Çocuklarda Narsizmi Tetikleyen Ebeveyn Tutumları Nelerdir?

Aileler İçinAyın Dosyası
Çocuklarda Narsizmi Tetikleyen Ebeveyn Tutumları

Narsistlik kişilik bozukluğu çocukluk deneyimlerinin sonuçlarından oluşur. Bu deneyimler ise okul ve sosyal çevrenin etkileri ile kazanılıyorsa olsalar bile, asıl temelinde çocuğun çekirdek ailesi ile yaşadığı duygusal deneyimler bulunmaktadır.

Belirli Çocukluk Deneyimleri Tetikler…

Pek çok uzmana göre narsistik kişilik bozukluğu belirli çocukluk deneyimlerinin bir sonucudur. Bu deneyimlerde okul ya da sosyal çevrenin etkisi olsa da asıl kökeni çocuğun çekirdek ailesiyle yaşadığı duygusal deneyimlerdir.

Başardığın Kadar Sevilirsin: Koşullu Sevgi Veren Ebeveyn

Bu deneyimlerin başında anne babanın sevgilerini koşullu olarak gösterdikleri ve çocuklarını performansları ölçüsünde onayladıkları aileler gelir. Bu tip ailelerde ebeveynler genel olarak çocuklarına mesafeli ve çok rekabetçidir. Hem kendilerinden hem de çocuklarından büyük beklentileri vardır. Dikkatleri öncelikle kendi performanslarındadır. Kendilerini çok başarılı bulur, çevrelerine eleştirerek, yukarıdan bakarlar.

Bu bakış açısının devamı olarak çocuklarının da kendileri gibi başarılı olmalarını isterler. Bu başarı bazen akademik sonuçlar, bazen sosyal görünürlük, bazen çekici bir dış görünüm olarak tanımlanabilir. Anne ve baba kendi başarı beklentilerinin dışında geçekleşenleri çoğunlukla görmezden gelir hatta yok sayarlar. Çocuklarını ancak onların istediği şekilde davrandıklarında onaylar, desteklerler. Çocuklar anne babaları tarafından sevilmek için hep en iyi olmak ve kendilerini ebeveynlerine tekrar tekrar kanıtlamak zorundadırlar.

Tahmin edebileceğiniz gibi böyle ailelerde çocuklar kendilerini güvensiz ve sevilmemiş hissederler. Çevreleri tarafından nasıl göründükleri, aslında nasıl hissettiklerinden daha önemlidir. Bu yüzden de kendi eğilimlerini, yeteneklerini anlamak yerine ebeveynlerini mutlu edecek şeyleri düşünür, onları mutlu edecek tercihler yapar; kendi ilgi ve isteklerine yabancılaşırlar. Bu yabancılaşma ileride çözümsüz kırgınlık ve öfke krizleri olarak yaşanacaktır. Daha önemlisi içine doğduğu bu ‘hep daha iyisi olmak’ yarışı çocuğa çaresiz bir hayat döngüsü yaratacak; çocuk başarı olmayı mutlu olmakla karıştıracaktır.

Başardığın Kadar Sevilirsin: Koşullu Sevgi Veren Ebeveyn
Başardığın Kadar Sevilirsin: Koşullu Sevgi Veren Ebeveyn

Senden Hiçbir Şey Olmaz: Değer Vermeyen Ebeveyn

Genellikle yaşanan bir başka senaryoda ise ebeveynlerden birisi sürekli olarak çocuğununun değersizliğini, başarısızlığını vurgular. Ebeveyn genellikle kolayca sinirlenir, çocuğu için yakalanması zor hedefler belirler ve bu hedefe dair umutsuz konuşmalar yapar. Bazı durumlarda baskın olan ebeveyn kendi eşine de başarısız bir çocuk gibi davranır; ne yapması gerektiği konusunda direktifler verir, kontrol eder, eleştirir.

Ailenin birden fazla çocuğu olması durumunda ise ebeveynin olumsuz ilgisi çocuklar arasında gidip gelir. Bazen bir çocuğu bazen ise diğerini eleştirir; bazen birini bazen de diğerini yüceltir. Bunu yaparken sert, rahatsız edici bir dil kullanır. Ailenin diğer üyeleri zamanlarını baskın olan ebeveyni rahatlatmak ve onun onayını almak için uğraşır; kendilerini güvensiz, yetersiz, sevilmemiş hissederler.

Rekabetçi Okullar da Bu Tavrı Sürdürüyor !

Bazı örneklerde ise rekabetçi eğitim sistemlerinin de böyle tavırları desteklediğini görürüz. Özellikle çocukların duygusal olarak çok yakın oldukları ilkokul öğretmenleri aşırı rekabetçi tutumlar sergilerse çocuklar bundan etkilenir. Sadece yüksek notlar aldığında, öğretmeninin istediği başarıyı gösterdiğinde öğretmeninden onay alan öğrenciler, kendi kişilik değerlerinin performanslarıyla ilişkili olduğuna inanırlar.

Aslında Kendisini Sevdirmeye Adanmış Bir Hayat!

Böylece çocuk sadece başarılı olduğunda kendisine değer veren bir çevrede bulur kendisini.  Ebeveynlerinin ya da öğretmeninin beklentilerini gerçekleştiremeyeceği sürece sevilmeye değer olmadığını öğrenir. En kötüsü ise ileride karşılaşacağı insanların da kendisine değil başarılarına değer vereceğine inanır.  Yeni dostlar edindiğinde de kendi istediği gibi olmak yerine, bir zamanlar anne babasının beğendiği gibi bir insan gibi gözükmeye çaba gösterir.

Böylece, çocukluktan ergenliğe oradan da yetişkinliğe geçerken bireyin kendi istekleri, kendi duygularıyla kurduğu bağ giderek zayıflar. Başarısızlıklarının üstünü örter; kendini olduğu gibi sunmaktan, yüzleşmekten korkar.

Becerileri, Kendisiyle, yetenekleriyle ilgili gerçekçi olmayan çoğu zaman şişirilmiş bir algısı vardır. Bu yeteneklerini de abartarak sunmak ve gelebilecek eleştirilere karşı sürekli savunmada olmak zorundadır. Zaten hatalarının, eksiklerinin nedeni çoğu zaman başkalarının onu engelleyen davranışlarıdır. İşte narsistik kişilik bozukluğuna giden yollar bu şekilde oluşur.

Etiketler: aile, aylin göçmen, ben narsist miyim, çocuk, çocuk eğitimi, çocuk yetiştirme, çocuklarla iletişim, eğitim, gizli narsist, narsist, narsist kişilik, narsistik kişilik bozukluğu, narsistlik kişilik bozukluğu, narsizm, not

İlginizi Çekebilir

Sosyal Medya Hesaplarımızı Takip Edin

Eğitim Kolektifi’nin Büyümesine Destek Olun!

İçeriklerimizi beğeniyorsanız daha fazla okuyucunun bize ulaşmasına destek olun.
Bizi Sosyal Medya Hesaplarımızdan Takip Edin, Beğenin, Paylaşın.

Takipte Kalın!

Facebook sayfamızı beğenin ve yeni yazılarımızdan haberdar olun.

Reklam

Yazar Hakkında

Yorumlar

milli eğitim bakanı olsaydım kitap
eğitim kolektifi milli eğitim bakanı olsaydım kitap satın al

Milli Eğitim Bakanı Olsaydım

Orijinal fiyat: 150 ₺.Şu andaki fiyat: 90 ₺.

Ahmet Yıldız, Ayşegül Kanal, Cem Demirayak, Gözde Durmuş, Engin Karadağ, Erdal Atıcı, Erdal Küçüker, Esergül Balcı, Fevziye Sayılan, Feyzi Coskun, Gökçe Güvercin-Seçkin, Gözde Durmuş, Hasan Aydın, M. Cansu Balcı, Meral Uysal, Mustafa Gazalcı, Niyazi Altunya, Nurcan Korkmaz, Orhan Özdemir, Reşide Kabadayı, Rıfat Okçabol, Selen Balcı, Ş. Erhan Bağcı, Vildan Özdemir
Eğitim Kolektifi Yayınları
Reklam

En Yeniler

En Popüler

Dosyalar

Reklam