Matematik başarısı nasıl sağlanır? Pek çoğumuz öğrencilerin akademik başarısının ders dinleme, evde ders tekrarı, düzenli ödev yapma ve zeka gibi öğrenci kaynaklı faktörlere bağlı olduğunu düşünürüz. ‘Dersini dinleyen, evde ödevini yapan çocuk başarır’ tezi öylesine benimsenmiştir ki çoğu zaman başarıyı etkileyebilecek farklı kriterlerin varlığı üzerine düşünmeyiz bile. Oysa araştırmalar öğrencilerin okul başarısını doğrudan etkileyen çok sayıda başka faktörün varlığını kanıtlıyor bize.
Bu faktörlerin en etkili olan ancak en az tartışılanlarından birisi de ailenin ekonomik düzeyi. Farklı ülkelerde gerçekleştirilen pek çok çalışma, çocuğun okul başarısını etkileyen en önemli faktörlerden bir olarak ailenin ekonomik düzeyini gösteriyor.
Aile gelir düzeyi ile çocuklarının akademik başarısı arasında bir bağ var mıdır? Neden gelir düzeyi yüksek ailelerin çocukları okullarda daha başarılı olur? Aile geliri nasıl olur da çocuğun akademik başarısını şekillendirir? gibi sorular aslında eğitimin en temel açmazlarından birini işaret eden önemli sorulardır.
Matematik Temel Gösterge
Aile gelir düzeyi ile çocuğun akademik başarısı arasındaki bağı en net görebileceğimiz alan ise Matematik dersidir. Tıpkı akademik başarının bütünü gibi, Matematik dersi de ailenin gelir düzeyine göre şekillenir. Bir başka deyişle ekonomik düzeyi daha iyi olan ailelerin çocuklarının matematik dersinde daha yüksek performans gösterme olasığını, yoksul ailelerden gelen çocuklara göre çok daha yüksektir.
Uluslararası Sınavlar da Eşitsizliği Ortaya Koyuyor
Pek çok deneyimli öğretmenin varlığını hissetse de adını bir türlü koyamadığı bu eşitsizlik özellikle son yıllardaki PISA, TIMMS gibi sınavların sonuçlarıyla varlığını daha çok ortaya koyuyor. Sadece ülkemizde ya da gelişmekte olan ülkelerde değil, daha iyi eğitim olanaklarına sahip ülkelerde de yoksul öğrencilerle, geliri yüksek öğrenciler arasında matematik performansı açısından önemli eşitsizlikler yaşanıyor.
Bir Ders Nasıl Fırsat Eşitsizliği Yaratır?
Nasıl mı? Öncelikle yüksek gelirli öğrencilerin devam ettiği okullarda daha iyi matematik eğitimi verilir. Kırsal kesimde, büyük kentlerin çeperlerinde, tarımsal bölgelerde matematik eğitimi bir şekilde hep aksar. Bazen öğretmenler yoktur, bazen ders saatleri azdır. Çoğu zaman bu fark daha ilkokuldan başlar ve matematik anlayanlarla, anlayamayanlar arasındaki o büyük uçurumu yaratmaya başlar.
Öğrencilerin ekonomik durumu, öğretmenlerin matematik öğretme motivasyonlarını da etkiler. Gelecekte matematik kullanacağı baştan belli öğrenciler daha çok soru sorar, öğretmenlerinden daha fazla destek alırlar; öte yandan sınıfların arka sıralarında oturan, sessiz, hemen anlamayan öğrenciler –genellikle- matematik konusunda öğretmenlerinden cesaret göremezler.
Hem yoksul hem de kız olan öğrencilerin, azınlık öğrencilerin göçlerle gelmiş olanların işi ise herkesten zordur. Öğretmenleri yoksul kız öğrencileri ilk fırsatta evlenecekleri, azınlıkları ya da göçle gelmiş olanları dili yeterince bilmedikleri için görmezden gelir, desteklemezler. Böylece matematik ilk sınıflardan itibaren belirli bir zümrenin bilgisi haline gelir.
Kızların Sözel Derslerde Başarılı Olacağına İnanılıyor
Bu olumsuz inançtan kız öğrenciler de payını alır: Kız öğrencilerin sözel derslerde başarılı olacağına ve gelecekte matematiğe ihtiyaç duymayacağına dair eski inanç kızların matematik öğrenmesinin önünde camdan duvar olarak yükselir.
Öte yandan gelir düzeyi yüksek aileler hem çocuklarının iyi öğretmenlerle çalışması ve konuları iyi anlaması konusunda dikkatli davranırlar. Çocukların ders dışı kaynaklara erişimi, gerekli desteği alabilmeleri konusunda yatırım yapar; çocuklarına bu dersle ilgili beklentilerini sıklıkla ifade ederler.
PISA Sonuçları da Bu Bulguyu Destekliyor
Bu bulgular son yıllarda yapılan bazı araştırmalarda da varlığını kanıtlıyor. Örneğin ABD’de 2012 PISA sınavına katılan 300 000 öğrenci üzerinde yapılan bir çalışma farklı ekonomik gruplardan gelmenin matematik performansını %30’lara kadar etkilediğini kanıtlıyor. Araştırmacılar bu performans farkının yoksul çocukların hem saat bazında daha az matematik dersi görmesinden hem de içerik olarak daha basit kavramları öğrenmesinden kaynaklandığını söylüyorlar.
Aynı araştırma ekonomik olarak dezavantajlı ailelerden gelen öğrencilerle diğer öğrenciler arasındaki performans farkının her geçen yıl büyük bir hızla büyüdüğünü de ortaya koyuyor.
Okullar Eşitlik Sağlamıyor mu?
Araştırmayı gerçekleştiren dört yazardan biri olan Michigan Üniversitesi İstatistik Bölümü’nden William Schmidt ‘bulgularımız, okulların genç kuşaklar arasında fırsat eşitliği sağladığına, özelikle dezavantajlı öğrencilere eşitsizlikleri yenmelerine yardımcı dair inançlarımızın sadece bir mit olduğu ortaya çıkartıyor. ABD’de müfredat ve ölçme değerlendirme sistemi de bu çocuklar arasındaki uçurumun büyümesine neden oluyor.’ diyor.
Buna göre ABD’de öğrencilerin matematik performansları arasındaki farkın %30’a yakın bölümü bazı öğrencilerin okulda yeterli matematik dersi almamalarından %40 yakın bölümü ise bu öğrencilerin ailelerinden yeterli desteği almalarından kaynaklanıyor.
Farkın Kapandığı Ülkeler de Var!
PISA sonuçlarına göre değerlendirilen 33 OECD ülkesinde, ekonomik gelir durumuna bağlı performans farkının ortalama olarak %30’a yakın bölümü bu öğrencilerin okullarında yeterince matematik öğrenememelerinden kaynaklanırken; farklı ülkelerde farklı oranlar da görülüyor. Örneğin Hollanda’da yoksul ailelerin çocuklarının okullarında yeterli matematik dersi görmemelerinin etkisi %58’lerie bulurken, İsveç ve İzlanda gibi ülkelerde bu oran %10’un altında seyrediyor.