ve 21-22 öğretim yılı da kapanıyor. her öğretim yılı başında yeni yıla dair planlama ve çalışmaların konuşulduğu öğretmenler kurul toplantısından sonra başlar yıl. o yılın değerlendirildiği öğretmenler kurul toplantısı ile de biter. işin garibi onca yıldır hiç birinde farklı, işe yarayan, sahici bir problem tanımı ya da çözümü duymadım. peki bu yazıyı okuyan, önemseyen olur mu? pek sanmam ama kim bilir kelebek etkisi falan diyorlar…
bir biri ile sarmal olmuş sorunlar yerine temel olanlardan bahsetmek daha anlamlı bana göre. örneğin 1500-2000 mevcutlu okuldaki sorunları çözmek yerine maksimum 450-500 mevcutlu okul önermek gibi. kalabalık okulu öğretmeniyle, öğrencisiyle, velisiyle etkili, güvenli, verimli hale getirmek nerdeyse imkansızken 450-500 mevcutlu okulu başarısız, niteliksiz yapmak beceri ister. haklarını yemeyelim, maalesef böyle becerili yöneticilerimiz de az değildir.
konuyu biraz daha derinleştirelim anlamak için. ikili öğretim yapılan hatta sabah ortaokul öğrencilerinin, öğleden sonra ilkokul öğrencilerinin eğitim yaptığı okullar hala var ve sayıları da az değildir. genellikle şehir merkezindeki bu okullar aslında bir fabrika gibidir. hele okul giriş çıkışlarını bir gözlemleyin ne demek istediğimi görürsünüz. okulun bulunduğu caddedeki trafik bunun altını çizer zaten.
sınıflar tam eski sistem arka arkaya dizilmiş sıralardan ibarettir. sıkıcı yerleşimin yanı sıra sınıfta herhangi bir değişim, fark yaratman da mümkün değildir. koridorlar, bahçe karınca yuvasının ağzı gibi. koşanlar, düşenler, bu hengameye girmeye korkan çocuklar. bahçeye inene kadar biten tenefüsler…ne kadar pedagojik çağa uygun değil mi?
oysa şöyle olsa örneğin. bir sınıftan en fazla 3 şube olsa. sınıf mevcutları maksimum 24 olsa. normal eğitim olsa. çok amaçlı salonunda ses düzeni olsa. bahçesinde 300-500 kişilik tribünü, oyun alanı olsa, toprak alanıyla da. ağacıyla, çiçeğiyle. mahallenin okulu olsa. mahalleli kütüphanesinden, spor salonuna faydalanabilse. her sınıfta bir uzman öğretmen, okulda da baş öğretmen olsa. okul gelişim, denetimi için. velisiyle, öğrencisiyle, eğitim kadrosuyla yapılanın görüldüğü bir eğitim alanı olmaz mı bu alan? aslında köy okulları bu kapsamda en avantajlı olanlardır. ancak oralarda da ya okullar kapanmış ya da tek öğretmen sınırı vardır. ki bu alanda genişçe düşünülmesi gereken bir alandır.
olur olmasını da… şu an ki bir okuldan dört okul çıkarsa bu ekonomik olmaz diyen olacaktır eminim. peki her yıl dağıtılan sadece bir yıl kullanılan ders kitapları mı ekonomik. ya da niteliksiz, verimsiz, etkisiz hatta olumsuzlukların üretildiği durum mu ekonomik? eğitimde bir yıl daha biterken yeniden düşünmeye, yeniden temelden mi konuşmaya başlasak?