Çocuğunuzun okula başlamaya hazır olduğunu nasıl anlarsınız? Anaokulunda gösterdiği başarıdan mı? Evde harfleri, sayıları yazmaya başlamasından mı? Sosyal olarak giderek daha güvenli davranmaya başlamasında mı? Yoksa sadece okul yaşının gelmiş olmasından mı?
Okula Başlama Yaşı Neden Önemli?
Sadece bizde değil dünyanın diğer ülkelerinde de veliler çocuklarının okula başlama yaşı konusunda farklı fikirlere sahipler. Bazı aileler çocuklarının okula erken başlamasının hayata bir yaş erken atılma anlamına geldiğini düşünüyor ve özellikle anaokuluna kolay uyum sağlayan çocukların ilkokula da erken başlamasında bir sakınca görmüyorlar.
Öte yandan başka bazı aileler ise çocuklarının okula başlama dönemini olabildiğince geciktirmeye çalışıyor. Böyle düşünen veliler çocuğun okula hazır olma durumunun sadece tek bir veriye, ‘yaşa’ bakarak değerlendirilmesinin çocuğun bilişsel, duygusal ve bedensel gelişiminin gözardı edilmesi anlamına geleceğini savunuyor. Özellikle bizdeki gibi okula başlama yaşının sadece birkaç yıl önce küçültüldüğü ülkelerde veliler genel olarak 6 yaş başlamasının çok erken olduğuna inanıyorlar.
Peki okula başlama yaşının akademik başarı üzerinde gerçekten etkisi var mı? Araştırma sonuçları ders başarısı, sınıfa uyum sağlama ya da uzun dönemli akademik sonuçlar gibi alanlarda nasıl sonuçlar neler gösteriyor?
Diğer Ülkelerde Durum Nasıl?
Dünyanın pek çok ülkesinde çocuklar 5 yaş civarında ilkokula başlıyor; bazı ülkelerde dileyen aileler çocuklarını 6 yaşına kadar anaokuluna devam etmesini tercih edebiliyorlar.
Örneğin ABD’de ailelerin %5’i çocuklarının okula gitmesini bir yıl geciktirirken bu oran Avustralya’da %14.5’a kadar yükseliyor. Öte yandan Danimarka’da okula başlama yaşı kız ve erkek öğrencilere göre farklılık gösteriyor. Aileler her 10 kız öğrenciden birini okula geç gönderirken, erkeklerde bu oran her 5 öğrenciden biri ne denk geliyor.
Yüksek Gelir- Eğitim Grubu Aileler Geç Başlatıyor
Araştırmalar okula başladığı yılın ilk aylarında doğmuş olan öğrencilerin aynı yılın sonundaki aylarda doğmuş olan öğrencilere göre akademik olarak daha başarılı olduğunu ortaya koyuyor. Öğrencilerin doğum yılı aynı olsa da doğduğu ay onu diğer öğrencilere göre daha başarılı ya da başarısız hale getirebiliyor. Aynı yaş etkisi bazı spor kollarında da etkisini gösteriyor.
Bu fark özellikle doğum tarihi Eylül’den önceki üç ayda olan –yani okula başladığında sınıflarının en küçüğü olacak- çocuklarda yaşanıyor. Bu nedenle de özellikle eğitim ve gelir düzeyi yüksek ailelerin bu aylarda doğan çocuklarının okula başlamasını 1 yıl geciktirdiğini sıklıkla görüyoruz. Bu eğilim büyük oranda okula geç başlama ve akademik başarı arasında bir bağ olduğuna dair inanca dayandırılıyor.
Geç Başlayan Daha mı Başarılı?
Peki araştırmalar okula başlama yaşı ile akademik başarı arasındaki bağ hakkında neler söylüyor?
Genel olarak araştırmalar, okula geç gönderilen çocukların özellikle dil becerisi ve matematik derslerinde kendilerinden erken başlayan öğrencilere göre daha başarılı olduğunu kanıtlıyor. Bununla birlikte iki grup arasında akademik olarak fark bulamayan araştırmalar da mevcut.
İki yaş grubu arasında akademik performans farkı bulan araştırmalar, sınıflarının küçük çocuklarının özellikle eğitim hayatlarının ilk yıllarında düşük akademik sonuçlar, davranış ve uyum sorunları yaşadığını gösteriyor. İlk yıllarda çocuk ne kadar küçükse uyum ve başarı açısından o kadar zorluk çekiyor. Bununla birlikte, eğitim yılları ilerledikçe yaş grupları arasındaki fark ortadan kayboluyor ve üniversite yıllarında –gerekli akademik desteğin de sağlanmasıyla- fark eşitleniyor.
2009 yılında Birleşik Krallık’ta gerçekleştirilen bir araştırma ise Ağustos ayında doğan öğrencilerin –sadece bir ay farkla, Eylül’de doğanlara göre- GCSE sınavında en yüksek notu alma olasılığı%6.4 daha düşük; üniversiteye 18-19 yaşında gitme olasılığının ise %20 daha düşük olduğunu gösteriyor. Çünkü Eylül ayı doğumlular okul takvimi nedeniyle bir yıl daha anaokuluna gidip tam bir yıl sonra ilköğretime başlıyorlar. Arada geçen bir yıllık sürede çocuklar öğrenme becerilerini geliştiriyorlar.
Aynı araştırma, okula erken başlayanların kendilerinde sadece bir ay sonra doğmuş olan öğrencilere göre bile akademik olarak daha düşük özgüvenli olduğunu ölçümlüyor. Yine Eylül doğumluların ilköğretim hayatı boyunca, öğretmenleri tarafından ‘desteğe ihtiyacı olan öğrenci’ olarak nitelendirilme olasılığı, (12.5) Ağustos ayı doğumlulara göre daha düşük olarak ortaya çıkıyor.
Japonyadaki bir çalışmaya Nisan ayında doğan üniversite mezunlarının sayısının, Mart ayında doğan üniversite mezunlarından daha fazla olduğunu gösterirken; Berlin’de gerçekleştirilen bir başka çalışma ise okuma becerisinin 8. Sınıfa gelindiğinde eşitlendiğini ancak diğer alanlarda eşitsizliğin devam edebileceğini kanıtlıyor.
Türkiye’de ilköğretim öğrencilerinin performanlarının değerlendirldiği bir çalışmada, okula 66 aylık başlamış öğrencilerin 2015 yılında girdikler TİMMS sınavı sonuçlarının önceki yılların sonuçlarından belirgin bir şekilde daha düşük olduğunu gösteriyor.
Sonuç olarak öğrencilerin akademik başarılarından ve uzun dönemli başarılarında okula başlama aylarının önemli bir etkisi bulunmaktadır. Okulların bu farkı telafi etmek için önümüzdeki dönemlerde neler yapabileceği ise merak konusudur.
Kaynaklar
- Yavuz, Ç., (2019). 4+4+4’ten Geriye Kalanlar: Türk Öğrencilerinin Başarılarındaki Göreli Yaş Etkisi. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, 2019 cilt 52 Sayı: 1
- Crawford, C., Dearden, L., Greaves, E. (2013). When You Are Born Matters: Evidence for England. London: Institute for Fiscal Studies.
- Datar, A. (2006). Does delaying kindergarten entrance give children a head start? Economics of Education Review, 25 (1), 43-62.
- Thoren, K., Heinig, E., Brunner, M., 2016 Realtive Age Effectsin mathematics and reading: Investing the generlizability across students, time and classes. Frotierd in Psychollogy, 7(679)