Öğretmek mi öğrenmek mi soruların içinde en can alıcı soru işimizde..
3×4 gibi çarpım tablosu öğretmek çarpmayı öğretmek değilse a ile t yan yana geldiğinde at olduğunu okutmak da okuma değildir. Bizim yanılgılarımız dikte ettiklerimizin bilinmesini öğretim sanmamızdır ki bu tur yanılgılar hayatımızın her yerinde var ama neyse…

Okuma yazma öğretimi de matematik öğretimi de bir süreçtir. Bu süreç de çocuğun bir önce öğrendiğine basarak ilerlemesi öğrenmenin kapılarının açıldığını gösterir. Yoksa her adımın her problemin öğretilmesi mümkün değildir.
Satranç şampiyonu usta en gelişmiş bilgisayarı yenerken yeni probleme karşı çözüm üreterek yenmiştir. Bilgisayar ise öğretilen problemlere göre hareket edip kaybetmiştir.

Sadece bir şekilde okutmaya yönelik çaba çocuğun metni seslendirmesine yarayacaktır ama okuduğundan bir şey anlamayacaktır. Hatta metinde, masalda bir çok ne demek olduğunu bilmediği kelimeyi de okuyacak ama sormayacaktır ‘bu ne demek’ diye. Dolayısı ile okumayı sevmeyecektir de. Oysa okuma yazma öğretimi sürecinde kendisi kelimeler oluştursa, kelime oyunları oynasa, cümleyi tamamlasa okumanın anlama ile ilgili olduğunu sezecek okuma ile bir çok işini halledecebileceğini görecektir.
Okuma yazma öğrendiği halde etkinliğin açıklamasını okumadan bir şey yapmayacak ya da ne yapacağız diye sormayacaktır. Her aşamasında okuyunca neler yapabilecekleri yazınca neleri kolaylıkla başaracaklarını bildirmek gerekiyor bu süreçte. okuma köşesi dikkat çekici şekilde hazırlanıp bir süre sonra orayı kullanacakları hedefi gösterilmeli ki o köşeden çıkıp hayaller dünyasında yolculuk yapacaklarını bilsinler. O dünyanın aslında çizgi filme, filme, bilime destek verdiği vurgulanarak.

Matematik serüveni de buna benzer bir süreç aslında. hayatimizin neredeyse her alanında her kişinin kullandığı bu dilin en temelinden anlamlandırmanın doğru yapılması başarı getirecektir. En basta sayıların saymanın ne olduğunu malzemelerle oyunlarla göstererek. Sayma ile toplamanın ilişkisini fark ettirerek. Toplama ile çıkarmanın nasılda iki bencil olduğunu göstererek. Çarpmanın kat değil toplamanın kısası olduğunu yaşatarak. Sayılarla oynayıp ölçerek tartarak.

Tabi bunlar için öğretmenin de bilgiler, kavramlar arası ilişkileri çözmüş olması gerekir ya da iyi doğru örnekleri bulmuş olması gerekir. her şeyden önce tüm olumsuzluklara motivasyon kırıcı her şeye rağmen o çokça kullanılan memlekete insanlığa bir tuğla koyma azmi olmalı. Velhasıl öğretmenlik aslında en zor iştir hele de hiç bir şey olamazsan öğretmen olursun anlayışının içinde.