Anaokulunun kapısında şaşkın, üzgün hatta ağlamaklı bir anneler grubu bekliyor. Az önce okulun en kıdemli öğretmeni tarafından kendilerine ‘artık çocuklarını sınıfta yalnız bırakmaları gerektiği’ söylendi! Şaşkın ve kırgınlar… Biraz kendilerini kapı dışarı eden öğretmene biraz da bu ayrılışı kendileri kadar dramatik algılamayıp, hemen oyuna dalan çocuklarına. Çünkü çoğu kendilerini çocuklarına adamış tek çocuk anneleri.
Doğdukları günden itibaren, çocukları için en iyisini yaparak, her şeyin en iyisini alarak, en doğrusunu öğreterek geçirdiler günlerini. O yüzden seçtikleri anaokulundan da aynı şeyi bekliyorlar. Çocuklarının ne kadar özel olduğunun fark edilmesini! İşte tam o anda hepsini rahatlatacak bir şey gerçekleşiyor. Bip sesleri ya da küçük melodilerle tüm annelerin elleri telefonlarına gidiyor. Ve whatsapp’larına ilk fotoğraflar düşmeye başlıyor! Çünkü gün boyunca, çocuklarının okulda geçireceği her saat için en iki fotoğraf paylaşma sözü vermiş seçtikleri anaokulu!
Kim Daha Kaygılı? Çocuk mu Anne mi?
Hadi itiraf edelim: Tek çocuk ebeveynleri diye özel bir kuşak yaratıldı son yıllarda. Bu unvana sahip ebeveynlerin ortak özelliği ise ellerindeki maddi, manevi tüm kaynakları çocukları için kullanmaları. Yani onların çocukları “biraz daha özel”.
Bu durum, tek çocukların okula başlarken de yaşıtlarından farklı deneyimler yaşamasına neden oluyor. Örneğin bazı tek çocuk anneleri için okula başlama, kendilerini çocuklarına adadıkları günlerin sona ermesi anlamına geliyor. Böyle örneklerde, çocuktan çok annenin duygusal tepkisine, öğretmene karşı güvensizliğine ya da okuldaki her anı inceden inceye denetlemek istemesine şahit oluyoruz.
Öte yandan, tek çocuklu ailelerin akademik beklentileri de yüksek. Pek çok ailenin tek çocuk tercihi, çocuklarına bir çeşit proje olarak yaklaşmalarından kaynaklanıyor. Bunun sonucu olarak ise çocuğun eğitimine odaklanmak yerine, ebeveynlere ‘show’ yapmayı seçen, eğitim faaliyetlerini aile beklentilerine göre düzenleyen yeni bir tür okul ve yönetici profili karşımıza çıkıyor.
Asıl Sorun Sınıfa Uyum
Oysa eğitim hayatına adım atan tek çocukları daha ciddi zorluklar bekliyor. Bunların başında da sessiz, sakin evlerde yetişmiş ve tüm dikkatin kendi üzerlerinde olmasına alışmış tek çocukların kalabalık sınıflarda hayatta kalmayı öğrenmesi geliyor. Evlerinde her zaman ilgi odağı olmuş, sözleri dinlenmiş, onaylanmış, ebeveynlerinden merak ettikleri konusunda doğrudan destek almaya alışmış tek çocuklar, bütün öğrencilerin aynı anda konuştuğu, tartıştığı, öğretmenin dikkatinin tüm öğrencilere bölündüğü kalabalık sınıflarda kendilerini ifade etmeyi öğrenmek zorunda kalıyorlar.
Başarı Rastlantı Değil!
Ancak, bu yeni koşullara bir kez uyum sağladıktan sonra tek çocukların çoğu akademik olarak başarılı öğrenciler haline geliyorlar. Hedefledikleri sonuçlara ulaşabilmek için ellerinden gelenin en iyisini yapıyor, hedefe ulaşıncaya kadar vazgeçmeden çalışıyorlar. Yine de tek çocukların kişilik özellikleriyle diğer öğrencilerden farklı olduklarının altını çizmeliyiz. Örneğin grup içinde ortak karar almak, çevresindekilere fikirlerini açıklamak tek çocuklar için kardeşli büyümüş olan öğrencilere göre daha zor. Tek çocuklar çatışmalı durumlardan ya da seslerin yükselmesinden de rahatsızlık duyuyorlar. Çoğu zaman grup çalışmalarından çok bireysel alanlarda kendilerini gösteriyorlar. Bununla birlikte sahip oldukları özgüven sayesinde kendilerini rahat ifade eden, öğretmenleriyle kolay iletişim kuran çocuklar oluyorlar.
Peki Ya Arkadaşlık İlişkileri?
Tek çocuğun okul uyumunu etkileyecek bir başka zorluk ise arkadaş edinme sürecinde kendini gösteriyor. Tek çocuklar, genel inanışın tersine bencil değil paylaşma açık, sevecen arkadaşlar oluyorlar. Buna rağmen, kolay arkadaş edindikleri söylenemez. Genellikle, kalabalık arkadaş gruplarından kolay sıkılıyor, bir süre sonra özel alanlara ihtiyaç duyuyorlar. Yine bebekliklerinden başlayarak çok sevilerek büyütüldükleri için sözlerinin kesildiği, fark edilmedikleri, öne çıkmadıkları sosyal ortamlarda bulunmak istemiyorlar. Bu sebeple okula başlayan tek çocukların arkadaşlarıyla ilişkilerini dikkatli gözlemlemek gerekiyor.
Oysa arkadaş edinmek önemli; çünkü genellikle sadece bir sosyalleşme basamağı olduğunu düşündüğümüz iyi arkadaşlar edinme; çocuğun okuluna bağlanmasının, akademik başarı göstermesinin desteklerinden birisi olarak karşımıza çıkıyor.
İşte göz bebeklerimiz, tek çocuklarımız okul adım atarken bilmemiz gerekenlerden bilgilerden bazıları. Üstelik bunları bilmesi gerekenler sadece anne babalar da değil. Çünkü tek çocukların davranışsal özellikleri önümüzdeki yıllarda eğitim hayatının en önemli konularından birisi olmaya da aday.