Ebeveyn olmak konusunda ne kadar deneyimli olursanız olun çocuklarla geçirdiğiniz her gün çocuk yetiştirmekle ilgili yeni şeyler öğrenebilir, ebeveynlik sınırlarınızı yeniden çizebilirsiniz. Sınırlarınızın zorlanması için çok sıra dışı şeylerin olması da gerekmez: Çocuklar gündelik hayatın en basit, en sıradan anlarında bile sizi sınamak üzere programlanmışlardır ve bu konuda sabırları sizinkinden çok daha fazladır.
Bu yazıda sizlere ebeveynlerin kolaylıkla içine çekildiği bazı gündelik çocuk yetiştirme tuzaklarından söz etmek istiyoruz. Bu tuzaklar, gelişim, çocuk psikolojisi gibi konuları bilen anne babaların bile farkında olmadan kontrolü çocuklarının ellerine bıraktığı bazı davranışlardır. Ebeveynlik tuzakları adını verdiğimiz bu davranışlar özellikle de günlük hayatın karmaşası içinde yorulduğumuz, bunaldığımız, dikkatimizin dağıldığı anlarda karşımıza çıkar; ailenin kültürüne ve anne baba tutumlarına göre farklı şekillerde ortaya çıkar.
Bu Sadece Bir Dönem
Bu tuzaklardan ilki ve belki de en çok rastlananı çocuğun sergilediği olumsuz davranışların sadece içinde bulunduğu yaş dönemiyle ilgili olduğunu düşünmek ve bahaneler bulmaktır. Anne baba aslında çocuğun tutumunun sorunlu olduğunu, böyle davranmaması gerektiğini içten içe bilir. Bununla birlikte hangi tutumlarının, hangi sözlerinin böyle bir sonuca yol açtığını ve bu durumda ne yapılması gerektiğini bilemez.
Çocuğun tavrının kendiliğinden yok olmasını ummak –çatışmaların engellenmesi için- en iyisidir. Bu durumlarda pek çok aile çocukları adına bazı gelişimsel mazeretler üretir. 3 yaş krizi, 4 yaş öfkesi gibi adlarla ya da bu sadece çocuğun bir dönemi gibi sözlerle çocuğunun tepkisini olağanlaştırır.
Bazı durumlarda çocuğun davranışı gerçekten yaş dönemiyle sona erecek olsa da hem ne kadar süreceğini hem de çocuğun bu tavrı geleceğe taşıyıp taşımayacağını belirleyecek şey anne baba tutumudur.
Bu nedenle çocuğun davranışlarına yaş dönemine göre değil, davranışın içeriğine göre tepki vermek önemlidir. Çocuğun iyi davranışını fark etmek ve övmek, olumsuz davranışına sınırlar koymak ve uyarmak sonuç almayı kolaylaştıracaktır.
Bunu Beni Kızdırmak için Yapıyor
Çocuğunuza alışverişe gideceğinizi ve hazırlanması gerektiğini söylediniz. Bunu bir kaç kez tekrar ettiniz ama çocuğunuzu harekete geçiremediğiniz ya da çocuğunuz yemek masasında küçük ekmek parçalarını aşağıya atıyor ve siz bir kaç gündür bu davranışı yapmamasını istiyor ama sonuç alamıyorsunuz. İçten içe çok kızgınsınız. Bütün uyarılarınıza rağmen sizi dinlememesini çocuğunuzun sizi kızdırmak istemesine bağlıyorsunuz. Size göre çocuğunuz aslında sizi kızdırmak, sizden öcünü almak için böyle davranıyor.
Anne ya da babanın böyle düşünmesi de bir ebeveynlik tuzağıdır ve çocuğunun davranışını yanlış anlamasına neden olabilir. Çünkü büyük olasılıkla çocuğunuz sizi kızdırmaya değil sadece kendisini ifade etmeye ve dikkatinizi çekmeye çalışıyordur. Eğer davranışını sizi kızdırmak için olduğuna inanırsanız çocuğunuzun duygusal ihtiyaçlarını görmezden gelir ona yardımcı olamazsınız. Öte yandan bu inanç çocuğunuza giderek öfkelenmenize de neden olacak bu da ilişkinizi zedeleyecektir.
İstediğim Oluncaya Kadar Vazgeçmem
Bir başka ebeveynlik tuzağı tırmandırmadır ve genel olarak aile içinde isteklerin gerçekleşmesi için direniş ve tepkilerin tırmandırılmasının gerekli olduğuna dair bir inanç yaratır.
Tırmandırma tuzağı iki şekilde gerçekleşir. İlkinde durumu çocuklar tırmandırır. Örneğin çocuğunuz sizden bir şey ister. Yemekten önce yenecek bir çikolata, arkadaşlarında geçirilecek bir gece ya da bir oyuncak. Siz bunu yapamayacağını söylersiniz. Çocuğunuz da bacaklarınıza sarılarak mızıldanmaya, ağlamaya, ısrar etmeye başlar. Siz bütün sabrınızı toplayarak olmayacağını söylersiniz. Çocuğunuz da giderek daha yükselen bir gerilimle yalvarmaya hatta yüksek sesle ağlamaya belki kendini yerlere atmaya başlar.
Çaresiz kalırsınız. Ne kadar direnirseniz direnin çocuğunuz sizden daha inatçı çıkar. Sabrınız biter, çocuğunuzun susturup sakinleştirmenin başka yolu yok gibi gözükmektedir. Günün geri kalanını kurtarabilmek uğruna çaresizlikle isteğini kabul edersiniz.
Mesaj: Ağla, Bağır, Kazan
Bu deneyimin sadece bir iki kez yaşanması bile çocuğunuza bir mesaj verir: Eğer bir şey istiyorsam annem babam en başında hayır dese de istediğimi elde edebilirim, tek yapmam gereken giderek daha fazla tırmandırarak ağlamak, bağırmak, başka insanların da dikkatini çekecek şekilde davranmaktır.
Böyle bir çıkarım yapan çocuk ister istemez daha sonraki Hayır yanıtlarında aynı stratejiyi kullanacak ve istediğini elde edinceye kadar ağlamaya, bağırmaya devam edecektir.
Tam Tersi de Geçerli
Bazen de tırmandırma tam tersi yönde gerçekleşir ve çocuk anne babasına isteklerinin ancak belirli bir tırmandırmadan sonra gerçekleşeceğini gösterir. Örneğin anne çocuğuna televizyon izlemeyi bırakmasını söyler. Çocuk hiç bir tepki vermez. Az sonra anne biraz daha tepkili şekilde televizyonun önünden kalkmasını söyler. Çocuk tamam der ama yine hareket etmez. Anne ancak çok yüksek sesli ya da öfkeli şekilde çocuğunu uyardığında çocuğunun davranışını değiştirebilecektir. Çocuk annesi sesini gerçekten yükseltmeden bir şey yapmamayı öğrenmiştir.
Tırmandırma stratejisinin belki de en kötü sonucu hem çocuğun hem de ebeveynin istediklerini sadece bağırarak, ısrar ederek yaptırabileceklerine inandırmasıdır. Doğal olarak bu ebeveyn çocuk ilişkisinde ciddi bir gerginliği neden olur. Ebeveyn daha bir şey istemeden sinirlenmeye, çocuk ise en küçük isteğinde bile ısrar etmeye, mızıldanmaya başlayacaktır.
Peki, Ebeveynler İsteklerini Nasıl İfade Etmeli?
- Tırmandırma davranışını engellemenin tek yolu kurallara, sınırlara bağlı kalmanızdır. Çocuğunuz ne kadar ısrar ederse etsin sonucu değiştiremeyeceğini anlarsa davranış rutini değişmeyecektir.
- Eğer çocuğunuz bir kere ağlayarak, ısrar ederek istediklerini yaptırmaya başlamışsa anne babanın tutarlı ve sakin olması ve rutini değiştirmeye çalışması daha da önemlidir.
- Çocuğunuzun bir şey yapmasını istiyorsanız mutfaktan, oturduğunuz yerden, yatak odasından ya da bilgisayar başından seslenmemeniz önemlidir.
- Isteğinizi sakin ve kendinizden emin bir şekilde ifade etmeniz çocuğunuzun sizi fark etmesini sağlayacaktır.
- Çocuğunuza işini bitirmesi için süre vermelisiniz. Çizgi film izleyen bir çocuk, siz söyler söylemez izlediği şeyin ortasında ekranın başından kalkamaz. Oyun oynayan çocuk hemen oyununu bırakamaz. Çocuğunuza elindeki malzemeden kendi kendine ayrılması için alan tanımalısınız.
- Çocuğunuz kendisine ayrılan sürede tepki vermezse sesinizi yükseltmeden, yanına giderek belki sırtına ya da omuzuna dokunarak isteğinizi tekrarlayın.
- Eğer çocuğunuz istediğiniz tepkiyi verirse sizde ona olumlu şekilde bir bildirim yapın. Gülümseyin, saçını okşayın ya da teşekkür edin.
- Ancak ikinci, üçüncü uyarıya rağmen tepki vermiyorsa yaptırım uygulayabilirsiniz.
Kaynak:
Matthew H. Pouseın “3 Common Parenting Trap” adlı makalesinden çevrilmiştir.