Son dönemlerde özellikle Batıdaki eğitimciler sınıflarda üçüncü öğretmenin varlığından söz ediliyor. Üçüncü öğretmen kim olabilir? Sınıfa yeni girecek bir eğitimci mi? Sınıf dışında çocuğu destekleyecek ve öğrenmesini kolaylaştıracak bir eğitim danışmanı mı? Hiçbiri değil!
Üçüncü öğretmen kavramı, öğretmenin ve anne-babanın yanı sıra çocuğun öğrenmesine en çok etkide bulunan bir faktörü tanımlamak için kullanılıyor: Sınıfı.
Çünkü doğru bir şekilde tasarlandığı ve özellikle duvarları doğru bir şekilde eğitici görsel malzemelerle zenginleştirildiği zaman sınıf, öğrencinin öğrenmesini destekleyen en önemli araçların başında geliyor.
Duvarları eğitici görsellerle donatılmış, panolarla desteklenmiş, sıcak renklerle hazırlanmış, öğrencilere oturma ve çalışma alanları konusunda seçeneklerin sunulduğu esnek ve kucaklayıcı bir fiziksel ortamı olan sınıflar çocukların öğrenmesini destekliyor. Hatta İngiltere’de yapılan bir çalışma kriterlere dikkat edilerek tasarlanan bir sınıfta öğrenmenin %16’lara kadar yükselebileceğini gösteriyor.

Aslında Yeni Değil!
Öte yandan deneyimli eğitimcilerin bildiği gibi sınıfı sadece fiziksel bir mekan olmanın dışına çıkartıp, öğrenmeyi destekleyici bir faktör olarak görmek yeni bir yaklaşım değil. Reggio Emilia ve Montessori gibi eğitimcilerin yaklaşımlarında sınıf ve içindeki malzemeler, uygulanacak eğitim felsefesinin temel taşını oluştururlar.

Sınıf Öğretmenin Sözsüz Dilidir
Peki sınıfı tasarımı neden böyle önemli? Nasıl oluyor da bir panonun, sınıf duvarının kullanım biçimi öğrencilerin bilgi alışını böylesine etkiliyor?
Bunu anlayabilmek için gelin önce siz kendi sınıf duvarlarınızı gözden geçirin. Sınıf duvarlarınızda nasıl görseller asılı? Duvarınız öğrencilerinize nasıl bir mesaj veriyor? Daha önemlisi, dışarıdan bir gözle baktığınızda duvarlarınız sizin hakkında neler söylüyor?

Duvarlarınızda;
- Bir öğretmen olarak eğitime ve konulara yaklaşımınızın ipuçlarını görebiliyor musunuz?
- Duvar ve panolarınız hayata ve bilgiye dair inançlarınız, değerleriniz, sınıf içindeki öncelikleriniz hakkında neler söylüyor?
- Öğretmen olarak kullandığınız ifadeler, öğrencilerinizle olan ilişki biçiminiz, öğretme eğiliminize dair işaretleri görebiliyor musunuz?
- Duvarlarınız sizi mi yoksa öğrencilerinizin merakını, bilgisini, araştırmasını mı yansıtıyor?
- Duvarlarınızda sınıfın tüm öğrencileri kendilerine yer bulabiliyorlar mı? Yoksa belirli bir grup öğrenci kendisini duvarlar konusunda ayrıcalıklı hissediyor mu?
Bu soruların yanıtları sizin sınıfınıda uyguladığınız eğitim tekniği ve sınıf iklimini hakkında önemli yanıtlar veriyor. Örneğin kendileri görel eğilimli olan öğretmenler, görsel malzemeleri kullanmaya daha fazla eğilimliyken; daha bilişsel olan öğretmenlerin neredeyse hiç görsel materyal kullanmadıkları farkedilebiliyor. Ya da sergilemede kimin kararlarının uygulandığı, öğretmenin demokratik kişiliği konusunda ipuçları verebiliyor.

Duvarlarınız Öğretmenin Sesi Olmasın!
İşin özeti sınıf duvarlarına, panolara koyacağınız malzemeler öğrencilerinize ‘Bu bizim sınıfımız, burada hep birlikte eğlenip, hep birlikte öğreneceğiz’ demenin en güçlü yollarından biri!
Bazı sınıfların duvar panoları öğretmenlerin sesidir. Öğretmenlerin önceliğini, ilgilerini ve dillerini yansıtır. Duvarlarınızın ne kadar sizi, ne kadar öğrencilerinizin öğrenme macerasını yansıttığı da sınıftaki demokratik iklim, iletişim ve işbirliği hakkında ipuçları verecektir. Öğrencilerin kendilerinin yansımalarını gördükleri duvarlar onların sınıflarını benimsemelerini arttıracaktır.

Hazır Görseller Öğrencileri Yansıtmayacaktır!
Eğer kullanılan görseller satın alınmış hazır malzemeler olursa o zaman da öğretmenin öncelikleri hakkında bilgi verecektir. Satın alınmış görsellerde öğrencileri kendilerine ait parçalar bulamaz; görsellerle kendilerini örtüşemezler.
Hazır görsellerin olduğu sınıflarda da en azından küçük bir bölümün öğrenci çalışmalarına ayrılması çok önemlidir. Yoksa, kullanılan eğitim malzemesi öğreciler tarafından giderek farkedilmez hale gelir, kanıksanır.

Duvar Öğrencilerin Tümünü Yansıtmalıdır
Sınıf duvarlı ya da pano hazırlarken öğretmenler el yazısı güzel olan, kompozisyonu iyi olan ya da notları yüksek olan öğrencilere öncelik vermeyi tercih ederler.
Oysa sınıf duvarları herkesindir. Yıl boyunca hep aynı öğrencilerin seslerinin duyulması, diğerlerinin ise hiç duyulmaması öğrencilerde bir ayrımcılık duygusuna neden olacaktır. Sınıfın en az 1 ya da 2 bölümünde tüm öğrencilerin işlerinin sergilenmesi ve bu sergilemede akademik bir sıralama kriteri kullanılmaması önemlidir.
Ortak çalışmayla yapılan çalışmalarda da bütün öğrencilerinizin katkısının gözle görülür şekilde belirgin olması, onların sınıf içi güvenini arttıracaktır.

Neyin, nasıl sergileneceğine öğrencilerin karar vermesi sınıf iklimini değiştirecektir
Eğer duvar ve panolarda hangi bilginin, nasıl sergileneceği kararı öğrencilerle birlikte alınırsa ve sergileme onlarla birlikte yapılırsa sınıfın ikliminde ve öğrencilerin aidiyet duygularında büyük gelişme sağlanacaktır.
Öğretmenin her sergilemeyi proje olarak ele alması, tüm öğrencilere sorumluluk vermesi ve karar sürecini demokratik bir şekilde yürütmesinin öğrencilerin sosyal gelişimine de katkısı büyük olacaktır.

Duvarın Bir Bölümü Öğrencilere Ayrılmalıdır
Özellikle küçük sınıflarda duvarın bir bölümünün çocukların fotoğraflarına, doğum günü, sevdiği şeyler, ilgileri gibi kişisel bilgilere ayrılabilir. Bu çalışma öğrencilerin sınıflarını, öğretmenlerini benimsemesini kolaylaştıracaktır.
Benzer şekilde duvarın bir bölümü çocukların beklentilerini, hayallerini ya da gelecek planlarını da yansıtabilir. Her öğrencinin seçtiği mesleğin giysisiyle resmedilmesi, geleceğe dair hayalinin, en çok sevdiği oyuncağının belirtilmesi sınıf iklimine büyük katkıda bulunacaktır.

Sergilenen Görsellerle O Dönemde İşlenen Konu Arasında Bağlantı Olmalıdır
Duvarlardaki görsellerin çok uzun zaman önce işlenmiş bir konuya ait olmaması, sıklıkla güncellenmesi de önemlidir. Genellikle sınıf görsellerini eğitim yılının ilk günlerinde sık sık yeniler ancak günler ilerledikçe hızımızı yitiririz.
Görsel malzemeler sınıfın süsü değil, eğiyim faaliyetinin temel bir parçasıdır. Bu nedenle le kadar ço güncellenirse öğrenme sürecine o kadar çok katkıda bulunacaktır.