Okullarımız büyük bir hızla özelleşiyor ve her yıl daha fazla aile çocuklarının geleceğini “kurtarmak” için onları özel okullara gönderiyor. İşin şaşırtıcı yanı, biz şık binalara, pahalı okullara umut bağladıkça eğitim başarımızın hızla düşmesi.
Türkiye kısa zaman öncesine kadar devlet okullarının güçlü olduğu ve özel okulların parmakla gösterildiği bir ülkeydi. MEB verilerine göre 2010-2016 yılları arasında bile özel eğitim yatırımları oldukça yavaş seyretmiş hatta yüzde 5.3 ‘lük hızıyla genel ekonomik büyümenin altında kalmıştı.
Ancak 2015’te dershanelerin kapatılması kararıyla birlikte sektör hızlı bir dönüşüme girdi. Temel liselerle başlayıp özel okul teşvikleriyle süren uygulamalar, sektörü kökten değiştirdi.
Bugün okullarımızın geleceğinden ne bekleyebiliriz? Bu soruya cevap aramak için benzer deneyimlerden geçmiş bir ülkeye, Şili’ye göz atalım.
Şili Eğitimde Özelleşmenin En Çarpıcı Örneği!
Şili, eğitim sektöründe özelleştirmenin ve sonrasında yaşanan nitelik çöküşünün en çarpıcı örneğidir. 1970’lerde merkezi bir eğitim politikasıyla işe başlayan Pinoche yönetimi, 80’lerdeki mali krizlerle beraber büyük oranda Dünya Bankası’nın yönlendirdiği bir “eğitim reformu” planlar. Bu plana göre bir yandan devlet okulları yerel yönetimlere devredilirken bir yandan da özel okullar açılacaktır.
Amaç: Eğitimde fırsat eşitliği !
Programın başarısı ve “öğrenciler arasında fırsat eşitliğini sağlamak” amacıyla merkezi hükümet hem devlet okullarını hem de özel okulları destekleme kararı alır. Buna göre çocuklarını özel okullara gönderen her aile devletten belirli bir oranda destek alacaktır. Hükümetin destekleme duyurusu kısa sürede çok sayıda özel okulun açılmasına neden olur. Öyle ki 1980 yılında öğrencilerin yüzde 20’den azı özel okullara devam ederken 10 yıl sonra bu oran yüzde 40’ları aşar. Bu gelişmeyle devletin eğitim bütçesinde yüzde 30’a yakın küçülme de sağlanır.
Reform Önce Devlet Okullarını Vurur!
Ancak iktidarın fırsat eşitliği hedefine rağmen bu uygulama asla istenen amaca ulaşamaz ve temel bazı sorunlar doğurur. Bunlardan ilki devlet okullarında yaşanan nitelik kaybıdır. Eğitim düzeyi yüksek aileler, çocuklarını özel okullara gönderince, devlet okulları önce iyi öğrencilerini sonra da iyi öğretmenlerini kaybeder. Devlet okulları yoksul ve başarısız öğrencilerin devam ettiği kurumlar haline gelir.
Sonra Özel Okullar Etkilenir!
Öte yandan özel okulların da durumu çok parlak değildir. Bu okullar bulundukları semte, veli profiline, markalarına ve ücretlerine göre kendi aralarında sınıflara ayrılmıştır. Yüksek gelirli ailelerinin çocukları iyi bir eğitime ulaşırken; özellikle küçük kentlerde, eğitim ve gelir düzeyi düşük ailelerin çocukları, başarısız küçük özel okullara gitmekte üstelik üstüne para vermektedir.
Özel Okullar Kendi Aralarında Sınıflanır
Bir süre sonra dersleri zayıf öğrencilerin devam edebileceği akademik olarak “hafif” özel üniversiteler de kurulur. Böylece herkesin gelir seviyesine bağlı bir akademik yol çizilir!
İyi özel okullara ulaşabilme neredeyse sınıfsal bir olgu haline gelmiş, eğitim kalitesi okuldan okula, bölgeden bölgeye büyük farklılık göstermeye başlamış ve yükseköğrenime geçişte fırsat eşitliği ortadan kalkmıştır.
Üstelik Bunlar Freire’nin Şili’sinde Yaşanır
En ironik olan ise bütün bunların Paoulo Freire’nin 1969 yılına kadar eğitimde eşitlik konusunda dünyaya ilham verdiği ve Ezilenlerin Pedagojisi’ni kaleme aldığı ülkede gerçekleşmesidir. Şili, toplumcu eğitimden, herkesin parası kadar hizmet alabileceği bir modele savrulurken dünyaya eğitim özelleştirmesinin en çarpıcı örneğini verir.
Özelleşme Eğitimin Niteliğini Kökten Bozar
Şili’de bu süreç yaşanırken ailelerin büyük bölümü ‘devletin iyi eğitim yaratmak’ istediğinden emindir. Aileler de daha iyi eğitim istemektedir. Bütçelerini zorlayarak çocuklarını özel okullara göndermek için didinmeleri bu yüzdendir. Oysa;
- Özel okul taleplerinin devlet eliyle yönlendirildiğini fark etmezler.
- Devletin küçülen eğitim bütçesinin bireylerin sırtına yüklendiğini hesaplayamazlar.
- Özel okul sayısındaki orantısız artışla eğitimdeki bozulma arasındaki bağı sezemezler.
- Toplum özel eğitimi tercih ettikçe sosyal dengelerin bozulacağını; nitelikli öğretmenlerin, eğitimde devlet birikiminin kaybolacağını anlayamazlar.
Peki ya sonuç?
Sonuç olarak Şili kendini bir daha asla düzelmeyecek bir niteliksiz eğitim batağında bulur. Gelen her hükümet sistem değişikliğine sözleri verse de yapılan reformlar küçük değişikliklerin ötesine geçemez.
Ve … Şili Freire’nin tohumlarını attığı toplumcu ve nitelikli eğitimi kendi eliyle bozan bir örnek olarak dünya eğitim tarihinde yerini alır.
- Eğitimde Özelleşme Nereye Gider? Şili Deneyimi
- Çocuğunuzu Özel Okula Göndermeden Önce Bilmeniz Gereken 5 Madde!