Eğitimle zekayı yükseltmek mümkün mü? Bu soruyu yanıtlamak için size Fransa’da sorulmuş sorulardan örnek vermek istiyoruz. Aramızda hatırlayan olacaktır: 2019 yılında, Galatasaray Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümünden mezun olan Oğul Tuna kendi sosyal medyasında Fransa’daki Lise Bitirme Sınavının Felsefe bölümünde sorulan paylaşmıştı. Açık uçlu olan sorulardan birkaç örneği aşağıdaki gibiydi:
Philo L (Edebiyat):
1. Konu: Zamandan kaçmak mümkün müdür?
2. Konu: Bir sanat eseri nasıl iyi biçimde açıklanır?
3. Konu: HEGEL’den alıntılanan metni (doğa kanunları ile beşerî -hukuktan doğan-kanunların arasındaki farka dair) açıklayınız.
Philo ES (Ekonomik ve Sosyoloji):
1. Konu: Ahlak, en iyi siyaset midir?
2. Konu: Emek, insanları ayrıştırır mı?
3. Konu: Leibniz’ten alıntılanan metni (özgürlük, daha doğrusu özgür irade üzerine) açıklayınız.
Philo S (Bilim):
1. Konu: Çok sayıda kültürün varlığı insan türünün birliği önünde engel oluşturur mu?
2. Konu: Ödevlerini tanımak, özgürlüğünden vazgeçmek anlamına gelir mi?
3. Konu: Freud’dan alıntılanan metni (bilimsel araştırmanın zaman içinde seyri üzerine) açıklayınız.
Bizden de İki Soru
Fransız lise öğrencileri mezun olurken böyle kavramlarla boğuşurken bizim gençlerimiz lise bitiminde nasıl kavramlar üzerine düşünüyorlardı? 2020 yılı Alan Yeterlilik Sınavı’nın (2. Basamak sınavı) Türk Dili ve Edebiyatı – Sosyal Bilimler bölümünden bir test sorusu belki bize aradaki kavramsal uçurum hakkında bir fikir verecektir.
Bilim tarihi, yanlış önermelerin tarihidir. Fakat düşüncenin gelişimine işaret eden bu önermeler, dikkate değer bir üretkenliğe sahiptir. Belirli düzeyde doğruluk payı içeren bu önermeler insan ve doğa hakkında nesnel olarak geçerli bilgiye ulaşmak için ortaya konulan rasyonel görüşlerdir. Bunlar gibi, insana ve topluma dair çok sayıda temel görüş ilk ifadelerini mitlerde, peri masallarında ve birkaç kuşak sonra doğru olmadığı kanıtlanan bilimsel varsayımlarda bulmuştur.
Bu parçaya göre “yanlış önermeler”le ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
- Kişiden kişiye değişkenlik göstermesi benimsenmesini güçleştirmiştir.
- İleri sürülen bilgilerin doğruluğunu sınamak için ortaya çıkmıştır.
- Sözlü kültür ürünlerinin kalıcılığını sağlamada etkili olmuştur.
- Kuşaktan kuşağa aktarılması güvenirliğini ve doğruluğunu artırmıştır. Fikirlerin olgunlaşıp değer kazanmasında önemli bir rol oynamıştır.
Sorular Bir Eğitim Sisteminin Derinliğini Gösterir
Sizin de aynı şeyi düşündüğünüzden eminiz: Sadece sorularının derinliğine bakarak bile bir eğitim sisteminin niteliği üzerine fikir sahibi olabilmek mümkündür. Daha önemlisi, eğitim sisteminin niteliğini görmekle kalmaz aynı zamanda o sistemin nasıl insanlar yetiştirmeyi hedeflediği de anlarız. Bu nedenle yukarıdaki biri bir başka ülkeye diğerleri de ülkemizin farklı politik dönemlerine ait soru metinleriyle çocuklarımıza nasıl bilgi ve beceriler kazandırıldığı ve nasıl hedefler konduğunu kavramak çok da zor değildir.
Çünkü aldıkları eğitim, bireylerin bilgi ve becerilerinin belirleyicisidir. Bu beceriler arasında verileri doğru değerlendirmek, düşünmek, dikkatli muhakeme yapabilmek, etkili karar verebilmek gibi beceriler ön sıralarda yer alır. Aynı zamanda öğretilen bilgilerin düzeyi ile bilişsel bir gelişmişlik hedeflenir.
Eğitim, Bizi Daha Zeki Yapar mı?
Gelin şimdi sorumuzun kapsamını biraz daha genişleterek soralım: Bireylerin bilgi ve beceri düzeylerini arttıran eğitim sistemi aynı zamanda onların daha zeki olmalarını da sağlar mı? Daha uzun süre okula gitmek ve daha nitelikli eğitim almak çocukların zeka seviyelerini yükseltebilir mi? Daha iyi eğitim sistemleri olan ülkelerin insanları daha karmaşık düşünen, neden sonuç ilişkisini daha doğru kuran, sorgulayan, doğru çıkarımlar yapabilen kişiler olabilir mi?
Eğitimle Zeka Arasında Çift Yönlü İlişki Var
Eğitimle zeka düzeyi arasında bir ilişki olduğunu tahmin etmek çok da zor değildir. Ancak biraz düşündüğümüzde bu ilişkinin iki yönlü olacağını sezebiliriz. İlk ilişkide zeka eğitimin öncülüdür. Bir öğrenci ne kadar zeki ise devam ettiği okullarda o kadar başarılı olur, böylece eğitim sistemi içinde tutunur ve daha uzun süre eğitim hayatında alır. Üniversiteye gidenlerin, yüksek lisans, doktora programlarına devam edenlerin daha zeki olduğunu kabul ederiz. Doğal olarak zeki öğrenciler okul hayatı boyunca daha avantalıdırlar. Özellikle sayısal derslerde daha başarılı olur, daha kolay anlar, hedeflerine daha hızlı ulaşır, sistem içinde daha sağlam adımlarla ilerlerler.
Peki, Eğitim Zekayı Yükseltir mi?
Ancak eğitim ve zeka ilişkisinin bir yönü daha vardır. Araştırmalara göre eğitim hayatında uzun süre kalmak da çocukların zeka seviyesini yükseltir. Okullar, bu etkiyi çoğu zaman düşünme, karşılaştırma, muhakeme etme, yorumlama ve sonuç çıkarma gibi yüksek bilişsel becerileri doğru uygulamayı öğreterek yapar. Bu nedenle genel olarak uzun süre eğitim hayatının içinde olmanın özellikle akademik becerilerini geliştirerek çocuğun IQ’sunu geliştirdiğine inanılır.
Bununla birlikte bir okula devam etmenin ya da eğitime eklenen bir yılın kişinin zekasına “ne kadar” katkıda bulunacağını anlamak çok karmaşık hatta ölçülmesi neredeyse imkansız bir süreç olmalıdır. Ne de olsa fazladan okunacak bir yıl her öğrenci üzerinde çok farkı etkiler bırakır. Bu etkilerin hangilerinin bilişsel, hangilerinin duygusal, sosyal alanlarda olduğunu anlamak bile çok zor olmalıdır.
600 000 Katılımcılı Meta Analiz
2018 yılında bu sorunun yanıtını bulmaya çalışan bir çalışma gerçekleştirildi. Edinburg Üniversitesi’nden psikolog Stuart Ritchie ve Teksas Austin Üniversitesi’nden Elliot Tucker-Drob bir meta analiz çalışması[1] ile 600.000’den fazla katılımcı, 42 veri seti ve 142 etki boyutunu inceleyerek nitelikli bir eğitim yılının öğrencilerin IQ puanlarını ortalama olarak 1 ila 5 puan kadar katkıda bulunduğu tahminine ulaştılar. Çalışma ayrıca nitelikli eğitimin bilişsel becerileri üzerindeki etkisinin yaşam boyu devam ettiğini ortaya koyuyordu. Üstelik bu etkinin tüm bilişsel beceri alanlarında geçerliydi.
Bu çalışma eğitim tarihinde okul ile zeka kapasitesi arasındaki bağı rakamsal olarak gösteren ilk çalışmaydı ve eğitimciler arasında önemli miktarda ses getirdi. Bununla birlikte bu çalışmaya yönelik bazı eleştiriler de yükseldi.
IQ ve Zeka Ayrımını Gözardı Ediyor
Herşeyden önce çalışma “IQ” ve “zeka” kavramlarının birbirinden farklı kavramlar olduğunu görmezden geliyordu. Özellikle Batı toplumlarında bir etiket gibi algılanan IQ, aslında belirli test sorularının doğru yanıtlanmasıyla ulaşılabilecek bir test sonucudur ve zekayı bütün kapasiteleriyle kucaklamaktan uzaktır. Bu nedenle IQ zekanın bir temsilcisi olsa bile zekanın kendisi değildir.
Değerlendirme İçin Okul Testleri Veri Alınıyor
Ayrıca, çalışma IQ düzeyindeki artışı belirlemek için, katılımcıların katıldığı sınav sonuçlarını kullanmıştır. Araştırmanın yöneticilerinden Ritchie, sözcük dağarcığı, bellek, problem çözme, sözel beceri gibi alanlarda gerçekleştirilen bilişsel testlerin verilerinin temelini oluşturduğunu belirtmiştir.
Okulun Katkısı Açıklanmıyor
Daha önemlisi, eğitimin IQ puanlarını nasıl arttırabileceği ya da hangi nitelikteki bir eğitimin IQ’yu yükselteceği de gösterilmemiştir. Örneğin iyi bir lisede 3 yıl eğitim gören bir öğrencinin IQ’sunun 15 puan artıp artmayacağı, dört yıllık bir mühendislik eğitiminin kişinin IQ’suna 20 puan ekleyip eklemeyeceği pek açık değildir.
Zeka Gelişimini Ölçmek İmkansız!
Doğal olarak eğitimin zeka üzerindeki etkilerini tam olarak ölçümlemek zordur: Sunulan bir eğitim fırsatının her çocuk için farklı etkileri olacağı gibi her çocuğun da nitelikli akademik olanaklardan faydalanamadığı açıktır. Öte yandan zeka, genetik faktörlerin yanı sıra aile ve sosyal çevrenin şekillendirmesine de açıktır. Bir çocuğun büyürken bu etkilerden hangilerine, ne ölçüde maruz kaldığını anlayabilmek neredeyse imkansızdır.
Birçok sinirbilimci, zekanın temelde beynin anatomik ve fizyolojik yapısına dayalı olduğunu düşünmektedir. Bunun anlamı zeka gelişiminin büyük oranda kalıtımsal olduğudur. Çevresel faktörlerin IQ üzerinde hiçbir etkisi olmadığı söylenemez; ancak IQ’nun değiştirilmesini mümkün kılan tekil, basit ve etkili bir yöntem henüz keşfedilebilmiş değildir.
Bununla birlikte nitelikli eğitim, bir çocuğun zeka gelişimini desteklemek için elimizde bulunan en tutarlı, güvenilir ve sürdürülebilir yöntem olmaya devam etmektedir.
[1]S. J. Ritchie, et al. (2018). How Much Does Education Improve Intelligence? A Meta-Analysis:. Psychological Science, sf: 1358-1369. doi: 10.1177/0956797618774253.