Seyyar Terbiye Sergisi’ni duydunuz mu? Büyük olasılıkla yanıtınız olumsuz. Oysa bu sıradışı sergi, Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki eğitim kadrolarının sahip oldukları ruhu ve adanmışlığını görmemizi sağlayan eğitim tarihimizin en önemli etkinliklerinden birisidir. Bu sergi aynı zamanda Maarif Vekaletinin o dönemin koşullarında sahip olduğu geniş vizyonu ve eğitimin geleceğine dair planları da göz önüne sermektedir. İşte sizlere Seyyar Terbiye Sergisi’nin kısa hikayesi:
1933 yılı, genç Türkiye Cumhuriyeti için özel bir yıldı. Sadece on yıllık bir zaman diliminde önemli yatırımlar yapmış, toplumsal ve ekonomik hayatın hemen her alanında atılımlar sağlamış olan ülke, ulaştığı noktayı vatandaşlarıyla birlikte kutlamak istiyordu.
Bu nedenle 1933 yılında, özellikle de Cumhuriyet Bayramı’na yakın günlerde pek çok faaliyet düzenlenmişti. Bu faaliyetlerin en önemlilerinden biri temel atma törenleriydi. Cumhuriyet’in onuncu yılında ülkenin her köşesinde yeni fabrikaların, okulların, hastanelerin temelleri atılıyordu.
Bu dönemin bir başka önemli faaliyeti ise sergilerdi. Sergiler, Cumhuriyetin kısa zamanda aldığı yolun, sağladığı gelişmelerin halka anlatılmasının en önemli yollarından biri olarak görülüyordu.
2 Vagon, 1 Derslik: Seyyar Sergi
Bu sergilerin en çok ilgi görenlerinden birisi Seyyar Terbiye Sergisiydi. Cumhuriyet döneminde eğitim alanında sağlanan gelişmeleri ve geleceğe dair planları aktarmayı amaçlayan bu sergi, uzun çalışmalarla tasarlanmış ve Gazi Eğitim Fakültesi işliklerinde üretilmiş malzemelerle donatılmıştı.
Dönemin Maarif Vekaletince hazırlanan bu sergi konferansların verildiği bir ‘mektep’ vagonundan ve görsel-eğitsel malzemelerin sergilendiği iki vagondan oluşmaktaydı. Sergi, Ankara’dan başlayarak Samsun’a kadar süren yolculuğunda onbeş istasyona uğramış, bu istasyonların çevresindeki köy ve kasabalara da ulaşarak , öğretmenler ve eğitim konularına ilgi duyan vatandaşlarla buluşmuştu. Maarif Vekaletinin resmi verilerine göre 45 gün süren bu sergi, 2000 öğretmen ve 10.000’den fazla vatandaşa ulaşmayı başarmıştı.
Birinci Vagon : Mühim ve Müspet İşler
Serginin 1. Vagonunda, Cumhuriyet Döneminde gerçekleştirilmiş ‘mühim ve müspet işler’ sergilenmekteydi. Başka bir deyişle, bu vagon izleyicisine ‘Cumhuriyet İdealini’ anlatmayı, bu idealin nasıl hayata geçirilebileceğini öğretmeyi amaçlamaktaydı.
Cumhuriyet öncesi okul binalarıyla yeni binaların karşılaştırmalı fotoğraflarının, yeni sınıfların ve pedagojik uygulamaların anlatıldığı bilgilendirme afişlerinin, küçük çocukların bakımı ve terbiye edilmesine dair yeni yaklaşımların aktarıldığı bilgi kitaplarının yer aldığı bu bölümde ziyaretçilere kısa sunumlar da yapılmaktaydı.
“Sergi vagonlarında Cumhuriyet Dönemi eğitim çalışmalarını gösteren resim ve grafikler, çocuk sağlığını konu alan panolar, ilkokul öncesi ve ilköğretim dönemi eğitim araçları, çocuk yayınları, orta ve meslek öğretimi, öğretmen yetiştirme konusu, öğretmenin kendini yetiştirmesinde yardımcı araçlar anlatılıyordu. Sergiyi gezenler daha sonra derslik vagonundaki konferanslara katılıyorlardı. Bu konuşmalarda olabildiğince görsel ve işitsel öğretim araçları (projeksiyon, film, resim, mikroskop, gramafon) kullanılıyordu. Lise olan yerlerde ayrıca konuşmalar yapılıyor ve laboratuarlar uygulamaları yapılıyordu.”
Mektep Vagonu: Gramafon ve Radyolu Eğitim
Seyyar Serginin Mektep Vagonunda ise eski ve yeni eğitim yaklaşımlarının; Millet Mekteplerinde gerçekleştirilen çalışmaların, halk evlerinde ve köy odalarındaki eğitim faaliyetlerinin anlatıldığı konferanslar düzenlenmekteydi. Ayrıca, gramofon ve radyo desteğiyle uygulanacak bir yetişkin yaygın eğitime dair planlar da anlatılmaktaydı.
Tonguç’un Önderliğinde…
Seyyar Sergi’yi anlayıp, İsmail Hakkı Tonguç’un adını anmamak olmaz. Tonguç, hem projenin fikir babası hem de başından sonuna kadar her basamağında görev almış gönüllü yöneticisiydi. İsmail Hakkı Tonguç’un yanı sıra, seyyar sergi ekibinde Bakanlık Müfettişi Reşat Şemsettin Sirer, Bakanlık Sağlık Müfettişi Doktor Celal Otman, Gazi Eğitim Enstitüsü Resim İş Öğretmeni Hayrullah Örs, İzmir İlköğretim Müfettişi Ferit Oğuz Bayır da bulunmaktaydı.
Sergi uğradığı her istasyonda derin izler bıraktı. Sivas’tan, Şarkışla’ya, Sarıoğlan’dan, Havza’ya, Amasya’dan son durak olan Samsun’a kadar her istasyonda büyük ilgiyle karşılanarak ve ardında bir Cumhuriyet rüzgarı ve gelecek vizyonu bırakarak binlerce kişiye ulaşmayı başardı.
Günümüzden bakıldığında da Seyyar Sergi o günlerin Cumhuriyet coşkusunu ve eğitime verilen önemi göstermesi açısından son derece önemlidir. Öte yandan sergi gerek kapsamı, planlanması ve öğretmenlere ulaşmak konusunda sağladığı başarı gerekse ülkede eğitimin geleceğine dair vizyonunun paylaşılması açısından bugün de hatırlanması gereken önemli bir etkinliktir.
Kaynak:Gözcü A., İsmail Hakkı Tonguç ve Seyyar Terbiye Gezisi, Aramızdan Ayrılışının 50. Yılında İsmail Hakkı Tonguç ve okul Önecinden Yüksek Öğretime Eğitim Sorunları, Çözüm Önerileri Sempozyum Bildirileri, sayfa:368-376
Görseller temsilidir.