Son dönemde yapay zekanın hızlı yükselişinin, günlük hayatımızda, özellikle de ekonomik ve kültürel boyutlarda köklü değişimler yaratacağından artık hepimiz emin gibiyiz. Çok kısa süre içinde e-posta ya da cep telefonu uygulamaları kadar yaygın şekilde kullanmaya başlayacağımız yapay zeka, günlük hayatımızın bir çok yönünü değiştirecek. Peki ama eğitimciler açsından yapay zekaya nasıl değerlendirilmelidir? Öğretmenler olarak sınıfta yapay zekaya nasıl yaklaşmalıyız?
Yapay Zeka Nedir?
Yapay zekanın eğitim alanındaki işlevine bakmadan önce gelin bu yeni teknolojiyi ana hatlarıyla tanımlamaya çalışalım.
Yapay zeka, insanın bilgi ve bilinci ile gerçekleştirdiğimiz görevleri makinelerin yürütmesini sağlayan bir teknolojidir. Yapay zeka destekli programlar karar verebilir, soru yanıtlayabilir, konuşma dilini anlayıp taklit edebilir ve “yapılandırılmamış” verilerden yeni bilgiler üretebilir.
2022 sonbaharında kullanıma sunulan Chat GPT birçok insanın ilk defa bilinçli olarak yapay zeka kavramı ile tanışmasını sağlamıştı. Oysa ki yapay zeka araçları yıllardır iletişim sektöründe kullanılıyor ve pek çoğumuz daha önce de defalarca yapay zeka uygulamalarından faydalandık. Mesela bilgisayarınızda satranç oynadıysanız, Siri veya Alexa gibi sanal asistanlara danıştıysanız veya sosyal medyada gezindiyseniz zaten yapay zeka ile etkileşimde bulunmuşsunuzdur.
Eğitim Desteği mi? Milyon Dolarlık Bir Pazarın Ürünü mü?
Şunun altını çizmeliyiz. Yapay zeka ürünleri ağırlıklı olarak ticari firmalara ve iş dünyasına yönelik ürünlerdir. Bununla birlikte özellikle son yıllarda giderek ticarileşerek bir “sektör” haline gelen eğitim hizmetleri de bilişim firmalarının oldukça ilgisini çekmektedir. Bazı öğretmenler yapay zeka uygulamalarını şimdiden sınırlarına taşımış olsa da bu uygulamaları fazla teknolojik bulan ve uzak duran öğretmenlerin sayısı da oldukça yüksektir.
Ancak -özellikle de öğrencileri büyük bölümünün ekran bağımlısı olduğu gerçeğinden yola çıkarsak- geleneksel öğrenme ve eğitim süreçlerini dönüştürme ve sınıflarımızı daha ilgi çekici mekanlar haline getirme potansiyeli olduğu gerçektir. Yapay Zeka, çok ilgi çekici sanal öğrenme ortamları oluşturabilir. Akıllı içerikleri dakikalar içinde üretebilir. Engelli öğrencilere daha kolay erişmemizi sağlayabilir. Ayrımcılık yapmaz. Bilgiyi kişiselleştirebilir. Öğretmen ve öğrencisi arasındaki duygusal ve psikolojik engelleri ortadan kaldırabilir.
Yapay Zeka uygulamalarının bir bölümü ise doğrudan öğretmenlere hizmet vermek amacıyla tasarlanmıştır ve öğretmenlerin günlük kağıt işlerini ve idari yüklerini azaltmayı amaçlamaktadır. Bu uygulamalar şimdiden öğretmenlerin dikkatini çemiştir.
Peki ama yapay zeka gerçekten eğitimi dönüştürebilecek mi? Öğretmenler yapay zeka uygulamalarının eğitime katkısı konusunda neler düşünüyor? Ekim 2023’te Forbes Advisor, ABD’nin dört bir yanından 500 eğitimciye sınıftaki yapay zeka deneyimleri hakkında bir anket gerçekleştirdi. Birbirlerinden farklı kariyer deneyimlerinden gelen öğretmenler, verdikleri yanıtlarla yapay zeka uygulamalarının eğitim açısından bulunduğu nokta açısından bize önemli bir fotoğraf sunuyor.
1. Sizce Yapay Zeka sınıftaki öğretme sürecinizi nasıl etkiledi?
Forbes Advisor’ın anketine yanıt veren öğretmenlerin yarısından fazlası yapay zekanın öğretme ve öğrenme süreci üzerinde olumlu bir etkisi olduğuna inandıklarını söylüyor. Olumsuz yanıt verenlerin sayısı ise katılımcıların 5’te 1’nden daha az.
Araştırma verilerine göre eğitimcilerin yaklaşık %60’ı sınıflarında yapay zeka kullanıyor ve özellikle öğretmen ve öğrenci desteğine yönelik yapay zeka araçlarının popülaritesi giderek artıyor. Forbes anketi, aynı zamanda genç öğretmenlerin bu araçları daha çok benimsediğini ve özellikle 26 yaş altındaki katılımcıların en yüksek kullanım oranlarını bildirdiğini ortaya çıkarıyor.
2. Öğretmenlik rolünüzü zenginleştirmek ve daha iyi öğretmek için yapay zeka uygulamalarını sınıfınıza entegre ettiniz mi?
Bu soruya eğitimcilerin yarıdan fazlası (%60.08) olumlu olarak yanıt verirken, %35 gibi göz ardı edilmeyecek bir oranda öğretmen de bu soruyu olumsuz olarak yanıtlıyor. Ayrıca öğretmenlerin %4’ü Emin Değilim şeklinde yanıtlarken %1’lik bir bölüm de bu soruyu yanıtsız bırakıyor.
3. Eğitim ortamlarında en çok karşılaştığınız yapay zeka tabanlı araç ve uygulamalar nelerdir?
Peki öğretmenler sınıflarında en çok hangi uygulamaları kullanıyorlar. Özellikle ilköğretim düzeyindeki okullarda görev yapan öğretmenlerin büyük bir bölümü sınıflarında bilgiyi oyunlaştıran yapay zeka uygulamalarını tercih ettiklerini belirtiyorlar. Bunların başında duolingo, creativefabrica gibi çok erişimli uygulamalar yer alıyor.
4. Yapay Zeka uygulamaları konusunda sizi en çok neler endişelendiriyor?
Yapay zekanın sınıfta benimsenmesi hızlandıkça öğretmenlerin bu teknolojileri doğru ve etkili şekilde nasıl kullanacakları konusunda düşünmeleri gerekiyor. Akademik sahtekârlık, eğitimcilerin yapay zeka uygulamaları konusundaki endişelerinin en başında geliyor. Chat GPT gibi sohbet robotlarının, eğitimciler arasında kopya çekmeyi kolaylaştırdığı ve yanlış bilgi üretme potansiyelleri nedeniyle eleştirildiğini zaten biliyoruz. Öğretmenler de bu sistemlerin çocukları “yanlış yollara” yöneltebileceği konusundaki endişelerini belirtirken ayrıca yapay zeka kullanımının artmasının öğrencileri yalnızlaştırabileceğinin altını önemle çiziyorlar. Buna göre öğrencilerin daha az insan etkileşimi içinde olması, okulun temel işlevlerinden biri olan sağlıklı sosyalleşmeye için risk oluşturabiliyor.
Dahası, IT uzmanları yapay zekayla ile ilgili olarak veri gizliliği, algoritmik önyargı ve erişim eşitsizlikleri gibi alanlarda kritik soruları gündeme getiriyorlar.
Bu makale ilginizi çektiyse “Öğrenciler İçin En Popüler Yapay Zeka Uygulamaları” adlı makalemize de göz atabilirsiniz.