Platon, bir insan hakkında bir oyun saati içinde yıl boyunca onunla yaptığınız sohbetten daha fazlasını keşfedebilirsiniz demiş. Oyun çocuğun gelişiminde vazgeçilme bir yeri vardır. Çocuklar oyun sayesinde yaşadıkları çevreyi/dünyayı anlamlandırır. Yetişkinler için kendini ifade etmenin doğal yolu konuşmak ise, oyun da çocuklar için aynı işlevi üstlenir. Oyunun çocuk gelişimindeki önemi hakkında çalışmalar yapan uzmanlar, oyunun çocuğa 4 temel özellik kazandırdığını ifade ederler.
Güçlü Çocuk
Kendine yeten ve duygusal anlamda da güçlü olan çocuk, kendisinin ve dış dünyanın farkındadır. Dış dünyadaki konumunu bilir, oyun nesnesi olsa da olmasa da her anı oyunlaştırır. Her oyun davranışı kabul edilen ve yetişkin tarafından doğru yönlendirilen çocuk, kurallı oyunlarla beraber akranlarıyla daha iyi iletişim kurmaya ve akranları arasında kendini konumlandırmaya başlar. Çocuğun doğduğu andan itibaren bir sığınak bulma ve hayatı oyunlaştırma çabası onun yaşamdaki ilk savaşına girdiğini gösterir. Ya insanlara oyun aracılığıyla güvenmeyi öğrenir ya da kapalı kapılar ardında bir ömür boyunca her an güvensizliği tadar. Oynadığı oyunla kabul edilen ve desteklenen çocuğun özgüveni gelişir, benlik algısı güçlenir.
Becerikli İletişimci
Kişilerin karşılıklı bilgi, duygu ve düşüncelerini paylaşma sürecine iletişim adı verilir. Çocukla oynayan yetişkinin çocukla aynı anda “şimdi”de olabilmesi, çocuğa “ben iletişim kurulan değerli biriyim” mesajını verir. Sesine ses verildiğini öğrenen çocuk kendi sesini fark eder. Farklı ses tonlarına farklı anlamlar verebilme becerisinin desteklenmesi çocuğa kelimeleri olmasa da iletişim kurabileceğini öğretir. Oyun içerisinde sesini ve daha sonra da sözcükleri kullanmayı öğrenen çocuk oyunlarına anlam yükler, oyun aracılığı ile iletişim becerilerini güçlendirir.
Yetenekli Öğrenici
Oyun aracılığı ile çocuk diğerleri ve çevre ile iletişime geçmeyi öğrenir. Çocuk oyun sayesinde bağlantı kurar. Oyun, çocuğun dış dünyaya attığı bir çapa gibidir. Erken yaşlarda öğrenme ile oyun arasındaki bağ görünmez iken bir süre sonra çocuk öğrenirken oynamaya, oynarken öğrenmeye başlar. Hayal gücü ve yaratıcılığı desteklenen çocuk oyundan oyun çıkarmaya, kendi oyunlarını kendisi yaratmaya, kendi kurallarını kendisi belirlemeye başlar. “Mış gibi” oyunların bilişsel gelişime katkısı çok büyüktür. Pastel boyalarla arabaymış gibi, kavanoz kapağı ile tekerlekmiş gibi oynayan çocukların sembollerle düşünme ve soyut düşünme süreçleri gelişir.
Sağlıklı Çocuk
Sağlık ve oyun arasında çok güçlü bir ağ olduğu şüphesizdir. Sağlıklı çocuk, duygusal anlamda sağlıklı, büyüme ve gelişim evreleri desteklenen, güvende olan ve sağlıklı tercihler yapan anlamına gelir. Keşfetme ve girişim duygusunun temellerinin atıldığı bu dönemde çocuğun yaşadığı çevrenin çocuk üzerindeki etkisi oldukça büyüktür. Eğer çocuk, yaptıklarından sonra desteklenir ve övgü alırsa sosyal anlamda da sağlıklı bir çocuk olarak dünyadaki yerini bulur.
Kendine yetebilen, yeni ilişkilere hazır olan, keşfetmeye istekli ve meraklı olduğu bu döneme yetişkinlerin yapabileceği en büyük katkı, çocuğun ilgi alanlarını gözlemlemek, oyun aracılığı ile yaratıcılığını kullanabileceği uygun durumlar oluşturmak ve yeteneklerinin gelişmesine fırsat vermek olacaktır.
Oyunla kalın…