Öğretmenlik Meslek Kanunu haftalardır gündemimizde. TBMM’de 3 Şubat 2022’de kabul edilen ve 14 Şubat 2022 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK), 19 Kasım 2022’de uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik için yapılacak sınav yaklaştıkça öğretmenler arasında ve kamuoyunda daha fazla tartışılmaya başlandı.
Öğretmenler ve kamuoyu “Bir meslek kanununa ihtiyaç var mıdır, yok mudur?” tartışmasını yapmadan kendilerini ÖMK ile karşı karşıya buldular. Bu tartışmadan bağımsız olarak bir meslek kanunu olacaksa neleri içermelidir bunu da açmak gerekiyor. Öğretmenlerin hakları düzenlenirken dünyada referans alınan belgelerin en önemlisi 1966 yılında İLO/ UNESCO ortak belgesi olarak kabul edilen Öğretmenlerin Statüsü Tavsiyesi’ dir. Eğer gerçek bir meslek kanunu hazırlanmak isteniyorsa13 başlıktan oluşan ve öğretmenlerin statüsünü tanımlayan bu kararlar temel alınmalıdır.
Bir meslek kanunu olacaksa eğer, gerçek bir meslek kanunu olmalıdır. Gerçek bir meslek kanunu; tartışma aşamalarından, oluşma aşamasına kadar, konunun birinci dereceden muhatabı olan öğretmenlerin(özel okul öğretmenleri ve ataması yapılmayan öğretmenler de dahil), sendikaların ve öğretmenlik mesleği ile ilgili diğer bileşenlerin katılımı ile hazırlanmalıdır.
Gerçek bir meslek kanunu:
- Eğitim emekçilerinin mesleki ve özlük sorunlarını çözmeli, çalışma koşullarını iyileştirmelidir.
- Her türden farklı çalışma statüsü (ücretli, sözleşmeli, usta öğretici vb. gibi) kaldırmalı; kadrolu güvenceli çalışmayı esas almalıdır. Mesleğe başlarken yapılan mülakat, güvenlik soruşturması ve arşiv taramasını kaldırmalıdır. Mesleğe yeni başlayan öğretmenleri her açıdan desteklemeli ve kendilerini yetiştirmelerini teşvik edici olmalıdır.
- Öğretmenlerin ekonomik sorunlarına çözüm üretmeli. Her türlü ayrımcılığı kaldırmalı eşit işe eşit ücret ilkesine dayanmalıdır.
- Öğretmenlerin mesleki ve kültürel gelişimin önünü açmalı. Öğretmenlerin diğer ülkelerdeki eğitim ve eğitimcilerin deneyimlerinin ve birikimlerinin edinmesini sağlamalıdır.
- Çocuğun üstün yararı ile öğretmenin yararını birleştirmeli ve bunu güvenceye almalıdır.
- Rekabeti ortadan kaldırmalı, dayanışma ve iş birliğini esas almalıdır.
- Öğretmenlerin toplumda ve sosyal hayattaki itibarını yükseltmelidir.
- Öğretmeni güçlendirici politikaların uygulanmasını güvenceye almalıdır.
- Öğretmene karşı şiddeti ortadan kaldırmaya yönelik düzenlemeler içermelidir.
- Öğretmenlerin yetiştirilmesi, mesleğe alınmasında, eğitim politikalarının belirlenmesinde öğretmenlerin katılımını ve söz hakkını güvenceye almalıdır.
- Öğretmenin sınıf içindeki özerkliğini güvenceye almalı, mesleğini yaparken oluşabilecek olumsuzluklara karşı koruyucu önlemler içermelidir.
- Öğretmenlerin meslek hastalıklarını tanımlamalı, koruyucu önlemlerin alınmasının yasal güvencelerini tarif etmelidir.
- Okul ve kurum yönetimlerinin seçimle oluşması ve eğitim emekçilerinin bu konudaki söz hakkını güvenceye almalı, yönetimlerin oluşmasında cinsiyet eşitliğini esas almalıdır.
- Tayin, atama ve yer değiştirmelerde kayırmacılığı ve torpili önlemeli, bunun denetiminin eğitim emekçileri ve sendikalar tarafından yapılmasını sağlamalıdır.
- Sendikal örgütlenme ve hak arama özgürlüğünü güvenceye almalıdır.
- Disiplin ve cezalarla ilgili mevzuatı demokratikleştirmeli, eğitim emekçilerinin disiplin işlemleri ve soruşturmalarında sendikaların her aşamasında taraf olmalarını sağlamalıdır.
- Kısaca söyleyecek olursak öğretmenlerin talepleri ve İLO/UNESCO Ortak Belgesi ile kabul edilen Öğretmen Statüsü Tavsiye Kararları doğrultusunda düzenlenecek meslek kanununda; öğretmenlerin ekonomik, sosyal, fiziksek, zihinsel, bilişsel ve öznel iyi oluşları güvenceye alınmalıdır.
Bu yazı İsmail Sağdıç tarafından kaleme alınan ve 3 Kasım 202 tarihinde Evrensel’de yayınlanan “Öğretmenlerin Derdi Kariyer Değil, Geçim Derdi ve Mesleki Saygınlık” adlı makalenin “Gerçek Bir Meslek Kanunu Nasıl Olmalıdır?” adlı bölümünden alınmıştır.