Psikoloji bilimi; öğrenme ve öğretme ortamlarının geliştirilmesi, etkili öğretim, öğrenmeyi destekleyen sınıf ortamları, öğrenci gelişimi için uygun değerlendirme yöntemleri gibi eğitim süreçlerinin önemli konularına ışık tutarak katkı sağlamaktadır.
Bu düşünceden hareketle, Amerikan Psikoloji Derneği (APA) tarafından yayımlanan Okul Öncesinden Lise Sona: Öğretmenler İçin 20 Temel Psikoloji İlkesi adlı el kitabı TEDMEM ve APA arasındaki işbirliğiyle Türkçe’ye kazandırıldı.
Gerek veliler gerekse eğitimciler açısından güncel ve önemli öneriler içeren bu yayında yer alan 20 ilkeyi ve açıklamalarını bir bölümünü sizlerle paylaşmak istedik. Kitapçığın tamamına ise TEDMEM sitesinden ya da sayfa sonundaki linkten ulaşabilirsiniz.
Serinin ilk yazısında Öğrenciler Nasıl Düşünür ve Öğrenirler? sorusunu yanıtlamayı amaçlayan ilk 8 maddeyi bulacaksınız.

1. Öğrencilerin Zeka ve Yetenek ile İlgili İnanç veya Algıları Öğrenmelerini Etkiler
Eskiden zekanın doğuştan gelen ve geliştirilemez bir yeti olduğu düşünülürdü. Oysa günümüzde zekanın geliştirilebilirliğine dair yaklaşım öğrencilerin öğrenmesini, hedef koymasını ve vazgeçmemesini sağlıyor. Böylece öğrenciler öğrenme hedeflerine odaklanıyor; zekalarını veya yeteneklerini sınamak ve geliştirmek için zorlayıcı görevler üstlenebiliyor. Hatta olumsuz geri bildirim ve başarısızlıktan sonra kendilerini daha kolay toparlayabiliyorlar.
2. Öğrencilerin Ön Bilgileri Öğrenmelerini Etkiler
Öğrenciler sınıfa ailelerinden kazandıkları günlük deneyimlerini, sosyal etkileşimlerini, sezgilerini ve farklı ortamlarda ve geçmişte onlara öğretilen şeylere dayalı bilgilerini getirirler. Bazen bu bilgiler öğretmenin bilgisiyle çelişir. Bu durumlarda öğrencilere farklı şekilde düşünmeleri gerektiğini söylemek veya sadece öğretim stratejileri kullanmak, genellikle öğrenci görüşlerinde bir değişime yol açmaz. Bu değişimi gerçekleştirmek için öğretmenlerin belirli öğretimsel stratejileri kullanmaları gerekir. Öğretmenler bu stratejileri geliştirmelidir.
3. Öğrencilerin Bilişsel Gelişimleri Genel Gelişim Evreleri ile Sınırlı Değildir
Bilişsel gelişim üzerindeki yeni araştırmalar gelişim süreçleriyle ilgili doğru kabul ettiklerimizin yerini almaya başladı. Buna göre küçük çocukların belirli alanlarda muhtemelen doğuştan gelen yeterlikleri (biyolojik temelli) geliştirilebilir ve dönüştürülebilir. Eğer öğrenci sahip olduğu ek olarak, daha yetenekli kişiler veya zorlayıcı materyallerle etkileşime girerse, kendi sosyokültürel bağlamlarının daha üst düzeyinde düşünebilir ve davranabilir.
4. Öğrenme Bağlama Dayanır, Bu Nedenle Yeni Bağlamlara Genellenmez ve Yönlendirilmesi Gerekir
Öğrencinin bilgi ve becerilerini aktarması veya genellemesi kendiliğinden veya otomatik olarak gerçekleşmez; yeni bağlam özgün öğrenme bağlamından ne kadar farklılaşırsa o kadar çok zorlaşır. Dolayısıyla, öğrenmenin daha etkili ve güçlü olabilmesi için yeni bağlam ve durumlara genellenmesine ihtiyaç duyulur.
5. Uzun Dönemli Bilgi ve Beceri Edinimi Çoğunlukla Alıştırma Yapmaya Bağlıdır
Ezbere tekrar -sadece bir çalışmayı tekrarlamak- kendi başına performansı veya içeriğin uzun süreli bellekte tutulmasını geliştirmez. Bunun yerine bilinçli alıştırmalar; dikkatle birlikte tekrarı içerir ve sonradan daha karmaşık bilgi ve beceriler haline gelecek yeni bilgi ve becerileri beraberinde getirir.
6. Öğrencilere net, açıklayıcı ve zamanında Verilen Geri Bildirim Öğrenme İçin Önemlidir
Öğrenciler çalışmalarıyla ilgili düzenli, belirli, açıklayıcı ve zamanında geri bildirim aldıklarında öğrenmeleri arttırılabilir. Ara sıra ve formalite gereği verilen (örn. “aferin” demek) geri bildirim ne net ne de açıklayıcıdır ve öğrencilerin motivasyonunu ya da anlama düzeyini arttırmaz.

7. Öğrencilerin öz-düzenleme becerileri öğrenmeyi destekler ve öz-düzenleme becerileri öğretilebilir
Öğretmenler öz-düzenleme becerilerini öğrenmeleri için öğrencilerine, her biri öğrenmeyi fazlasıyla geliştiren dikkat, düzenleme, irade, planlama ve hatırlama gibi öğretim stratejilerini tanıtarak yardımcı olabilirler. Buna ek olarak, sınıf ortamının kendisi öz-düzenleme becerilerini geliştirmek için düzenlenebilir.
8. Öğrencilerin yaratıcılığı geliştirilebilir
Yaratıcılığın sabit bir özellik olduğu yönündeki yaygın kanının tersine (ya sahipsindir ya da değil), öğrencilerde yaratıcı düşünme geliştirilebilir ve beslenebilir; bu da yaratıcı düşünme becerisini öğrenci ve öğretmenler için öğrenme sürecinin önemli bir çıktısı yapar.
İkinci Bölüm: Öğrencileri Motive Eden İlkeler Nelerdir?
Raporun tamamına ulaşmak için:https://tedmem.org/yayin/okul-oncesinden-lise-sona-ogretmenler-icin-20-temel-psikoloji-ilkesi