“Geçenlerde televizyonda son model bir telefon reklamına rastladım. Reklamda alımlı bir genç kız telefonlarının modelleri eskimiş kişilerle dalga geçiyordu. O zaman daha önce düşünmediğim bir şeyi fark ettim: Demek bütün bu kanser, evsizlik, işsizlik, körlük, yaşlanma, yoksulluk, kazalar ve bunlar sonundaki yaralanmalar, kötürüm kalmalar ve benzeri gibi kaçınılmaz dertlerin ortasında, telefonlarının modelini dert edinen onca sığ, eğitimli insan da gerçekten vardı. Bu fikirlere sahip çocuklar bizim okullarımızdan yüksek notlarla mezun oluyorlardı.”
Sevgili okurlar, işte karşınızda John Taylor Gatto. ‘Eğitim: Bir Kitle İmha Silahı’ adlı kitabıyla hepimizi okulların varoluş nedenini bir kez daha sorgulamaya iten ‘asi’ sınıf öğretmeni.
New York’un kenar mahallelerindeki kalabalık devlet okullarında başlayan öğretmenlik macerası boyunca etkili ve öfkeli bir eğitimci olan hatta 90’lı yıllarda 3 yıl üst üste yılın öğretmeni seçilen Gatto, eğitimci ve velileri okul sistemi ve çocuklarımıza ezberlettiğimiz bilgilere daha dikkatle bakmamızı istiyor bizden. İşte kendi cümleleriyle Gatto ve okullar hakkındaki fikirlerinin bir özeti.
Okul Size Sıranızı Beklemeyi ve Başkalarının Yargılarına Teslim Olmayı Öğretir
Gatto’ya göre okullar ‘Okul öğretimi bir alışkanlık ve davranış talimi meselesidir. Dışarıdan içeriye doğru oluşur. Eğitim ise öncelikle insanın kendisine hakim olması meselesidir. Sonra da kendisini geliştirme hatta aşma meselesi. Çünkü bu durumda insan ruhunun bütün imkanları keşif ve kavrayış alanına girer.
“Okul ise size, ne kadar uzun sürerse sürsün, sıranızın gelmesini beklemeyi öğretir, o da gelirse tabi. Ve bir de çok büyük bir hevesle yabancıların yargılarına –yanlış olsalar bile- teslim olmayı…”
Eğitim İse Kişinin Kendi Başlattığı Şeydir!
“Eğitim büyük orandan kişinin kendisinin başlattığı bir şeydir; geniş deneyimlerden, devamlı iç gözlemlerden, kişinin kendi amacına dikkat dağıtıcı şartlara rağmen odaklanabilme yetisinden dokunmuş bir duvar halısıdır; merak, sabır, yoğun gözlemlerden oluşan bir bileşimdir ve esaslı bir şekilde deneme yanılmaya bağlı risk almanın yanı sıra çevreden geri bildirim alma yeteneği gerektirir.”
Kazananlar ve Kaybedenler Listesi..
“Okul bizim örgütlü topluma dair ilk izlenimimizi edindiğimiz, onun herkesi kazananlar ve kaybedenler olarak sınıflandırmamız konusundaki insafsız ve sonu gelmez iştahına şahit olduğumuz yerdir. İlk izlenimlerin çoğu gibi, okulun bize sosyal hayattaki yerimiz konusunda öğrettikleri çoğumuza bir ömür boyu eşlik eder.”
Pepsi mi İçsek yoksa Cola mı?
“Okulu bir şartlandırma laboratuvarı olarak düşünün; doğuştan biricik, türünün tek örneği olan bireylere bir yığın gibi davranma; daima can sıkıntısını, kıskançlığı ve sınırlı bir yeterlilik düzeyini insan olmanın doğal şartıymışcasına kabullenme talimlerinin yaptırıldığı bir yer.”
“Kurduğumuz resmi ekonomi, aynı düzeye indirgenmiş, ruhsuz, pasif, endişeli, dostsuz, ailesiz insanlar stoğunun durmadan yenilenmesi ister. Çünkü bunlar durmadan ıskartaya çıkartılacak, sonra yerine yenileri konacaktır. Hurdaya çıma vakitleri gelinceye kadar maksimum performans göstereceklerdir.”
“Bütün bunları yaparken de Cola ile Pepsi veya yuvarlak hamburgerle kare şeklinde olanlar arasındaki farkın tartışılmaya değer şeyler olduğunu düşünüp duracaklardır.”