Akran zorbalığı kavramını mesleğimin ilk yıllarında hiç duymadığımı söylemeliyim. Ancak son yıllarda özellikle de okul sonrası öğretmeni olarak görev yaptığım son 3 yıl boyunca zorbalığın nasıl yaşandığını görebilmek için pek çok şansım oldu.
Çocuklarla birlikte geçirdiğim bu yıllar boyunca çocukların derslerinden çok hayatlarıyla ilgilenmem nedeniyle zorbalık gören çocuklara destek olabilmek, onlara yardımcı olacak stratejiler geliştirmek ve özgüvenlerini yeniden kazanabilmelerine yardım etmek üzerine uzun uzun düşündüm.
Akran zorbalığı kavramı daha çok liseli çocuklarla özdeşleşse de giderek daha fazla küçük çocuğun birbirine kötü davrandığını gözlemledim. Doğal olarak her çocuğun kişiliği, ihtiyaçları ve gelişimi farklıdır. Bununla birlikte deneyimlerimle bazı tekniklerin çocuklara zorbalığı atlatmakta yardımcı olacağını biliyorum.
Akran Zorbalığına Karşı Hassas ve Sakin olun!
Akran zorbalığı yaşamış çocuk birçok olumsuz duyguyu bir arada yaşamıştır. Daha önemlisi her çocuğun yaşadığı olay ve hissettikleri birbirlerinden farklıdır. Böyle bir durumda ebeveyn ve öğretmenlerin öğrenciyi hassas bir tavırla dinlemeleri ve alışılmış yanıtlara, klişe çözümlere sığınmadan çözüm üretmeleri önemlidir.
Öte yandan ailenin soğukkanlılığını koruması da önemlidir. Çünkü anne babanın duygusal tepkileri çocuğun da tepkilerini belirleyecektir. Anne babanın olay karşısında fazla tepki göstermesi çocuğun üzülmesine ya da utanmasına yol açabilir.
“Çok zorlanmış olmalısın!”
Bu cümle çocukları dinlerken çok sık kurduğum bir cümle. Akran zorbalığına maruz kalmak çocukları üzüyor, utandırıyor hem de korkutuyor. Onları dinlerken kurduğum cümlelerin yaşadıkları üzüntüyü, utancı ya da korkuyu daha fazla arttırmaması çok önemli. Bu nedenle içinde duygu barındırmayan, fazla abartılı olmayan yine de onların duygularına odaklanan bu cümleyi mutlaka her konuşmada kullanıyorum. Çünkü bu cümle hem çocukların yaşadığı zorluğu anlayabildiğimi gösteriyor hem de çocukları yaşadıklarını daha fazla anlatmak konusunda cesaretlendiriyor.
Belki de en önemlisi şu: Çocuk yaşadıklarını anlatmadan, duygularının kabul edildiğini görmeden çözüm üzerinde çalışmaya başlayamıyor. Ancak uzun uzun konuştuktan sonra, karşılıklı bir plan üzerinde çalışmaya başlayabiliyor.
Çocuğun Okul Sistemini Anlamasını Sağlayın!
Küçük çocuklar çoğu zaman kendi haklarını aramak için harekete geçemezler. Pek çoğu öğretmenlerinin anlatılanlara yeterince kulak vermeyeceğinden, haklıyı haksızdan ayıramayacağından endişe ederler. Öğretmenler de çatışmalı durumlarda çatışmanın tüm taraflarına aynı cezayı vermeyi tercih ederler. Bunu öğrenciler arasında eşitliği sağlamak ve onlara haklarını korumak için öğretmenlere sığınmamayı öğretmek adına yaparlar.
Oysa akran zorbalığına uğrayan çocuğunuz için yapacaklarınız ona bütün hayatı boyunca haksızlık karşısında takınacağı tutumu öğretecektir. Haksızlığa uğradığında susup durumu kabul mü edeceğini yoksa haklarını mı savunacağını çocuk anne babasının tepkilerini izleyerek benimseyecektir.
Lütfen şunu da aklınızda bulundurun. Olayın bütün yönetimini üstünüze alır, görüşmeleri siz yaparsanız çocuğunuzun kendini ifade etme ve savunmayı öğrenmesini engellersiniz. Çocuğunuza okul hiyerarşisi içinde kendi hakkını aramayı, iletişim kurmayı ve çözüm üretmeyi öğretmek için bir fırsattır.
Akran Zorbalığının Çocuklar Arasında Nasıl Üretildiğini Fark edin
Özellikle ilk ve ortaokul çocukları arasında zorbalık, bir çocuğun köşeye sıkıştırılması, tehdit edilmesi gibi klasik şekillerde yaşanmayabilir. Çoğunlukla şahit olduğumuz zorbalığın günlük oyunların içine bir çeşit güç vurgusuyla sızmasıdır. Bazı oyunlarda çocuklar içlerinden birinin incindiğini fark edemiyor olabilirler; ancak çoğu kez oyun bazı çocukların güçsüzlüğü, sessizliği, tepkisizliği üzerine kurulmuş olabilir.
Bu oyunlarda kimin zorbalık uyguladığından çok, çocukların güç dengesi nasıl öğrendiği ve hayata geçirdiğini anlamak önemlidir. Çünkü bu tip oyunlar bazı çocukların güvenlerini, güçlerini beslerken içedönük çocukların daha sessiz, güvensiz, ürkek olmalarına neden olacak daha önemlisi bu pasif rolü hayatları boyunca üstlenebileceklerdir.
Zorbalık Uygulayan Çocuğun Sizin Çocuğunuz Tarafından Nasıl Algılandığını Düşünün
Yetişkinler kendilerine yönelik şiddeti ya da kabalığı kolayca red etseler de çocukların gözünde güç gösterisi yapanlar ‘haklı’ algılanırlar. Küçük çocuklar çevrelerine ya da kendilerine zorbalık uygulayan çocukların daha güçlü, bilgili, başarılı ya da beğenilen çocuklar olduğunu düşünme eğilimindedirler.
Bu nedenle çocuklarınıza zorbalık uygulayan kişinin daha güçlü ya da haklı değil sadece daha gürültücü, saldırgan ve haksız olduğunu anlatmanız önemlidir. Benzer şekilde eşitlik kavramının altını çizmeniz, kendisine zorbalık yapan çocuğun da ondan hiçbir farkının olmadığı vurgulamanız da önemli olacaktır.
Çocuğunuza Kişilik Farklılıkları Anlatın- Bunu Kendine Zorbalık Uygulayan Çocuğa Anlatmasını Önerin
Her çocuğun kişiliği farklıdır. Dışa dönük ve konuşkan çocuklar sessiz çocukların neden böyle olduklarını anlayamazken, sessizler de dışadönüklerin davet ya da ısrarlarıyla karşılaştıklarından kendielrini savunmasız hissedebilirler.
Deneyimli öğretmenler bazen zorbalık uygulayan çocuğun yaptığının pek de farkında olmadığını gözlemler. O çocuk yüksek sesle konuşmanın, istekleri için ısrarcı olmanın, hayatını gürültülü bir şekilde yaşamanın normal olduğunu düşünür. Üstelik zorba ve baskın bir çocuk olmanın avantajları da vardır. Zorba çocuklar kendilerini bir çeşit lider gibi algılayabilirler.
Böyle durumlarda sessiz çocukların da kendilerini ifade etmeye çalışması faydalı olacaktır. Bir keresinde sessiz bir öğrencim, kendisini sürekli olarak sıkıştıran, zorlayan bir arkadaşına sakin ve içedönük bir kişiliği olduğunu, kolayca utanabildiğini anlatmış ve kendisini zorlamamasını istemişti. Zorbalık uygulayan arkadaşı kızmak ya da alay etmek yerine üzülüp utanarak tepki verdi. Aralarında bir daha bir zorbalık sorunu da olmadı.
The Washington Post’da 6 Haziran 2017 tarihinde yayınlanan “Is your Child Being Bullied? Here’s how to Help” adlı makaleden uyarlanmıştır.