Okulda Popüler Olmak: Sadece bu cümleyi okumak bile sizi acı dolu okul anılarınıza döndürüyorsa siz de okul popülerliğinin kurbanlarından biri olmuş olabilirsiniz. Çünkü öğrenciler arasında farkedilmek bazı çocuklar için sahip olunabilecek en yüksek statülerden biri olsa da bazıları için en önemli ergenlik acılardan biridir.
Ergenler ve popülerlik üzerine çalışan psikolog Mitch Prinstein’a göre fark edilme, kabul görme, beğenilme, sosyalleşme gibi gereksinimlerin ergenlikle birlikte artış göstermesinin nedeni bu yaş döneminde hem hormonlarda hem de beyin kimyasının değişim göstermesidir. Bununla birlikte yaşananlar sadece biyolojiyle açıklanamaz. Ergenler bir yandan çok sayıda arkadaşa sahip olmak, bir grubun içinde bulunmak isterlerken bir yandan da kurdukları ilişkilerin niteliğinin de önemli olduğunu hissederler. Çünkü kişiliklerinin şekillendiği bu yıllarda kendileri, kapasiteleri ve kişilikleri hakkında arkadaşlarından duydukları mesajlar hayatlarının geri kalanında kim olacaklarının da belirleyicisi olacaktır.
Peki tam olarak nedir popüler olmak? Kimler popüler olur? Kimler popülerlerin ardına takılır? Popüler
olmak için nasıl davranmak gerekir? Mitch Prinstein’a göre çoğu zaman birbirine taban tabana zıt iki
farklı beğenilmeyi popülerlik tanımı altında birleştiririz: Statü kazanmayı ve baskın olmayı.
Ergenler Görünür Olmaya, Çocuklar Sevilmeye Değer Verir!
Çoğu zaman ergenler arasında şahit olduğumuz ve popülerlik olarak adlandırdığımız şey aslında bir sosyal statüdür. Prinstein’a göre bu statü, ergenin ne kadar sevildiği ya da onaylandığıyla değil, yaşıtları arasındaki fark edilirliği, görünürlüğü, çevresi üzerindeki etkisi, baskınlığı ve sözünü geçirebilmesiyle doğru orantılıdır.
Ancak çocuğun görünürlüğünden çok kişiliği üzerinden oluşan bir başka popülerlik şekli daha vardır ve bunu çoğunlukla küçük çocuklarda gözlemleriz. Bir anaokulundaki öğrencilere hangi arkadaşlarını daha çok sevdiklerini sorun size elindeki oyuncakları paylaşan, küçükleri koruyan, saldırgan olmayan, arkadaşlarını mutlu eden çocukları göstereceklerdir; bu bir lisede karşılaşacağınız tercihin tam tersidir. Peki aradan geçen yıllarda çocukların tercihini böylesine değiştiren nedir? Nasıl olur da anaokullarının yardımsever, güler yüzlü, çalışkan çocukları popülerliklerini lisenin sert, buyurgan çocuklarına kaybederler?
Beyin Değişir; Beklentiler Değişir!
Çünkü bu büyüme sırasında özellikle de ergenlikle birlikte beyin kimyasında pek çok değişim yaşanır. Bu değişimlerden birisi (çevreyle bağ kurma ihtiyacını açığa çıkaran) oksitosin ve (beynin zevk merkezini yöneten) dopaminin yeni bileşimidir.Bu bileşim ergenleri yaşıtlarından gelen her türlü ilgi, onay ve kabule bağımlı hale getirir. Bu bağımlılık özellikle çocukluklarından itibaren duygusal ihtiyaçları karşılanmamış, desteklenmemiş ergenlerde çok daha kolay ortaya çıkar.
Maalesef, yaşıtlardan ilgi ya da onay kazanabilmenin en kolay yollarından birisi güçlü, bağımsız ve
kendinden emin gözükmektir. Bu ihtiyaçlar ergenler için popülerliğin yeni kurallarını belirlerken,
statüye dayanan neredeyse içgüdüsel yeni bir çeşit popülerlik kimliği yaratırlar.
Böylece biz yetişkinler, şiddetin sınırlarında dolaşan, buyurgan dilleri, sert tavırlarıyla kendilerini dünyaya kanıtlamaya çalışan gençlerin nasıl olup da okulun en popüler çocukları olduğunu merak der dururuz. Bir başka deyişle, hayatlarının bir bölümünü hormonlarının kontrolü altında geçirmeye mahkum olan ergenler, çevreleri tarafından beğenilme, sevilme, yalnız bırakılmama ihtiyaçlarını karşılamaya
çalışırken kendi kişiliklerinden de ödün verir bir yandan da önemli sosyal risklerle karşı kaşıya kalırlar.
İki Grup Genç Risk Altında…
Bu risk özellikle iki grup genç için daha fazladır. Bu gruplardan ilkinde kolay arkadaşlık kuramayan, kendisini istenmemiş, reddedilmiş hisseden gençler vardır. Ergenliklerinden itibaren istenmediklerini sevilmediklerini hissederek büyüyen gençler, yetişkin olduklarında benzer ret edilmeleri yaşayacaklarını umar ve ilişkilerini buna göre şekillendirirler.
İkinci grupta ise ergenliklerinde statü, güç ve yönlendirme üzerinden popülerlik kazanmayı öğrenen gençler vardır. Bu gruptaki gençler, yetişkinliklerinde de aynı baskın ilişki kalıplarını kullanarak kendilerini var etmeyi seçeceklerdir. Bu ifade kalıbını seçen kişiler genellikle uzun süreli, doyumlu ilişkiler yaşamakta, duygularını, ihtiyaçlarını ifade etmekte zorluk çeker, sosyal açıdan kendilerini yalnız hissederler.
Şunun da altını çizmeliyiz; çoğu zaman düşünüldüğünün tersine popülerlik sadece olumlu getirileri olan bir statü de değildir. Bir gençlik grubunun zirvelerinde olmak pek çok fedakarlığı, yalnızlığı, rakiplerin öfkesini de beraberinde getirir. İlk bakışta hayranlık uyandıran popülerlik konumu–özellikle ergenler için- uzun dönemde bedeller ödeten bir ‘sosyal statü’dür.
Popülerlik Tuzağını Aşmak Mümkün mü?
Peki popülerlik tuzağını aşılabilir mi? Ergenlerin vurdumduymaz, buyurgan, asi tavırlı yaşıtları
yerine daha olumlu davranışlar sergileyen arkadaşlarını “popülerlik” statüsüne yükseltmeleri;
kahramanlarını sorumluluk duyguları yüksek yaşıtları arasından seçmeleri mümkün olabilir mi?
Deneyimli eğitimcilere göre popülerlik konusundaki kuralları bütünüyle değiştirmek mümkün olmasa da en azından yumuşatmak mümkündür. Daha önemlisi oyun planını statü gücüyle popüler olanlar değil, iyi olanlar lehine döndürebilmek için en büyük görev dikkatli öğretmenlere düşmektedir.
Peki nasıl? Her şeyden önce öğretmenlerin öğrencilerinin popülerlik kriterlerine teslim olmamaları gerekmektedir. Bu uzun bir süreçtir ve öğrencilere değerler hakkında, gerçek hayatla bağlantılı örnekleri de içeren konuşmalarla sağlanabilir. Pek çok öğretmenin bilinçli olarak uzak durduğu –değerler üzerine konuşmalar sınıf ikliminin değişmesini sağlayacak en önemli araçlardandır.
Ancak ergenlere yeni kahramanlar yaratmanın gerçek yolu sağduyulu ergenleri öne çıkarmaktan ve onları desteklemekten geçer. Bu çoğu zaman ergenin dünyayı okumasına ve yorumlamasına bir müdahale içerir. Böyle bir müdahaleyi gerçekleştirebilecek en etkili kişiler de öğretmenlerdir.