Platon demiş ki bir oyun saati içinde o insan hakkında bir yılda öğrenebileceklerinizden daha fazlasını keşfedebilirsiniz. Üstünden yüzyıllar geçtikten sonra bilim Platon’un haklılığını kanıtlıyor. Nasıl yetişkinler için kendilerini ifade etmenin doğal yolu konuşmak ise, oyun da çocuklar için aynı işlevi üstleniyor.Çocuklar oyun sayesinde yaşadıkları çevreyi/dünyayı tanımlıyor ve anlamlandırıyorlar.
Oyunun çocuk gelişimindeki önemi hakkında çalışmalar yapan uzmanlara göre, oyun 4 temel alanda çocuğu güçlendiriyor.
1. Oyun, Çocuğu Güçlendirir.
Doğduğu andan itibaren bir sığınak bulma ve hayatı oyunlaştırma çabası içinde olan çocuklar aslında yaşamlarındaki ilk savaşlarını vermektedirler. Bazen insanlara oyun aracılığıyla güvenmeyi öğrenir bazen de kapalı kapılar ardında bir ömür boyunca her an güvensizliği tadarlar. Oynadığı oyunla kabul edilen ve desteklenen çocuğun özgüveni gelişir, benlik algısı güçlenir. Kendine yeten ve duygusal anlamda da güçlü olan çocuk, kendisinin ve dış dünyanın farkındadır. Dış dünyadaki konumunu bilir, oyun nesnesi olsa da olmasa da her anı oyunlaştırır. Her oyun davranışı kabul edilen ve yetişkin tarafından doğru yönlendirilen çocuk, kurallı oyunlarla beraber akranlarıyla daha iyi iletişim kurmaya ve akranları arasında kendini konumlandırmaya başlar.
2. İletişim Becerisini Geliştirir.
Oyun çocuğun iletişim becerilerini geliştirdiği en önemli süreçlerden birisidir. Çocukla oynayan yetişkinin çocukla sevgi ve ilgiyle iletişim kurması ve aynı anda “şimdi”de olabilmesi, çocuğa “ben iletişim kurulan değerli biriyim” mesajını verir. Sesine ses verildiğini öğrenen çocuk kendi sesini fark eder. Farklı ses tonlarına farklı anlamlar verebilme becerisinin desteklenmesi çocuğa kelimeleri olmasa da iletişim kurabileceğini öğretir. Oyun içerisinde sesini ve daha sonra da sözcükleri kullanmayı öğrenen çocuk oyunlarına anlam yükler, oyun aracılığı ile iletişim becerilerini güçlendirir.
3. Yaratıcılığını Geliştirir.
Oyun aracılığı ile çocuk çevresindeki yetişkin ve diğer çocuklarla bağ kurmayı öğrenir. Oyun, çocuğun dış dünyaya attığı bir çapa gibidir. Erken yaşlarda öğrenme ile oyun arasındaki bağ görünmez iken bir süre sonra çocuk öğrenirken oynamaya, oynarken öğrenmeye başlar. Hayal gücü ve yaratıcılığı desteklenen çocuk oyundan oyun çıkarmaya, kendi oyunlarını kendisi yaratmaya, kendi kurallarını kendisi belirlemeye başlar. “Mış gibi” oyunların bilişsel gelişime katkısı çok büyüktür. Pastel boyalarla arabaymış gibi, kavanoz kapağı ile tekerlekmiş gibi oynayan çocukların sembollerle düşünme ve soyut düşünme süreçleri gelişir.
4. Duygusal ve Düşünsel Sağlığını Geliştirir.
Sağlık ve oyun arasında çok güçlü bir ağ olduğu şüphesizdir. Sağlıklı çocuk, duygusal anlamda sağlıklı, büyüme ve gelişim evreleri desteklenen, güvende olan ve sağlıklı tercihler yapan çocuk anlamına gelir. Keşfetme ve girişim duygusunun temellerinin atıldığı bu dönemde çocuğun yaşadığı çevrenin çocuk üzerindeki etkisi oldukça büyüktür. Eğer çocuk, yaptıklarından sonra desteklenir ve övgü alırsa sosyal anlamda da sağlıklı bir çocuk olarak dünyadaki yerini bulur.
Oyun, Geleceğin Anahtarıdır…
Kendine yetebilen, yeni ilişkilere hazır olan, keşfetmeye istekli ve meraklı olduğu bu döneme yetişkinlerin yapabileceği en büyük katkı, çocuğun ilgi alanlarını gözlemlemek, oyun aracılığı ile yaratıcılığını kullanabileceği uygun durumlar oluşturmak ve yeteneklerinin gelişmesine fırsat vermek olacaktır.
Oyunla kalın…