Geçtiğimiz yıl gerçekleştirilmiş bir araştırmaya göre 3-5 yaş arasındaki çocukların %58’i bir cep telefonunun bütün fonksiyonlarını yönetebilirken, kendi kahvaltılarını hazırlamak, odalarını toplamak ya da bakkaldan alışveriş yapmak konusunda neredeyse hiçbir şey bilmiyorlar! Bu araştırmanın Batılı bir ülkede yapılmış olmuş olması sizi yanıltmasın; biz de çocuklarını aynı sanal becerilerle ve gerçek hayattan uzakta büyütüyoruz.
Öğrettiklerimiz Hep Teorik!
Hepimiz çocuklarımıza elimizden geldiğince çok şey öğretmek istiyoruz. Ancak bu öğrenmenin büyük bölümü derslerdeki teorik konularla ya da teknolojik bilgilerle ilgili. Çocuklarımızın fizik problemleri çözmesi, trigonometri bilmesi ya da kimyasal formülleri ezberlemesi bize gösterişli gelse de hayatta başarıyı sadece ders kitaplarıyla sağlayamayız. Hatta hayatına sahip çıkan, becerikli, sorun çözebilen, nitelikli bir yetişkinin –belki de akademik bilgiden çok daha fazla- doğru hayat becerilerine ihtiyacı var.
Örneğin lise yaşına gelmiş çocuklarınızın üniversiteye başladıktan sonra üstüne yığılan sorumlulukları beceremediği için ağlayarak sizi aramasını istemiyorsanız onlara evdeki temel görevleri öğretebilir; basit yemekler yapmak, dolapları toplamak, alışveriş listesi çıkarmak gibi genellikle annelerin alanında olduğu varsayılan işleri onlardan bekleyebilirsiniz. İlk zamanlarda siz tepki gösterseler de inanın bu beceriler onların da hoşuna gidecek ve hayatlarını kolaylaştıracaktır.
Yaşları ilerleyen çocuklarınıza ise kişiklerinin bir boyutu olarak onları geliştirecek, dünyaya bakışlarını ve hayat felsefelerini etkileyecek bazı beceriler öğretebilirsiniz. Evde kapalı kaldığımız bugünlerde -ödevlerim var, sınavlarım var- bahanesine sığınmadan çocuklarınıza cinsiyeti ne olursa olsun öğretebileceğiniz ve yaşa göre sıralamaya çalıştığımız bazı beceri önerilerimizi sunuyoruz:
Çamaşır Makinasını Başlatabilmek
Çocuklarımızın çoğu kendi kirli çamaşırlarının nasıl yıkanıp, ütülenip, dolaplarına yerleştiğinin farkında bile olmazlar. Oysa çamaşırların yıkanması hem evdeki en önemli işlerden, hem de küçük yaştan itibaren çocuklarınıza öğretebileceğiniz kadar kolay görevlerdendir. Örneğin 5-6 yaşına gelmiş çocuğunuzdan beyaz ve renkli çamaşırları ayırmasını, makinaya yerleştirmesini isteyebilir; 8-9 yaşındaki çocuğunuzun çamaşır makinasından doğru programı seçmesini bekleyebilirsiniz.
Hediye Paketi Yapabilmek
İşte hayata güzellik katacak bir beceri. Çocuğunuza bir hediyeyi paketlemeyi, üzerine minik süsler yapmayı ve anlamlı bir mesaj yazmayı öğretirseniz gelecek hayatında kullanabileceği bir beceri kazandırmış olur, üstelik birlikte eğlenceli zaman geçirmiş olursunuz.
Küçük Yaralara Müdahale Edebilmek
Çoğu çocuk düştüğünde, bir yerini kestiğinde, yaktığında ya da küçük ev kazalarıyla karşılaştığında ne yapılması gerektiğini bilemez. Çocuğunuza temel ilkyardım becerileri öğretmeniz, yanıklar, kesikler karşısında ne yapılacağını öğretmeniz, çocuğunuza kendisini koruma konusunda da beceri kazandıracaktır.
Reklamları Eleştirel Bir Dille İzlemek
Hepinizin bildiği gibi, çocuklar reklamlara bayılır. Reklamlar onlar için hızla akan neşeli ya da komik görüntüler, akılda kalan müzikler ve harika bir hayata dair sözler demektir. Ancak reklamlar sadece bunlar demek değildir. Evde oturduğunuz günlerde çocuklarımıza yaşlarına uygun bir dille reklamların ne işe yaradığını ve ürünleri çocuklara önerirken önlerine neden böyle mutlu hayatlar sunduğunu; reklamların ardında yaşa ve gelir gruplarına göre hazırlanmış bir pazarlamak planı olduğunu çocuklarınıza anlatmaya ne dersiniz?
Ailesinin Geçmişini Öğrenmek
Çocuğunuz aile büyüklerinin hikayelerini, ailenizin köklerinin nerelere dayandığını yada artık hayatta olmayan büyüklerin kimler olduğunu biliyor mu? Evde kaldığınız zamanlar siyah beyaz fotoğrafları önünüze alıp çocuklarınıza eski öyküler anlatmak için uygun bir zaman olabilir. Eğer çocuğunuzun geçmişiyle ilgilendiğini görürseniz ona bir aile soyağacı yapmak konusunda da yardımcı olabilirsiniz.
Küçük Sökükleri Dikebilmek
Tatil sırasında çocuğunuza öğretebileceğiniz becerilerden birisi de dikiş dikmek olabilir. Dilerseniz çocuğunuza iğneye iplik geçirmek , kendi küçük söküklerini dikmeyi öğretebilirsiniz. Eğer bu iş ilgisini çektiyse oyuncakları için küçük tasarımlar yapmasını, kesip, biçip kalıplar çıkarmasını ve dikmesini de önerebilirsiniz.
Bilinçli Bir Tüketici Olmak
Salgın psikolojisiyle birlikte büyük bir satınalma ve tüketim çılgınlığının yaşandığı bu günlerde, çocuğunuza satın almanın bir varoluş biçimi değil sadece ihtiyaçlarımızın karşılamanın bir yolu olduğunu öğretebilir; sahip olduklarımızla yetinmeme ve hep daha fazlasını isteme duygusunun aslında doyumsuzluk duygusundan kaynaklandığını çocuğunuza anlatmak ister misiniz? Bunu açıklamak için günlük alışveriş listesi oluşturmak, ürünlerin son kullanma tarihlerine bakmak, etiket okumak ve fiyat karşılaştırması gibi basit günlük becerilerden yola çıkabilir daha sonra da ‘ihtiyaç’ kavramının insanlar için nasıl oluştuğuna, dış faktörlerden nasıl etkilendiğine ve toplumu nasıl şekillendirdiğine kadar uzanan bir düşünsel yolculuk yapabilirsiniz.
Eleştirel Düşünebilmek
Eleştirel düşünme çoğumuzun inandığının tersine her duruma bir karşıt fikir oluşturmak değil; olguları sorgulayıcı ve tarafsız bir şekilde anlama ve ve değerlendirme sürecidir. Bir nesneye, bir fikre, bir kişiye veya bir olaya hep aynı noktadan değil, farklı bakış açılarından, farklı deneyimlerden bakabilme; daha önceki bakış açımızla sonraki bakış açımız arasındaki farkı yorumlayabilme bir beceridir. Bunun için herşeyden önce kişinin kendi bakış açısını oluşturması ve sonra da kendisini de eleştirmesi gerekir ki bu sadece bilim dallarında ya da profesyonel hayatta değil, günlük hayatta da ihtiyaç duyulacak bir beceridir.
Çocuğunuza eleştirel düşünceyi bir yaşam tarzı olarak benimsetmek onun hem mesleki, hem sosyal ve kişisel gelişimine katkıda bulunacak bir boyuttur. Ancak eleştirel düşünmek sadece anlatarak kazandırılabilecek kadar basit bir beceri değildir. Çocuğunuzda eleştirel düşünmeyi bir kişilik boyutu haline getirebilmek için ebeveynleri olarak sizin de kendinize ve şimdiye kadar benimsediğiniz değerlere eleştirel yaklaşabilmeniz gerekir.
Nitelikli Bir Okur ve Öğrenmeye Açık Biri Olmak
Selim İleri’ye göre nitelikli okur “Çok okuyan değil, tersine az okuyan kişi” imiş. Selim İleri ayrıca “nitelikli okurun, okuduğu kitapların sayısına değil okuduklarının neyi anlattığına, neyi tahlil ettiğine kafasını yoran; kitap almayan onun yerine kitap seçen, okuduklarını sorgulayan ve öğrendikleriyle yeni şeyler vareden kişi” olarak tanımlamış.
Tıpkı eleştirel düşünme gibi, bilinçli, nitelikli bir okur olmak ve öğrenmeye açıklıkta bir kişilik boyutudur. Böyle insanlar çevrelerinde olup biteni anlamak, yorumlamak, yenilemek ve öğrenmeye devam etmek bir tercih değil bir yaşama biçimidir. Onları başkalarına bağımlı olmadan, kendi bakış açılarını geliştirecek kadar cesur olmalarından ve içlerinde taşıdıkları dünyaya, insanlara ve olaylara karşı hiç bitmeyen meraklarından tanırız.
Son olarak nitelikli bir okur ve öğrenmeye açık bir kişi olabilmek şüphesiz 21. yüzyıl insanının ihtiyaç duyacağı en temel beceri hem de bağımsız düşünen insan olmanın şiardır.