla spor psikolojisine bütüncül bir bakış sunuyor. Eşi eski milli sporcu ve aktif milli takım antrenörüdür; şimdie dek birçok milli sporcunun yetişmesinde rol almıştır. Oğlu ise bu yıl Optimist Junior Milli Takımı’na seçilmiştir.

Yazar Hakkında

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu alanı doldurun
Bu alanı doldurun
Lütfen geçerli bir e-posta adresi yazın.

Sosyal Medya Hesaplarımızı Takip Edin

Instagram

Eğitim Kolektifi’nin Büyümesine Destek Olun!

İçeriklerimizi beğeniyorsanız daha fazla okuyucunun bize ulaşmasına destek olun. Bizi Sosyal Medya Hesaplarımızdan Takip Edin, Beğenin, Paylaşın.

Dosyalar

Reklam