İç içe geçme travması kavramını duydunuz mu? Son zamanlarda adını giderek daha çok duyduğumuz iç içe geçme travması, sınırları olmayan bir aile sistemlerinde yetişmiş çocukları ifade etmek için kullanılan bir terimdir. İç içe geçmiş bir ailede, ebeveynler veya bakım veren kişiler, çocuğun duygusal olarak bağımsız olmasına izin vermez ve çocuklarının kendi ihtiyaçlarından çok ebeveynlerinin ihtiyaçlarına odaklanmasını isterler.
Ebeveyn ve çocuk rollerinin iç içe geçme süreci, çocuğun özerkliğine zarar verir. Her zaman bir başkasının, özellikle de sorumluluğu çocuğuyla ilgilenmek olan bir ebeveynin odaklandığında, çocuk/genç kendi ihtiyaçlarına yönelemez, isteklerini fark edemez.
İç içe geçmiş bir aile, sağlıklı bir ebeveyn-çocuk ilişkisine izin vermez. Ebeveyn, ihtiyaçlarının karşılanmasına alışarak büyüyebilir ve bu da onların aşırı korumacı, kontrolcü ve müdahaleci olmalarına yol açabilir. Ebeveyn, her zaman çocuğunun yanında olması gerektiğini iddia ederek yalnız kalmakta zorlanabilir. Sınırlar bu şekilde bulanıklaştığında çocuk, ebeveynlerine bakmaktan başka seçeneği olmadığını hissedebileceği bir duruma düşer. Böyle yetişmiş çocuklar;
- Kendileri için nasıl bir hayat istediklerini hayal edemez,
- Hayatlarını ilgilendiren önemli kararları alamaz ya da kendilerini suçlu hisseder,
- Kendi özellikleri, yetenek, ilgi ve yönelimlerini tanımaz,
- Karar alabilmek için ailelerinin tam desteğine ihtiyaç duyar,
- Çoğu ileri yaşlarda dahi aileleri ile birlikte yaşar,
- Ailenin genel duygusal havasından çok etkilenirler.
İç İçe Geç Travması Belirtileri :
- Fiziksel ve duygusal olarak sınır koyamamak,
- Bağımsızlık zorluğu, sürekli onay arayışı,
- Başkalarının davranışlarından, düşüncelerinden, duygularından veya refahından sorumlu hissetmek,
- Kişisel alan veya kimlik eksikliği,
- Başkalarıyla aşırı ilgilenmek,
- Sınır koymaktan, farklı bir fikre sahip olmaktan ya da size en uygun olanı seçmekten dolayı utanç ya da suçluluk hissetmek
- Sürekli olarak başkalarının istek ve ihtiyaçlarını kendi istek ve ihtiyaçlarının önüne koymayı seçmek
- Çatışmadan kaçınma eğilimi
İç İçe Geçme Travmasında İyileşme Mümkün mü?
Eğer iç içe geçme travmasından kaynaklanan işlevsiz kalıplardan herhangi biriyle özdeşleşebilirseniz, bu kalıpları unutabileceğiniz ve daha sağlıklı bir yaşam tarzı geliştirebileceğiniz yollar vardır.
Sağlıklı sınırlar belirleyin.
Başlamak için başkalarıyla nasıl uygun sınırlar oluşturacağınızı ve sürdüreceğinizi öğrenmeniz gerekir. Sınırlar, benlik duygunuzu korurken, başkalarına yakın ve bağlı hissetmenizi sağlar. Bu, ihtiyaç ve istekleriniz konusunda net olmanız ve huzuru bozsa bile düşünce ve duygularınıza saygı duymanız anlamına gelir.
Kim olduğunuzu keşfedin.
Hayatınızın büyük bir kısmı başka birinin etrafında dönerek geçti, artık dünyayı bağımsız olarak keşfetmenin zamanı geldi. Kim olduğunuzu, neyi sevdiğinizi ve neyi sevmediğinizi öğrenin. Kendinize hedefler belirleyin. Kendinize olan güveninizi artırın. Kişisel keşfinizde fikir sahibi olabilir, değerlerinize öncelik verebilir ve çıkarlarınıza en uygun kararlar verebilirsiniz.
Kendinize şefkat gösterin.
Bu uygulamaların çoğu sizin için yeni olacaktır. Kendinize odaklandığınız veya ailenize sınırlar koyduğunuz için suçluluk hissedebilirsiniz. Kendinize karşı sabırlı ve nazik olmayı unutmayın. Kişisel bakım bencillik değildir.
Bu makale ilginizi çektiyse “Ya İnandığın Hikaye Senin Hikayen Değilse…” adlı yazımıza da göz atabilirsiniz.